Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gezi hükümlülerinin Silivri günlüğü | Moral yüksek, koğuş düzeni tam: Can Atalay bulaşıktan, Tayfun Kahraman genel temizlikten sorumlu

Avukat Akçay Taşçı, Gezi Parkı davasının karar duruşmasında 18’er yıl hapis cezası alan ve tutuklanan Can Atalay ile Tayfun Kahraman’ı dün (28 Nisan) ziyaret etti. Durumlarını ve dışarıya mesajlarını Medyascope’a anlatan avukat Taşçı, “Bu karar karşısında dışarıyı ve halkın tepkisini çok merak ediyorlar” dedi. 

“Can Atalay bulaşıktan, Tayfun Kahraman ise genel temizlikten sorumlu”

Gezi Parkı davasında verilen cezalara tepkiler devam ediyor. Mahkeme, geçen pazartesi günü (25 Nisan) yapılan duruşmada Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 18’er yıl hapis ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verdi. 

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı dün (28 Nisan) avukatları Akçay Taşçı ziyaret etti. Atalay ve Kahraman’ın genel ihtiyaçları karşılandı ve moralleri yüksek. Aynı koğuşta kalan Ali Hakan Altınay, Can Atalay ve Tayfun Kahraman görev dağılımını da paylaştı. Can Atalay bulaşığı üstlenirken, Tayfun Kahraman ise genel temizliği üstlendi:

“Moralleri çok yüksek. Bu karar karşısında dışarıyı ve halkın tepkisini çok merak ediyorlar. Ben etraflıca tepkinin yüksek olduğunu anlattım, bu da onlara çok moral oldu. Moralleri yüksek, başları dik ve ‘Biz bu kararı onurla taşıyacağız. Gezi bizim onurumuzdur. Memleketin en güzel ve temiz hareketlerinden biridir. Biz bunun o dönem tercümanlığını yaptık, bunun getirdiği politik sorumluluğu da almaktan kaçınmıyoruz’ dediler. Üçü birlikte kalıyorlar. Görev dağılımı yapılmış, Can Atalay bulaşıktan, Tayfun Kahraman ise genel temizlikten sorumlu olmuş. Havalandırmaya çıktıkları alanı temizlemişler. Bir tane futbol topu almışlar. Buzdolapları, çay makineleri ve televizyonları var. Gazete talep etmişler ancak daha sonuç gelmemiş. İlaç ve kıyafet gibi bir sorunları yok.”

Avukat Akçay Taşçı

“Daha önceki beraat kararı sürpriz olmuştu”

Dokuz yıldır devam eden Gezi Parkı davasının karar duruşmasında mahkeme heyeti, Osman Kavala’nın TCK’nın 312. maddesi uyarınca “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına, takdiri indirime yer olmadığına, “casusluk” suçlamasından ise beraatine ve tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise TCK 312’deki “yardım” suçlamasından 18’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve tutuklanmalarına karar verdi. Bu ağır cezalara tepkiler gelirken, Atalay ve Kahraman’ın bu kararı bekleyip beklemediklerini sorduk:

“Biz cezayı bekliyorduk onlar da bekliyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı’yla ilgili her konuşmasında Gezi’nin cezasız bırakılmayacağını alenen ilan etmişti. Dolayısıyla biz burada yargı bağımsızlığı varmış gibi sürpriz bir şey beklemiyorduk. Daha önceki beraat kararı bize sürpriz olmuştu. Yani olumlu kararlar sürpriz, olumsuzlar sürpriz olmadı. Tutuklama kararında biraz daha ortada idik, ‘Olabilir de olmayabilir de’ diyorduk. Bu tür dosyalar da bizim alışkın olduğumuz yargılama biçimi şu; şüpheliler gözaltına alınır, Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılırlar ve tutuklanırlar. Daha sonra yargılama aşamasında tutukluluk devam eder. Bizim arkadaşlarımız ifadeye gittiler, gözaltına dahi alınmadılar. Tutuksuz yargılandılar, imzaları yoktu, adli kontrol tedbiri bile uygulanmadı. İkinci yargılamada yurtdışına çıkış yasağı konuldu. Ancak bu bizim için bir tartışma konusu değildi, en başından beri hiçbir yere gitmeyeceklerini söylemişlerdi.”

“Hukuk konuşuyor olsak bu dosyanın buraya bile gelmemesi lazım”

Gezi Parkı davasında hem sanıklar hem de avukatlar mahkeme heyetine bir yargılama yapmadıklarını ve ortada delil olmadığını söylüyorlardı. Bundan sonra ne olacağını sorduğumuz avukat Akçay Taşçı, gidişatın Türkiye siyaseti ile alakalı olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı davasını bir seçim kampanyası olarak gördüğünü söyledi:

Hukuk konuşuyor olsak bu dosyanın buraya bile gelmemesi lazım. Dolayısıyla şu an konuştuğumuz şey memleket siyaseti. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hamleleri, Avrupa aile ilişkilerinin nasıl gideceği, Ukrayna savaşının ne olacağına bağlı. Biz işlerin sertleşeceğini, Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyası olarak bunu daha önce de kullandı, bu seçimlerde de kullanacağını biliyorduk. Ülkenin ve seçimin gidişatı arkadaşlarımızın durumunu da paralel olarak etkileyecek.”

“Gezi’yi destekleyen ve ruhuna sahip çıkan herkese selam olsun”

Röportajımızı Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın, avukat Akçay Taşçı aracılığıyla bize ilettiği mesajıyla bitiriyoruz:

“Gezi’ye giden, Gezi’yi destekleyen ve ruhuna sahip çıkan herkese selam olsun. Gezi’nin tüm politik bakiyesini onurla ve gururla taşıyacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.