Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Tekrar Beşiktaş’ın başına geçen Şenol Güneş’i bekleyen üç sorun

Sezona 3’lü savunma hattı mı, yoksa 4’lü savunma hattı mı tartışmalarıyla giren Beşiktaş, teknik direktör Valerien Ismael ile yolları ayırdı. Şu an için Süper Lig’de şampiyonluğa ulaşmış takımlar arasındaki ilk teknik direktör değişimi siyah-beyazlılardan geldi.

Şunu anlamak mümkün değil. Eğer Valerien Ismael’in kafasındaki şablonu beğenmediyseniz, zaten geçen yılın 31. haftasından itibaren sekiz hafta boyunca Fransız çalıştırıcıyı deneme fırsatınız oldu. Hangi Beşiktaşlı taraftarla konuşsam (Babam hariç, o hep “Bu sezon kesin şampiyon Beşiktaş” der), istisnasız olarak hepsi Ismael’in sezon ortası gönderileceğini düşünüyordu. Açıkçası oynanan fiziksel oyundan dolayı kimsenin umudu yoktu. Taraftarın düşündüğünü elbette futbolcular da düşünmüştür. 

Neyse biz esas konumuza dönelim. Beşiktaş ile birlikte 15/16 ve 16/17 sezonlarında şampiyonluk yaşayan, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 17/18 sezonunda grup aşamalarını namağlup tamamlayan Şenol Güneş, tekrar siyah-beyazlıların patronu oldu. En son 6-1’lik Hollanda hezimetiyle sonuçlanan Türkiye A Milli Futbol Takımı tecrübesinden sonra Güneş, kulüp takımı çalıştırmaya geri döndü. Fakat naçizane görüşüm, işi bu sefer daha zor. 

70 yaşındaki teknik direktörün önündeki beş maçtan dördü çok kritik. Ümraniyespor mücadelesinden sonraki dört maç sırasıyla Galatasaray (d), Fraport TAV Antalyaspor, Gaziantep FK (d), Adana Demirspor olacak ve şampiyon olduğu yıllardaki gibi kadro mühendisliğinden de söz etmek imkânsız. 3’lü savunma oynaması planlanan takım, felaket hazırlık maçlarının (6 maçta, 1 galibiyet) ardından taraftar ve yönetim baskısıyla 4’lü savunmaya döndü. Transferler de genel olarak ilk plana göre yapılmıştı. Hangi Şenol “Güneş” olacağını bu üç faktör belirleyecek. Kavurucu bir yaz güneşi mi, yoksa kış güneşi mi?

1) Beşiktaş’ın yetersiz yerli rotasyonu

Şenol Güneş’in başarılı olduğu takımların en büyük ortak noktası güçlü bir yerli oyuncu havuzunun olmasıdır. Hatırlarsak, Trabzonspor’daki 10/11 sezonunda 82 puanla harikalar yaratan takımda; kalede Onur Kıvrak, savunmada Egemen Korkmaz, orta sahada Selçuk İnan, santraforda da Burak Yılmaz ile özel bir yerli iskelet vardı. Beşiktaş’ta şampiyon olduğu 15/16 sezonunda da kalede Tolga Zengin, savunmada Ersan Gülüm, orta sahada Gökhan Töre, Olcay Şahan, Oğuzhan Özyakup, santraforda da Mario Gomez’in (Eyşan*) yedeği Cenk Tosun bulunuyordu. Ertesi yıl, yine şampiyon olan Beşiktaş’ta Cenk Tosun performansıyla rekor transfer ücretiyle İngiltere Premier Lig takımı Everton’ın yolunu tutmuştu.

Şimdi bu sezonki Beşiktaş’ın yerli oyuncularına bakarsak, kalede ciddi soru işaretleri barındıran Ersin Destanoğlu’nu görüyoruz. 21 yaşındaki kalecinin performansının Şenol Güneş’in dokunuşuyla artacağını varsayabiliriz. Savunmada yine çok genç bir oyuncu olan ciddi potansiyelli Tayyip Talha Sanuç, orta sahada bu sezona iyi başlayan Salih Uçan ve santraforda da Everton günlerindeki sakatlıktan kurtulmaya çalışan Cenk Tosun, Wout Weghorst’un yedeği olarak göze çarpıyor. Siyah-beyazlılardaki yerli oyuncu havuzundaki yetenek ve tecrübe eksikliği hocanın ilk büyük sınavı olacak. 

