Doğa Koleji velilerinin “riskli bina” tepkisi sürüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi tarafından hazırlanan raporda, Can Eğitim Grubu bünyesindeki Doğa Koleji’nin İstanbul-Ataşehir’de yer alan binasının ilkokul ve ortaokul olarak kullanılmasının uygun olmadığı ortaya çıktı. Raporda imzası bulunan Prof. Dr. Ali Osman Atahan’a ulaşan veliler, kendisinin raporu doğruladığını belirtti. Medyascope‘a ulaşan Doğa Koleji yönetimi ise bir açıklama paylaşarak raporu yalanladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi tarafından hazırlanan raporda, Can Eğitim Grubu bünyesindeki Doğa Koleji’nin İstanbul-Ataşehir’de yer alan binasının ilkokul ve ortaokul olarak kullanılmasının uygun olmadığı ortaya çıktı.
Veliler tüm binaların incelenmesi ve riskli binaların tahliye edilmesi için bir imza kampanyası başlattı. Doğa Koleji yönetimi ise “hibrit eğitim” kararı aldı.
İstanbul-Üsküdar’da bulunan Doğa Koleji’nde çocuğu eğitim alan bir veli, süreçle ilgili Medyascope‘a konuştu.
Binaya ait deprem analiz raporlarını görmek için yönetim ile görüştüklerini belirten veli, “Bize ilk önce ellerinde bir rapor olmadığını, genel merkezden kendilerine bir şey gelmediğini söylediler” dedi.
Yönetimin bir süre sonra kendilerini arayarak okula davet ettiğini belirten veli, “Bir hafta sonra kendileri arayıp ‘Rapor geldi, gelin görün’ dediler. Biz de üç veli gittik. Bina fotoğraflarının bile olmadığı bir rapor gösterdiler bize” diye konuştu.
Yönetim tarafından gösterilen raporun güvenilir olmadığını düşündüklerini belirten veli, raporun kopyasını almalarına, fotoğraf çekmelerine izin verilmediğini aktardı.
Prof. Dr. Ali Osman Atahan raporları kabul etti
İstanbul-Yakacık’ta yer alan Doğa Koleji velileri ise bir açıklama paylaştı.
Yakacık’ta yer alan Doğa Koleji binasına ilişkin yine İTÜ İnşaat Fakültesi tarafından hazırlanan raporda, binanın yıkılması gerektiğinin belirtildiğini dile getiren veliler, raporda imzası bulunan Prof. Dr. Ali Osman Atahan ile görüştüklerini aktardı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Veliler açıklamada, Prof. Dr. Ali Osman Atahan’ın raporları doğruladığını fakat kendileri ile paylaşmasının doğru olmadığını söylediğini belirtti.
İTÜ raporları paylaşmadı
Bilgi edinme hakkı kapsamında İTÜ’den raporları talep eden veliler de olumsuz yanıt aldı.
İTÜ’den gelen yanıt şöyle:
MEB: “Çalışmalar devam etmekte“
Konuya ilişkin bilgi aldığımız bir başka veli ise Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) dilekçe yazdıklarını, raporların yenilenmesini talep ettiklerini belirtti.
Veli, bakanlıktan “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 11.02.2020 tarihli ve 2975712 sayılı yazısı gereği ilimiz genelinde yapılan çalışmalarda öncelikle yeniden incelenerek ‘depreme ilişkin sağlam ve dayanıklılık raporları’ yenilenecek Özel Öğretim Kurumları İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine bildirilmiş olup. Konu kapsamında çalışmalar devam etmektedir” diye yanıt geldiğini dile getirdi.
Yönetimden yalanlama
Doğa Koleji yönetimi konuya ilişkin Medyascope ile bir açıklama paylaştı. Açıklamada raporlara ilişkin, “Yalan yanlış beyanlarla, sahte ve ne olduğu belirsiz raporlarla, her yıl olduğu gibi aynı dönemlerde ama farklı konulardaki iftiralarla, çirkin rekabetin ve kirli planların tekrar sahneye konulduğunu görüyoruz” denildi.
