CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Londra’nın Chelsea semtinde, “Beşli Çete” diye anılan grubun önde gelen isimlerinden Mehmet Cengiz’in de evinin bulunduğu sokakta yaptığı son video çok başarılı. Hani şu; “Ey çeteler, kaçmayı düşündüğünüz sokaktayım şu an. Ne yaptığınızı gayet iyi biliyorum. Önce kara parayı ülkeye sokup, aklayıp, dışarı geri çıkarıp aileleriniz için yatırıma çeviriyorsunuz. Hazinemiz’in bir kuruşunu yanınıza bırakırsan namerdim. Göreceksiniz siz aileyi” dediği video.
Öncelikle, epey yoğun geçtiği anlaşılan ve ilginç bir şekilde ABD gezisi kadar eleştirilmeyen İngiltere gezisine böyle bir final çok yakıştı.
Bu gezinin arefesinde, Hacer Foggo ile birlikte yaptığı, son dönemin en popüler uyuşturucusu metamfetamin üzerine videoyla ortalığı epey karıştırmıştı. Bu sonuncu videosunda aynı konuya gönderme yapmayı ihmal etmemesi de yerindeydi: “Bu seçimde iki Türkiye var önümüzde, birini seçeceksiniz. İlki kara para ile beşli çetelerin daha da zengin edildiği, bizim çocuklarımıza uyuşturucunun kaldığı bir Türkiye. Diğer Türkiye ise temiz, teknolojik, gençlerimizi sokaktan kurtaran çok güzel bir Türkiye. O Türkiye’de baronlara, mafyaya, çetelere, fotoromanlara yer yok.” (Bilmeyenler için not: “Fotoroman” derken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya atıf yapıyor.)
Sonuç olarak CHP lideri “helalleşme” kadar “hesaplaşma”ya da önem verdiğini, bunları aynı anda yürütmek istediğini bir kere daha göstermiş oldu.
Kimlere meydan okuyor?
Kılıçdaroğlu’nun hedefinde, kendi tabiriyle “baronlar, mafya, çeteler” var. Ama bunlar üzerinden esas Erdoğan iktidarına meydan okuyor.
İlk başlarda Erdoğan’ın öncelikle Beşli Çete ve diğerleriyle yaptığı sözleşmeleri tanımayacağını vurgulaması bile gerek siyasi iktidarda, gerekse onunla işbirliği yapan çevrelerde epey bir tedirginlik ve telaşa yol açtı.
Bir süre “helalleşme” faaliyetlerini ön plana çıkarması belli bir rahatlama yaratmış olabilir ama Kılıçdaroğlu meydan okumalarını sürdürdü ve her geçen gün kartlarını daha açık oynar oldu.
Metamfetamin videosu bunun en bariz örneği. “Her şey bu iktidarın ekonomiyi bitirmesi ile başladı. O kadar müsrifçe harcadılar ki iktidarda kalmak için çok kirli oyuna girdiler. Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. ‘Nereden getirirsen getir kaynağı sormayacağım’ dediler. Uyuşturucu paralarını cari açık için kullandılar” sözlerinin siyasi iktidarı neden çok öfkelendirdiğini ve telaşlandırdığını tahmin etmek zor değil”.
Kimlerle birlikte meydan okuyor?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
CHP liderinin bu iddialı meydan okuyuşlarının siyaseten önünü açtığı muhakkak ancak bir dizi riski de olduğu ortada. Öncelikle çıkarları tehdit edilen “baronlar, mafya, çeteler” herhalde gelişmeleri sessizce izleyecek değiller. Kılıçdaroğlu tepeden tırnağa “gayrimeşru” ilişkilerden bahsettiğine göre kendisine yönelik gayrimeşru faaliyetleri de hesaba katıyor olmalı. Peki bunlara karşı nasıl mücadele edecek, edebilir?
Şu ana kadar yaşananlardan gördüğümüz, en azından Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinden anladığımız bu hesaplaşmayı tek başına yapma iddiasında. Arada sırada “biz” dese de çoğunlukla birinci tekil şahıs konuşuyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nun o kadar güçlü olmadığını biliyoruz. Hatta zor durumlarda partisinin tamamını yanında bulamama ihtimali de hayli yüksek.
Normal şartlarda CHP liderinin bu çıkışları tüm Altılı Masa adına yaptığını varsaymamız gerekir fakat ne kendisi ne masanın diğer üyeleri bu konuda herhangi bir açık işaret veriyor.
Geriye tek seçenek kalıyor: Kılıçdaroğlu bir grup kurmayıyla birlikte halka/seçmene güvenerek “baronlar, mafya, çeteler”e meydan okuyor.
Ancak Türkiye bu tür idealizm ve romantizmi kaldırabilecek bir ülke değil. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun toplumda belli bir karşılığı olduğunu gördüğümüz bu meydan okuyuşlara doğrudan tüm muhalefeti bir an önce dahil etmesi gerekiyor.