Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Biz İzmir’de bisiklete çiğdem deriz (!)

Bir ara çok meşhurdu İzmir güzellemeleri. Domatese “domat” derler, kahvaltılık boyoz ah ne güzeldir, klorak ile çamaşır suyu aynı şey midir, banko nedir ve çekirdeğe “çiğdem” denir… İzmirli ünlü yazarlar çok ekmeğini yedi. “Ben de İzmirliyim, benim neyim eksik?” dedim ve 12 Nisan tarihinde doğduğum büyüdüğüm yerden geçecek olan 57. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun üçüncü etabını izlemeye başladım.

Büyük bisiklet turlarının şehirlere getirisi çok fazla. 4-5 saat süren yarışlar boyunca sporcuların aksiyon içine dahil oldukları ve tansiyonun yükseldiği anlar toplam 10 dakikayı geçmez. Fakat “modern gladyatörlerin” kapışmasını izlemek, yeni coğrafyaları tanımak için harika bir fırsat sunar. İnsan-doğaya karşının spor arenalarındaki en net resmidir bisiklet sporu.

Eurosport gibi global bir yayıncı üzerinden servet verilerek yapılacak reklamı bedavaya yaparsınız. Fakat bizler kendi iç politikamızda “yol yaptı” düsturu ile devam ederken dışarıya da aynı mesajı veriyoruz. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın veya Efes Antik Kenti’nin meşhur anfi tiyatrosunun oradan geçerken, yönetmen asfaltı göstermeye devam etti. Teknik yetersizlik mi vardı? Sanmam… Hayır anlamadığım nokta şu, buraları dünyanın izlediği bir kanalda göstermeyecekseniz eğer, turun Selçuk’tan geçmesinin amacı nedir?

Yazar Can Kozanoğlu’nun çok sevdiğim bir lafı var. Bu holiganlıktan artık akli melekelerini yitirmiş olan ve at gözlüğü ile dünyaya bakanlar için “futbol-sevmez” taraftarlar der. 12 Nisan tarihli yarışta (burada yerel yönetimin az bilgilendirmesinin etkisi de var) hemşerilerim, hastaneye ulaşmakta zorlandıkları için Urla geçişinde sporcuları yuhaladı. Burada elbette eleştiri oklarının ucuna vatandaşı koymak yersiz, yerel yönetimin de ciddi kabahati var. Her şeyden önce günler öncesinde kapanacak yolların anonsu geçilmeliydi ve iş yerleri erken paydos yapmalıydı. Fakat yönetimdeki zafiyet sonucu İzmirlilerin deyim yerindeyse değil, gerçekten kan ve ter içinde mücadele eden sporcuları yuhalaması yanlıştı. Peki ya yola girene ve sporcuları sakatlayana ne demeli (akli dengesi yerinde olmayan bir vatandaş olduğu söyleniyor)? Yaşanan vahim olayda, güvenlik görevlisinin de ciddi kabahati var. Kazada yaralanan Nacer Bouhanni’nin tedavisi ülkesinde devam edecek ve ne zaman döneceği belirsiz.

Kaza anı:

Yazının yayınlandığından (16 Nisan) bir gün sonra, 1896’dan beri düzenlenen Paris-Roubaix tek günlük anıtsal klasik yarışının 119. edisyonu yapılacak. Bu yarışta sporcuları en çok zorlayan şeylerin başında paveler (arnavut kaldırımları) geliyor. Zaten Paris-Roubaix’i kazanana verilen ödül de pave taşı şeklinde. Buradaki arnavut kaldırımları fırtına yüzünden veya araç geçişleri sebebiyle her yıl dağılıyor. Özellikle kumdan, çamurdan bitap düşmüş bisikletçilerin Aranberg geçidinden geçişleri, Roma’daki Kolezyum’da gladyatörlerin mücadelesini izlemekten farksız.

“Paris-Roubaix Gönüllüleri” de her yıl paveleri tek tek dizip, çim tutan yerleri keserek yarışçılara hazır hale getiriyor. Hatta 2021 yılında Aranberg’deki pavelere belediye, asfalt çalışması yaptığı için halkın tepkisi üzerine tekrar eski haline getirdi. Başka bir örnek de 3 Nisan’da koşulan tek günlük anıtsal klasik Ronde van Vlaanderen’de, bir çiftçinin bisikletçilerin evinin önünden geçsin diye kendisinin yol yapmasıydı. Bunlar tarihine, kültürüne ve şehrine sahip çıkmaya örnek durumlar.

Spor alanlarının betonlaştığı, boş arazilerin sahibi “1” top ve sayısız çocukken, hareketsizliğe itilen bir toplum. Tabanında elbette maddi yetersizlikler de yatıyor. Çünkü ekonomik problemlerin olduğu yerde hobi olmaz, hobiler olmazsa insanlar mutlu olmaz. İnsanlara spor yapın öğüdü verenlere aldırmayın siz. Spor yapmak bile artık elit bir kesimin hobisi olmuş durumda. Fakat şehrin tanıtımına yardımcı olacak bir spor organizasyonunda yönetim, yayıncılık ve hepimiz sınıfta kaldık.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.