Algı oluşturulmaya çalışıldığı iddia edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ancak kasıtlı olduğunu düşündüğümüz ve kimler tarafından yönlendirildiğini bildiğimiz, bazı kişiler tarafından sanki ‘Doğa Koleji deprem konusunda duyarsız, okul binaları depreme dayanıklı değil, öğrenci ve öğretmenlerimiz bu binalarda güvende değiller’ gibi asılsız ve rahatsız edici bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu kirli propagandadan ne amaçlanmaktadır? Bu söylemlerle ne yapılmaya çalışılmaktadır?”
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Hibrit eğitime karşıyız”
Doğa Koleji dün akşam saatlerinde (23 Şubat) velilere attığı bir e-posta ile bazı kampüslerde hibrit eğitim sistemine geçildiğini duyurdu.
Görüştüğümüz bir veli, alınan kararla okul yönetiminin zaman kazanmaya çalıştığını söyledi.
Çalışan ebeveynlerin çocuklarını okula göndermek zorunda kalacağını dile getiren veli, “İsteyen gidecek, istemeyen gitmeyecek, böyle bir şey olur mu?” diye sordu.
“Okula gitmek zorunda kalacak çocukları da düşünmek zorundayız” diyen veli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün çocukların güvenli bir binaya ya da diğer güvenli kampüslere nakil edilmesi gerek. Hibrit eğitime karşıyız. Okuldaki eğitimcilerin bile bundan haberi yok, gece yarısı haber geldi. Hibrit eğitim ciddi bir planlama gerektirir. Bir günde ‘geçtik’ diyerek geçilemez. Çok belli ki eğitim de aksayacak. Ayrıcı okulda görev alan öğretmenler ne olacak?”
“Öğretmenler patronların insafına terk edildi”
Hibrit eğitim sistemine geçildiği için veliler, çocuklarını okula göndermek zorunda kalmayacak fakat bu durum öğretmenler için geçerli değil. Öğretmenler derslere sınıflardan devam edecek.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası) Genel Sekreteri Hüseyin Aksoy, sendika olarak sürecin takipçisi olduklarını belirtti.
Hibrit eğitim kararını eleştiren Aksoy, “Öğrenci için ‘Veli riski alıyorsa çocuğu göndersin’ diye bir şey söyleniyor ama öğretmen için tam olarak zorunluluk hali söz konusu” dedi.
Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin, patronların insafına terk edildiğini söyleyen Aksoy, “Bir kamu okulunun depreme dair sıkıntısı olduğu ortaya çıksa kimse o öğretmenleri oraya getiremiyor. Burada özel öğretim kurumunda çalışan öğretmenlerin tamamen bakanlık tarafından terk edilmişliğiyle alakalı bir durum söz konusu” diye konuştu.
Aksoy sözlerine şöyle devam etti:
“Afetle birlikte binaların güvenlik açısından doğru denetlenmediği ortaya çıktı. Deprem bölgesindeki binalar dahil olmak üzere tam olarak denetime sokulmadan eğitim-öğretim faaliyetine başlandığı bilgisi bizlere de geliyor. Öğrenci ve öğretmen güvenliğinin bir prestij kaybı yaşamamak adına riske atılması çok üzücü.
Milli Eğitim Bakanlığı ile sözleşmesi olan öğretmenler maalesef bakanlık tarafından kollanmamaktadır. Bakanlığın buna göre bir tavır geliştirmesi lazım. Milli Eğitim Bakanlığı ve gerekli mercilerin özel öğretim kurumlarının böyle fevri kararlar alabilecek durumdan çıkması için gereken denetimleri bir an önce yapması lazım. Öğrencilerin, öğretmenlerin bir arada bulunduğu o yüksek riski içeren binaların bir an önce denetime tabi tutulması gerekli.”