2) Kadroda düşüşe geçen ve performans sıçraması yapması beklenen oyuncu neredeyse yok!

Şenol Güneş’in bir takımın başına geçtiğinde hissedilen en büyük dokunuşu, genç yaşında ciddi potansiyel gösteren ama sonradan bir türlü performans eşiğini aşamayan oyuncuları, üst düzeye taşımasıdır. Yine örneklerle gidelim, 10/11 Trabzonspor kadrosundaki Burak Yılmaz, üç büyük takımı da gezmiş ve kanat forvet rolünde sıkışıp kalmıştı. Şenol Güneş’in Trabzonspor’unda santrafora dönüşen Burak 10/11’de 30 maçta 19 gol, ertesi yıl da 30 maçta 32 gollük performans göstermişti. Beşiktaş’taki 15/16 sezonunda da Cenk Tosun’u Türk futboluna armağan eden isimdi Şenol Hoca. Gökhan Töre de gösterdiği performansla İngiltere Premier Lig takımı West Ham United’ın yolunu tutmuştu. Yabancılardan Marcelo da Lyon’a gitmişti. Sakat ve bitik olduğu düşünülen Mario Gomez ise tekrar EURO 2016’da Almanya Milli Futbol Takımı’nın santraforluğuna yükselmişti. 

22/23 model Beşiktaş kadrosuna bakarsak, genç oyuncular Ersin ve Tayyip Talha’nın zaten tecrübelendikçe performans sıçraması yapması bekleniyor. Genç isimleri dışarda bıraktığımızda Salih Uçan, hocanın geliştirme profiline uyuyor. Gedson Fernandes’ten de umudum var. Eğer sezon başında Şenol Güneş ile başlansaydı, Wout Weghorst da Mario Gomez gibi kendi ülkesinin milli takımının formasını da esas santrafor olarak terletebilirdi. Fakat Hollanda’nın teknik direktörünü etkilemek için önünde çok kısa bir zaman var.

3) Şenol Güneş’in, Beşiktaş yönetimi ve taraftar arasında kalkan görevi görmesi

Beşiktaş’ta yapılan başkanlık seçiminde Ahmet Nur Çebi’nin karşısına ciddi bir rakip çıkmadı. Zaten alacaklıların sırada beklediği, maddi olarak zor günler geçiren siyah-beyazlılarda ekonomik tabloda perde aralanmadan yeni başkan adayı çıkması imkânsız. Taraftar ile Valerien Ismael kararı ile gerilen yönetim, en güvenli aday olan Şenol Güneş’i tercih etti. Ligin zaten 11 haftası geride kalmış olduğundan alternatiflerin de çok olmayacağını tahmin edersiniz.

Siyah-beyazlılardaki ilk döneminde Şenol Güneş şu cümleler ile ayrılmıştı: “Başından beri bizi ayırmak isteyenlere, sonunda teslim olduğumuzu düşünüyorum. Sevmek, sevilmek. Gönül verirsen, gönül alırsın. Bunu hiçbir şey ile satın alamazsın, geri kalan her şey hikâye. Çok para kazanabilirsiniz ama önce değer kazanın. Ben Beşiktaş’ta büyük bir değer kazandığımı düşünüyorum. ‘Kalbimi Beşiktaş’ta bırakarak gidiyorum.’

Acaba halen ayrılık sürecini başlatan yöneticilerden kaçı devam ediyor? Şenol Güneş’i rahatsız edecek kişilere karşı Başkan Ahmet Nur Çebi’nin tutumu ne olacak? Şu bir gerçek, hoca ne kadar saha dışına kayarsa, başarısızlıklar da o kadar geliyor ve başarısızlıkla birlikte de saha dışındaki kavgalar çoğalıyor.

Yanlış planlama ile başlayan sezon belki de iyi bir sonuç doğuracaktır. Fakat her şeyin dışında Beşiktaş, geçen yılın ikinci yarısından beri ilk kez üzerindeki ölü toprağını atmış görünüyor. Bu heyecan, beklenmedik performansları ve sonuçları getirebilir. Kısacası Beşiktaş sezonu şimdi açıyor!

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.