Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yüksek enflasyon öğrenci velilerinin cebini vuruyor

2019-2020 eğitim-öğretim yılı bugün itibariyle başladı. 1 milyonu aşkın öğretmen ve 18 milyona yakın öğrencinin bugün itibariyle ders başı yaptığı bu eğitim-öğretim yılında da en çok tartışılan konulardan biri zorunlu okul masrafları. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 6 Eylül’de “2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin Durumu: Geleceği çalınan öğrenciler, emeği yok sayılan öğretmenler” başlığıyla yayınladığı raporda, ekonomik kriz ve yüksek enflasyonun okul masrafları üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

“Öğrencilerin zorunlu okul ihtiyaçları cep yakıyor”

Raporda, Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle öğrenci velilerinin yapacakları eğitim harcamalarında belirgin bir artış olduğuna dikkat çekildi. 

2019-2020 eğitim-öğretim yılı itibariyle çocuk kitapları geçen yıla göre yüzde 14,9, test kitapları yüzde 16,3, okul çantası yüzde 18,2, kırtasiye malzemeleri yüzde 30,51, resim boyaları yüzde 33,11, okul defteri yüzde 33,73, kalem fiyatları ise yüzde 34,75 artış gösterdi.

“Öğrenci ve veliler müşteri haline getirildi”

Eşit ve parasız eğitim ilkesi ve kamusal eğitim anlayışının terk edildiği belirtilen raporda, piyasacı eğitim politikalarının uygulamada olduğu vurgulandı. Eğitim hizmetinin bedelinin hizmetten yararlananlar tarafından ödenmesinin sınıf farklılıklarını daha da belirgin hale getirdiği belirtilen raporda, öğrenci ve velilerin müşteri haline getirilmesi eleştirildi ve eğitim hizmetlerinin büyük ölçüde piyasa kurallarına teslim edildiğine dikkat çekildi.

“Eğitime ayrılan kamusal kaynaklar azalıyor”

Raporda, eğitime ayrılan kamusal kaynaklar, OECD ülkelerinin ayırdığı kaynaklarla da karşılaştırıldı. 

OECD ülkelerinin ayırdığı kaynakların ortalaması okul öncesi eğitimde 8 bin 759, ilköğretimde 8 bin 631, ortaöğretimde 10 bin 10 ve üniversitede 15 bin 656 ABD Doları iken Türkiye’de, okul öncesi eğitimde 2 bin 5, ilköğretimde bin 591, ortaöğretimde 2 bin 395 ve üniversite 3 bin 736 ABD Doları olduğu belirtilen raporda, Türkiye ve OECD arasındaki farkın giderek arttığına işaret edildi.

“Özel ilköğretim sayısı yüzde 375, öğrenci sayısı yüzde 95 arttı”

Raporda, 4+4+4 düzenlemesi sonrasında özel okul sayılarında büyük bir artış yaşandığı belirtilirken, “Ortaya çıkan tablo kamusal eğitimin hükümet ve MEB işbirliği ile çökertilerek, özel eğitimin devlet desteğiyle nasıl ihya edildiğinin kanıtı niteliğindedir” denildi.

Eğitim Sen hazırladığı raporun sonunda MEB’e 10 uyarıda bulundu:

-Tüm öğrencilerimizin eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz eğitimden yararlanmasını sağlayacak bütçe planlaması yapmak MEB ve siyasi iktidarın sorumluluğudur. Sorumluluğun gereği yerine getirilmelidir.

-Tüm öğrencilerimizin eğitim hakkı uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimizin eğitim hakkını tam ve baskı altında kalmadan kullanması gerekir. Öğrencilerimizi çırak olmaya özendiren politikalardan vazgeçilmelidir.

-Yargı kararları uygulanmalı; Diyanet, dini vakıf ve dernekler ile yapılan protokoller sonlandırılmalı, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün MEB’den bağımsız hareket eden ‘özerk’ yapısına son verilmelidir.

-Anadolu liselerinde ikili eğitimden kaynaklı oluşabilecek güvenlik, sağlık, beslenme gibi sorunlara yönelik MEB önlem ve çözümler üretmelidir. Güvenlik sorununun çözümü için ücretsiz servis başta olmak üzere acil adımlar atılmalıdır.

-2019-2020 Eğitim Öğretim yılında LGS sınavına girecek 1 milyon 800 bin öğrencinin mağduriyet yaşamaması için gereken önlemler alınmalıdır. MEB öğrencilerin taleplerini toplamalı, okul gereksinimini belirlemeli ve bu gereksinimi karşılayacak önlemleri “Her öğrencinin istediği okulda eğitim alma hakkı vardır” ilkesini gözeterek yaşama geçirmelidir.

-Proje okulları uygulaması sonlandırılmalıdır.

-Sözleşmeli, ücretli, güvencesiz çalışma biçimlerine; mülakat uygulamalarına son verilmelidir. Öğretmen açığı kadar atama acilen yapılmalıdır.

-Öğretmenlerin statüsü, çalışma koşulları, hakları, işe alım ve istihdam biçimine kadar her konuda öğretmenlerin söz ve karar hakkı gözetilmelidir.

-Hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız hâlâ MEB çalışanıdır. MEB eğitim emekçilerine sahip çıkmalı, yaşanılan mağduriyetlere ilişkin sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir.

-Öğretmenleri başarılı, başarısız olarak ayrıştıran, okul müdürlerinin performans denetimine tabi bırakan “2019 Yılı Öğretmenler Günü Genelgesi” geri çekilmelidir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.