Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (70): Hayırlı işler Türkiye

Türkiye ekonomisi içinde bulunduğu krizden çıkamadan koronavirüs salgını patlak verdi. Salgın, ekonomik krizi daha da derinleştirdi. OECD, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5 civarında küçüleceğini tahmin ediyor. Bu manzara karşısında ekonominin aktörleri suskun, siyasi muhalefet çözümsüz. Sedat Pişirici, Ekonomi Tıkırında’nın 70. programında durumu tespit edip “Başka bir Türkiye mümkün mü” sorusuna cevap aradı.

Yayına hazırlayan: Fazıl Alp Akiş

İyi günler. 

Kronolojik olarak memleketteki ekonomik gelişmelere bir bakalım. 

9 Haziran Salı günü Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) kredi kartlarındaki taksitlendirme sürelerinin havayolu seyahat acenteleri ve konaklamayla ilgili yurtiçine ilişkin harcamalarda 12 aydan 18 aya çıkarılmasına karar verdiğini duyurdu. 

Memleket 1 haziranda açılmıştı hatırlıyorsunuz. Türkiye’nin kapıları 1 haziranda açılmış ve Türkiye normalleşmeye başlamıştı. Hükümet seyahat edilmesini istiyor, seyahat edilerek turizmdeki gelir kaybının, iç turizmdeki gelir kaybının giderilmesini arzu ediyor, BDDK’nın taksitlendirmeye ilişkin kararı da bu durumu destekliyor.

10 Haziran Çarşamba günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart 2020 işgücü verilerini açıkladı. 15 yaş ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı geçen yılın mart ayına göre 573 bin kişi azalarak 3 milyon 971 bin kişi olmuş. İşsizlik oranı da 0,9 azalmayla %13,2’ye gerilemiş. Tarım dışı işsizlik oranı ise 1,1 puanlık azalışla %15. TÜİK’in Şubat 2020 için açıkladığı işsizlik oranı %13,6, işsiz sayısı ise 4 milyon 228 bindi. 

Bir de bilgi vereyim hemen, TÜİK’in başkanı 22 Mayıs 2020’de değiştirilmişti. Bu göreve Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın özel kalem müdürlüğünü yapan Elif Esen’in eşi Muhammed Cahit Şirin atanmıştı. Muhammed Cahit Şirin aynı zamanda TÜİK’in başkan yardımcısıydı. TÜİK, Mart 2020 işgücü verileri açıklamasından bir gün önce de İstanbul ve Bursa dahil 10 bölge müdürünü görevden almıştı. 

Dönelim tekrar, işsizlik verilerinin ayrıntılarına bakalım. Çok enteresan bir durum var. Mart 2020’de işsizlik gerilemiş ama istihdam da gerilemiş. İstihdam ne? Bir görevde bir işte kullanma, göreve yerleştirme. Sözlük anlamı bu. TÜİK’in açıkladığı Mart 2020 işgücü istatistiklerine göre istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 662 bin kişi azalarak 26 milyon 133 bin kişi, istihdam oranı ise 3,4 puanlık azalışla %42 olmuş. 

Yani bir görevde bir işte kullanılan insan sayısı 1 milyon 662 bin kişi azalmış. Yani 1 milyon 662 bin kişi işsiz kalmış. O zaman nasıl olmuş da işsizlik 573 bin kişi azalmış? Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı hizmet sektöründe 903 bin kişi azalmış. Tarım sektöründe 538 bin kişi azalmış, inşaat sektöründe 248 bin kişi azalmış, sadece sanayii sektöründe 26 bin kişi artmış. İstihdam edilenlerin yüzde 57,6’sı hizmet sektöründe çalışıyor, gerisi tarım, sanayii ve inşaatta. O hizmet sektörü koronavirüs salgını nedeniyle mart ayında kapanmıştı. Daha yeni yeni açılıyor. O zaman nasıl oluyor da Mart’ta işsizlik azalıyor? Cevap, işgücünün profilinde gizli olabilir. 

Yine TÜİK’in yayınladığı işgücü genel profiline bakıldığında mart ayını bir iş bulma ümidi olmadan geride bırakılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısının 1 milyon 174 bin olduğu görülüyor. Bu sayı şubatta 1 milyon 107 bindi. Artış 67 bin. TÜİK işgücü genel profilinde 3 milyon 728 bin kişiyi de iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar olarak tanımlıyor. Bu sayı şubatta 3 milyon 207 bindi. Artış 521 bin. İkisinin toplamı 588 bin. Mart 2020’de azalan işsiz sayısı 573 bindi, anlayacağınız işsizlik azalmıyor, saklanıyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün “istihdam rakamlarında da olumlu bir ivme yakaladık” derken sözünü ettiği ivme heralde bu olsa gerek.

