AKP’li Derince Belediyesi’nin Aynur Doğan konserini iptal etmesinden sonra Zazaca, Türkçe ve Kurmanci dillerinde şarkılar söyleyen Metin-Kemal Kahraman kardeşler de bir açıklama yayınlayarak Muş konserlerinin konsere bir gün kala valilik tarafından iptal edildiğini duyurdu. Eski AKP milletvekilleri, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül ve MÜ-YAP Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Forta, konser yasaklarına ilişkin Medyascope’a konuştu.
“MESAM olarak sanatçılarımızın yanındayız”
MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül, “Metin-Kemal Kahraman kardeşler bu ülkede kaybolmaya yüz tutmuş bir dilin, kültür taşıyıcıları ve ülkemizin çok değerli sanatçıları. Ölümsüz şarkılara imza attılar. Yasağı koyanlar, topluma yasağın gerekçesini açıklamak zorundalar. Biz MESAM olarak sanatçılarımızın yanındayız ve yasağı koyan valiliğin yasağı neden koyduğunu açıklaması gerekiyor” diye konuştu. Müziğe ilişkin bu yasakların 1980’li ve 90’lı yıllarda özellikle muhalif sanatçılara yönelik olarak sıklıkla yaşandığını hatırlatan Ergül , “Uzun yıllardır bu yasakları unutmuştuk ama tekrar hortladı, bundan büyük bir üzüntü duyuyoruz ve bu yasakları kabul etmiyoruz” dedi. Ergül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumsal problemlere yol açabilecek kararlardan kaçınmak gerekir”
“Yasağı koyan herkese çağrım şudur: Şarkıdan, türküden kimseye zarar gelmez. Şu sıkıntılı dönemlerde ruhunuza ilaç gibi gelecek olan şarkılar ve türkülerdir. Bizler yasalara saygılı insanlarız fakat yasağı koyanın bu tarz konuları tekrar gözden geçirmesi gerekir. Toplumsal problemlere yol açabilecek kararlardan kaçınmak gerekir. Keyfi bir uygulama olduğu kanaatindeyim. Metin-Kemal Kahraman’ın Muş’ta vereceği konserde ne yaşanacak ki? Bu sanatçıların muhalif bir kimliği var ama zaten muhaliflik de sanatçının doğasında var. Sanatçı iyiden, güzelden, doğrudan, yanadır. Sanatçı aydın insandır, eleştirir. Toplumun baktığından daha farklı bakabilir, daha güzelini daha estetik olanını benimseyip bunu topluma enjekte etmeye çalışabilir.”
“İzah edilemez bir durum yaşıyoruz”
Konser yasaklarına ilişkin Medyascope’a konuşan Bülent Forta, “Müzik yasakları çok açık bir şekilde müzisyenlerin ve müzik sevenlerin haklarına tecavüzdür” dedi. İstiklal Caddesi’nde Kürtçe şarkı söyleyen müzisyenlerin gözaltına alıp serbest bırakıldığını da hatırlatan Forta, şöyle devam etti:
“Bu müdahalelerin Kürtçe şarkı söylemeye yönelik yaygın bir uygulama olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ortada çok net bir şekilde hayat tarzına, bir dile müdahale söz konusu. Mevcut iktidarın politikası kendi politikalarını topluma her alanda dayatmak. Müzik, bunun en önemli mağdurlarından birisi oldu. Kürtçe müziğin yasaklanması Türkiye’nin geride bıraktığı bir şeydi ve şu an izah edilemez bir durum yaşıyoruz. Mevcut iktidar bunu sürdürürse son derece yanlış bir uygulama yapmış olur. Bu sadece müzisyenleri ilgilendiren bir durum değil, doğrudan yaşam tarzına müdahale.”
Hüseyin Çelik’ten “Gönül Yarası” örneği
AKP kurucusu ve eski bakanlardan Hüseyin Çelik de “Müzik gönlün dilidir. Bunun üzerinden kavga etmeyelim. Aynı duyguları paylaşanlar anlaşırlar, aynı dili konuşanlar değil” dedi. “Gönül Yarası” filminde Dünya karakterini canlandıran Meltem Cumbul’un “Dar Hejiroke” şarkısında ağladığı sahneyi hatırlatan Çelik, filmdeki “-Kürtçe biliyor musun? – Hayır.- O zaman niye ağlıyorsun? – Abi bu türküye ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerek” repliklerini dile getirdi ve “Bu ülkede maalesef ırkçılık bir hastalık ve bu mesele dünkü mesele değil asırlardır böyle. Bu meseleler bizde bitmez, biter yeniden başlar, üzülüyoruz bunlara maalesef” diye konuştu.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Irkçılığı ve nefret duygusunu körükleyen bu kararı lanetliyoruz”
AKP 23. Dönem Ağrı Milletvekili Mehmet Hanifi Alır ise Kürtçe müziğe yönelik yasaklamalara şu sözlerle tepki gösterdi: “Kürt müziği, Kürt edebiyatının ve tarihinin de özüdür. Dolayısıyla biz Kürtler, Kürt müziğini çok önemsiyoruz. Kürt müziği bizim her şeyimizdir. Günümüz dünyasında bu dil yıllarca yasaklandı. Kürt müziği ile uğraşmanın çağdaş bir ülkeye, birlikte yaşamaya hiçbir faydası yoktur. Bu kabul edilebilir değildir. Bu yasağı koyanları şiddetle eleştiriyorum. Bu yasağın ne memleketimize, ne coğrafyamıza, ne insanımıza hiçbir şekilde faydası yoktur. Sadece ırkçılığı ve nefret duygusunu körükleyen bu kararı lanetliyoruz.”