Türkiye, Kaplan ve Barış Boyun çetelerini konuşuyor. Ankara, bu operasyonlarla ne hedefliyor, Türkiye uluslararası kamuoyuna “hukuk devleti” mesajı mı veriyor, yaşananların ekonomiyle ilişkisi ne? Gökçe Çiçek Kösedağı sordu, gazeteci Hakkı Özdal yorumladı.
Gazeteci Hakkı Özdal’a göre 12 Mart ile 12 Eylül darbeleri ve 90’lı yıllar, Türkiye’deki mafya yapılanmasının yükselme dönemleri. Özdal, bu üç dönemde mafya faaliyetlerinin kendine zemin bulduğu olguları şöyle sıralıyor:
12 Mart darbesi: Darbeden hemen sonra, bugünkü mafya düzeninin başlangıç unsurları ortaya çıkıyor. Darbenin ihtiyaç duyduğu sokak deseni, yeraltı dünyasını ve mafyayı güçlendirmekten geçiyor.
12 Eylül darbesi: Sol siyasetin ve toplumsal muhalefetin bastırılması, demokratik hak arayışlarının engellenmesi için devletle iç içe geçmiş sokak örgütlerinin ortaya çıktığı, palazlandığı, güçlendiği ve devletten bizzat destek gördüğü anlaşılıyor.
90’lı yıllar: Kürt sorununun etrafında oluşan büyük şiddet dalgası, büyük rant mekanizmasını doğuruyor. Bürokraside, güvenlik bürokrasisinde, siyasette, ülkücü yapılanmalarda, çeteler varlık gösteriyor. Doğru Yol Partisi (DYP) başta olmak üzere Türkiye’nin yönetici egemen eliti ve mafya iç içe geçiyor.
Özdal, bugün yaşananların 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi iklimle ilgili olduğunu belirtiyor. Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı ile temsil edilen ama sokakta da çetelerin varlığıyla görünen özel bir 7 yıl yaşandığını söyleyen Özdal, “Bu konseptten bazı tavizler mi veriliyor?” sorusunu soruyor.
Ankara’nın bu operasyonları yapmasının Türkiye’nin değişen ekonomi politikasıyla da ilişkisi olduğunu dile getiren Özdal, yabancı yatırımcının parasının güvenliğini önemsediğinin altını çiziyor ve ekliyor:
“Muhalefetin ‘Hukuk olmazsa yatırım da olmaz’ diye bir eleştirisi vardı. İlkel bir kabile devleti gibi ülkenin başkentinde eğlence mekanlarına patır patır el koyan bir mafya döküntüsüne 7 yıl boyunca göz yumarsanız, Türkiye’deki hukuk sadece Demirtaş’ın, Kavala’nın hapiste olmasıyla değil, ticaretin, iş dünyasının güvensizliğiyle de gündeme gelir. Operasyonların bu açıdan uluslararası bağlamda mesajları olduğu kanaatindeyim. Gösterişli bir hukuka dönüş efekti yaratıyor.”