Seçime 25 gün kala anketler cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı’nın adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında başabaş bir mücadeleye işaret ediyor. Diğer iki cumhurbaşkanı adayının, Memleket Partisi lideri Muharrem İnce ile Ata İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’ın oyları da hesaba katıldığında ise, yarışın ikinci tura kalması olasılığı hayli yüksek görünüyor. Tercihini hâlâ yapmamış yahut anketlerde rengini belli etmeyen kararsız seçmen oranı ise yüzde 10 civarında hesaplanıyor. Femfikir’in bu bölümünde seçmen davranışları üzerine çalışan iki uzman, Işık Üniversitesi’nden siyasetbilimci Doç. Dr. Seda Demiralp ile Boğaziçi Üniversitesi’nden sosyolog Dr. Feyza Akınerdem ile işte bu kararsız seçmenlere odaklandık.
Hem Demiralp hem de Akınerdem, geçen yıldan bu yana karasız seçmen oranının yarı yarıya azaldığını hatırlatarak, bu aşamadan sonra iktidar ile muhalefet blokları arasında seçmen geçişi beklemenin gerçekçi olmadığına dikkat çektiler. Yani bugünün kararsızları Akınerdem’in ifadesiyle “kime oy vermeyeceği konusunda kararlı olan, ama kime oy vereceği konusunda kararsız ve umutsuz olan bir kitle.” Demiralp sözkonusu kararsız seçmen içinde seçim sonucuna en çok etki etmesi olası grubun Millet İttifakı ile Memleket Partisi arasında kararsızlık yaşayanlar olduğuna dikkat çekti ve oylarını kazanmanın ancak çok somut vaatlerle mümkün olduğunu anlattı. Kararsız kadın seçmenlerle nitelikli saha çalışmaları yapan Akınerdem de, özellikle AKP’den kopmaya meyilli olan kadınların yeni bir aidiyet ilişkisi ve özdeşlik kurabilecekleri kadın siyasi aktörlere ihtiyaç duyduğunu anlattı.