Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (39): Pabuç pahalı!

Ekonomi Tıkırında‘nın 39. bölümünde Sedat Pişirici, TÜİK’in açıkladığı Ekim 2019 enflasyon verilerini değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Edanur Tanış 

Konumuz enflasyon çünkü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  bugün ekim ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Enflasyon ekim ayında yıllık olarak -yani geçen yılın ekim ayına göre- tüketici fiyatlarında yüzde 8,55 oranında artmış, üretici fiyatlarındaki artış ise yüzde 1,70 oranında. Tüketici fiyatları enflasyonunda aylık artış yüzde 2, üretici fiyatları enflasyonunda yüzde 0,17. Ekim ayında gıda ve alkolsüz içecek fiyatları enflasyonu ise yüzde 7,85 oranında bir artış göstermiş. Enflasyon Ekim 2018’de, tüketici fiyatlarında yüzde 25,24, üretici fiyatlarındaysa yüzde 45 oranındaydı. 

TÜİK enflasyon hesabını 418 madde üzerinden yapıyor. Ekim 2019’da bu 418 maddeden 33’ünde ortalama fiyatlar değişmemiş. 96 maddenin ortalama fiyatları düşmüş, 289 maddenin ortalama fiyatları ise yükselmiş. Ekimde aylık en yüksek enflasyon artışı giyim ve ayakkabıda; oran yüzde 11,70. Yıllık en fazla artış ise alkollü içecekler ve tütün enflasyonunda yüzde 43,60. Onu sağlık izliyor yüzde 14,24 oranıyla, ardından eğitim geliyor yüzde 14.20’yle. Lokanta ve otellerde enflasyon artışı yüzde 13,71 oranında olmuş, çeşitli mal ve hizmetlerin enflasyon artış oranı yüzde 13,43. 

TÜİK’ten önce 1 Kasım Cuma günü de İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul enflasyonunu açıklamıştı. İTO verilerine göre İstanbul’da ekimde geçen yılın ekim ayına göre -yani yıllık olarak- TÜİK’in  8,55’lik TÜFE’sine karşılık perakende fiyatlar yüzde 11,28 oranında, yine TÜİK’in 1,70’lik ÜFE’sine karşılık toptan fiyatlar yüzde 6,77 oranında artmıştı. Elbette TÜİK’in enflasyon verisi Türkiye genelini ilgilendiriyor, İTO’nunki ise İstanbul’un verisi.

İstanbul’da İTO’ya göre ekimde aylık olarak perakende fiyatlardaki artış oranı 1,78, toptan fiyatlardaki artış oranı 1,5. İstanbul’da ekim ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre giyimde yüzde 10,5 diğer harcamalar kaleminde yüzde 3,67, konutta yüzde 2, gıdada yüzde 1,19, sağlık ve kişisel bakımda yüzde 0,09, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 0,07 oranında  artmış. Yine İstanbul’da ekim ayında kültür, eğitim ve eğlencede fiyatlar  yüzde 2,93 oranında azalmış. TÜİK’e göre ekimde aylık en yüksek enflasyon artışı yüzde 11,70 ile giyim ve ayakkabıdaydı, İTO’ya göre de ekim ayında aylık en yüksek enflasyon artışı yüzde 10,5 ile giyimde.

TÜİK ve İTO’nun enflasyon verileri burada dursun, geçen hafta 31 Ekim Perşembe günü Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal enflasyon raporunu açıkladı. Merkez Bankası, Türkiye’nin 2019 yılını ortalama yüzde 12 oranında bir enflasyonla tamamlayacağını, 2020 yılı enflasyonunu yüzde 8,2, 2021 yılı enflasyonunun yüzde 5,4 olacağını öngörüyor. Sonraki yıllarda enflasyon yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacakmış. Ayrıntılı bakalım: Merkez Bankası Murat Uysal’ın dediğine göre, enflasyon yüzde 70 olasılıkla 2019 yılı sonunda orta noktası 12 olmak üzere yüzde 11,2 ile yüzde 12,8 aralığında gerçekleşecekmiş. 2020 yılı sonundaysa enflasyonun orta noktası yüzde 8,2 olmak üzere yüzde 5,3 ile yüzde 11,1 aralığında gerçekleşeceğini öngörüyorlarmış. 

Hatırlayalım; 30 Eylül 2019’da, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak “Yeni Ekonomi Programı 2020-2022”yi açıklamıştı. Albayrak o gün ekonomide temel mücadele alanlarının başında yine enflasyonun geleceğini söylemişti, temel hedeflerinin de enflasyonu yüzde 5’in altına indirmek olduğunu vurgulamıştı. Albayrak’ın açıkladığı programın hedefleri şöyleydi: 

Enflasyonda 2019 yüzde 12, 2020 yüzde 8,5, 2021 yüzde 6, 2022 yüzde 4,9. 

Büyümede 2019 hedefi yüzde 0,5, 2020, 2021 ve 2022 yılları için yüzde 5.