10 Haziran Çarşamba günü Türkiye’nin de üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) “Ekonomik Görünüm” raporunu açıkladı. OECD 2020 yılı küresel ekonomik küçülme tahminini %6, eğer bu yıl koronavirüs salgınında bir ikinci dalga yaşanırsa %7,6 olarak açıkladı. OECD’nin Türkiye tahmini ise ekonominin bu yıl %4,8 oranında daralacağı yönünde. Eğer koronavirüs salgınında ikinci bir dalga yaşanırsa Türkiye’de bu oran %8,1’e yükselir diyor OECD.

12 Haziran Cuma günü yine TÜİK, sanayi üretim endeksinin Nisan 2020 verilerini aradı. Sanayi üretimi yıllık % 31,4 azalmış. İmalat sanayiinin durumu daha vahhim, gerileme oranı %33,3. Durum aylıkta da fena, sanayi üretimi aylık %30,4 azalmış. İmalat sanayiinin durumu aylıkta da vahim gerileme oranı %32,5. 

Sanayi çökmüş mü? çökmüş . Ama o günden bugüne TÜSİAD’dan, TOBB’dan, İstanbul Sanayi Odası’ndan (İSO), Ankara Sanayi Odası’ndan (ASO), Ege Bölgesi Sanayi Odası’ndan (EBSO) herhangi bir açıklama yok.

O Ege Bölgesi Sanayi Odası ki başkanı Ersin Faralyalı, iktidarının en güçlü döneminde Turgut Özal’ın gözlerinin içine baka baka o iktidarın anlattığı masallara karşılık dönemin gerçeklerini bir bir sıralamıştı. Ama dediğim gibi, şimdi sanayi çökmüşken, TÜSİAD’dan, TOBB’dan, İSO’dan EBSO’dan, ASO’dan hiçbir açıklama yok. Her fırsatta hükümetin ne kadar başarılı olduğunu söyleyen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu dilini yutmuş durumda. 

Yine 12 Haziran Cuma günü TÜİK, ciro endekslerinin Nisan 2020 verilerini açıkladı. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerinin toplamında 2020 yılı nisan ayında ciro endeksi yıllık olarak %20,9 azalmış. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında 2020 yılı nisan ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksinin %24,9, yıllık hizmet ciro endeksinin %23,9, yıllık inşaat ciro endeksinin %19,6, yıllık ticaret sektörü ciro endeksinin %17,4 azaldığı görülüyor. Alışveriş de çökmüş!

Ciro endeksleri yıllık değişim oranları diye bir tablo var. Bakıyorsunuz, özellikle konaklama ve yiyecekte %68,6 oranında bir gerileme var. Ciro aylıkta da %24,5 oranında azalmış, aylıkta da konaklama ve yiyecek sektörünün %61,6 oranında daraldığını görüyoruz.

12 Haziran Cuma günü, yine TÜİK, perakende satış endekslerinin Nisan 2020 verilerini açıkladı. 2020 yılı nisan ayında perakende satış hacmi yıllık %19,3 azalmış. Aynı ayda yıllık olarak gıda dışı satışta %36,7, otomativ yakıtı satışları %20 azalmış. Gıda, içecek, tütün satışları %12,5 oranında artmış.

Aylık olarak ise 2020 yılı nisan ayında perakende satış hacmi %21 azalırken, gıda, içecek, tütün satışları da yüzde 5,2 oranında azalmış. Perakende satış hacminin sektörlere göre yıllık ve aylık değişim oranlarına baktığımızda gördüğümüz enteresan bir durum da tekstil giyim ve ayakkabıya ilişkin. Bu sektörde yıllık olarak %77, aylık olarak %68 bir daralma söz konusu.

Yine 12 Haziran Cuma perakende cirosu da açıklanıyor TÜİK tarafından. Yıllık %13,6 oranında bir azalma söz konusu. Gıda dışı satışlarda %29,1, otomotiv yakıt satışlarında %35,8 azalmış perakende de ciro. Gıda, içecek, tütün satışlarında %26,8 oranında artmış perakende cirosu yıllık olarak. Aylık olarak perakende cirosu toplamda %20,5 oranında azalmış. Bu sefer aylık olarak gıda, içecek, tütünde de, gıda dışı satışlar ve otomobil yakıtı satışları gibi ciro azalmış. 