İşsizlikte 2019 hedefi yüzde 12,9, 2020 hedefi 11,8, 2021 hedefi 10,6, 2022 hedefi 9,8. 

Bağımsız Merkez Bankası’nın enflasyon hedefleri, bağımlı Hazine ve Maliye Bakanı’nın enflasyon hedefleriyle gayet uyumlu. Fakat bu hedefler tutar mı? 

Şimdi bakınız aylıkta artıyor, yıllıkta geriliyor. İşte baz etkisi, iç talepte daralma, yeni bir kur şokunun yaşanmaması… Bütün bunlar enflasyonu iki aydır geriliyor gibi gösteriyor. İç talepteki daralma, alışveriş olmaması, tüketim olmaması, tüketicinin güven duygusunun zayıflaması, gerilemesi, elinde olan parayı harcamak yerine insanların elinde tutması, üç kuruşu biriktirip dolar alması… Bütün bunlar iç piyasayı daralttığı için aslında enflasyon da olamıyor. 

Meseleye bir de bu taraftan bakmak lazım ve yine hatırlamak lazım. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yine geçen yıl 9 Ekim 2018’de “Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı” açıklamıştı. Ne olacaktı programa göre? Elektrik ve doğalgaza 2018’in sonuna kadar zam yapılmayacaktı. Evet, yapılmadı ama zaten bu program açıklanmadan sekiz gün önce 1 Ekim 2018’de hem elektriğe hem doğalgaza, konutlarda yüzde 9, sanayide yüzde 18 zam yapılmıştı. Zaten ondan sonra elektriğe Temmuz ve Ekim 2019’da, doğalgaza da Temmuz ve Ağustos 2019’da birer kez daha zam geldi. İşçi  çıkarmaların önüne geçilecekti “Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı”na göre. İşsizlik o açıklamanın yapıldığı Ekim 2018’de oran olarak yüzde 11,6’ydı. 3 milyon 788 bin resmî işsizimiz vardı. TÜİK’in son açıkladığı veri Temmuz 2019’a ilişkin, işsizlik oranımız 13,9, işsiz sayımız resmen 4 milyon 596 bin. 

Kampanyaya katılan firmalar, fiyatlarında en az yüzde 10 indirim yapacaklardı. Sizce yapıldı mı, herhangi bir indirim gördünüz, hissettiniz mi? Ama ben trajikomik bir şey söyleyeyim; enflasyonla mücadele programına katılan firmaların adları, bu program için oluşturulan enflasyonlamücadele.org.tr websitesinde duruyor hâlâ. Enflasyonla mücadele edeceğine söz veren firmalar arasında pek çok gıda firması var. Ama bakıyorsunuz ekim ayında gıda ve alkolsüz içecekler fiyatları enflasyonu 7,85. Enflasyonla mücadele edeceğine söz veren firmalar arasında alkollü içecek firmaları da var ama bakıyorsunuz ekim ayında alkollü içecek ve tütün fiyatları enflasyonu yüzde 43,60. Enflasyonla mücadele edeceğine söz veren firmalar arasında giyim firmaları da var ama bakıyorsunuz aylık en yüksek enflasyon artışı giyim ve ayakkabıda, yüzde 11,70. 

TÜİK’in yurt geneli İTO’nun İstanbul verileri ortada, pabuç pahalı. İnanır mısınız dün İstanbul’da, Bağdat Caddesi’nde, boya sandığının yanına sıraladığı kullanılmış ayakkabıları satan ayakkabı boyacısı gördüm. Pabuç o kadar pahalı yani! 

Anayasa’nın başlangıç maddesinde, “Her Türk vatandaşı anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme, maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir. Türk vatandaşları nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortaktır” yazıyor. 

Anayasa’nın beşinci maddesinde, “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır” yazıyor. 

Anayasa’nın 48. maddesine göre, “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” 

Anayasa’nın 49. maddesine göre, “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” 

Anayasa’nın 55. maddesine göre,“Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” 

Anayasa’nın 6. maddesine göre, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”

Anayasa’nın 11. maddesine göre,“Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” 

Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli vatandaşları, egemenliğin kayıtsız şartsız sizde olduğuna inanıyorsanız ve bunu böyle yazan anayasanıza güveniyorsanız, siyasi iktidarlardan, yukarıda saydığım anayasa maddelerinde yazan her şeyi talep etmek sizin hakkınızdır. Onlar, onurlu bir hayat sürmenizi sağlamaya, nimeti de külfeti de ortaklaştırmaya, refah, huzur ve mutluluğunuzu sağlamaya, karşılaştığınız ekonomik ve sosyal engelleri ortadan kaldırmaya, çalışanları ve işsizleri korumaya, çalışanları desteklemeye, işsizliği önlemeye, istihdamı artırmaya, enflasyonu düşürmeye, hayat pahalılığı ile baş etmeye mecburlar. 

Anayasal haklarınızı savunun. Yoksa pabuç pahalı!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.