Cirodaki azalmaya, hacimdeki daralmaya rağmen, tıpkı sanayi çöktüğünde TÜSİAD’ın, TOBB’un, İSO’nun, EBSO’nun, ASO’nun ses çıkarmaması gibi, yine TOBB’dan, İstanbul Ticaret Odası’ndan (İTO), Ankara Ticaret Odası’ndan (ATO), İzmir Ticaret Odası’ndan (İZTO) tık yok. O İTO ki başkanı Şekip Avdagiç, bulduğu her fırsatta hükümetin ekonomik politikalarını övüyor. O ATO ki başkanı, aynı zamanda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın kuzeni olan Gürsel Baran, bulduğu her fırsatta hükümetin ekonomik politikalarını övüyor. Gel gelelim, perakende ticaret çökmüş, ikisinden de tık yok. 2009 krizinde “al ver, ekonomiye can ver” diye ortalığa saçılanlar, 2020 yılında ortalıkta görünmüyorlar. 

Ve geldik bugüne. 15 haziran 2020 Pazartesi, Hazine ve Maliye Bakanlığı, mayıs ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleştirmelerini açıkladı. Buna göre merkezi yönetim bütçe giderleri 85,4 milyar TL, bütçe gelirleri 668,1 milyar TL, bütçe açığı 17,3 milyar TL. Faiz dışı bütçe giderleri 75,8 milyar TL, faiz dışı açıksa 7,6 milyar TL. 

2020 yılı mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri böyle gerçekleşirken 2019 yılının aynı ayına ilişkin verilere baktığımızda bu ay Mayıs 2020’de bütçe açığının ve faiz dışı açığın daha fazla olduğunu görüyoruz. 

Buraya kadar anlattıklarımdan ben yoruldum. Siz ne yaptınız bilmiyorum ama manzara bu. Bu manzara karşısında sormak lazım: Başka bir Türkiye mümkün mü? Mesela enerji, sağlık, eğitim, ulaşım, barınma (mesela toplu konut), beslenme (mesela su, ekmek, temel gıda malzemeleri), çocuk ve yaşlı bakımı alanlarında hizmet üretim dağıtım ve satışı halk yararına kamulaştırılsa ya da kooperatifleştirilse, bu alanlarda kar amacı güdülmese, ticari kazanç peşinde koşulmasa, herkese bir de temel vatandaşlık geliri sağlansa, devlet sadeleştirilse, devlet harcamaları azaltılsa, devlet aygıtının israfı engellense, toplumsal önceliğimiz barışı, demokrasiyi, insan haklarını, hukukun üstünlüğünü yerleştip genişletmek, geliştirmek, gelir dağılımında adaleti bir an önce sağlamak, yoksulluğu, cahiliği, hastalığı ortadan kaldırmak olsa. 

Hayır mı? Çok mu solcu geldi? Çok mu radikal buldunuz? Peki o zaman Avrupa Birliği üyesi olmak için yerine getirilmesi gereken Maastricht ekonomik kriterleri ile Kopenhag siyasi kriterlerini bir an önce hayata geçirsek. Onlar da ülkemizi bugünkünden daha ileri taşır. 

Bana kalırsa Türkiye için başka bir dünya mümkün. Solcu da olsanız mümkün, sağcı da olsanız mümkün, sosyalist de olsanız mümkün, kapitalist de olsanız mümkün.  Ama başka bir Türkiye’yi “İslam iktisadı” ile “faiz değil kar payı” diye laf canbazlığı yaparak kurmak mümkün değil. 

Sanayi çökmüş, ticaret çökmüş,sanayi ve ticaret erbabından tık yok. Türkiye ekonomisi bu yıl neredeyse %5 küçülecek, iktidara muhalif veya iktidara aday siyasetçiden tık yok. Koronavirüs salgını tam sönümlendi derken vaka sayıları artmaya başladı. İşinden, gücünden, sağlığından olan vatandaştan tık yok. Demek ki bu programın adı hep doğruyu gösteriyor, demek ki ekonomi tıkırında. 

Eğer gerçekten öyleyse, hayırlı işler Türkiye.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.