Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Aşkın Türeli, Orta Vadeli Program’ı (OVP), genel seçimleri ve yerel seçimlere ilişkin AKP’nin yaptığı ekonomik hazırlığı değerlendirdi. OVP’nin kredibilitesi olmayan bir dokümana dönüştüğünü söyleyen Türeli, “Önümüzdeki dönem, Türkiye açısından zor bir dönem. Bugünkü OVP’nin vadettiği yoksulluğun artması ve derinleşmesi” dedi.
CHP İzmir Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Aşkın Türeli, OVP’yi ve AKP’nin ekonomi politikalarını değerlendirdi. OVP‘nin kredibilitesi olmayan bir doküman haline geldiğini vurgulayan Türeli, “OVP, gerek ekonomiye ilişkin ortaya konulan tespitler, gerek ulaşılması hedeflenen büyüklükler, gerek altındaki politikalar ve tedbirler açısından baktığımızda topluma güven, istikrar ve öngörülebilirliği sağlayacak bir doküman olması gerekirken uzun zamandır bu niteliklere sahip değil” dedi.
“OVP ekonomiden dış etkenleri sorumlu tutuyor, hiç özeleştiri yok”
Türeli, OVP’nin Türkiye ekonomisinin içinde olduğu durumdan dış etkenleri sorumlu tuttuğunu ancak mevcut durumun, 2021 Eylül’de başlayan faiz indirimlerinin sonucu olduğunu belirtti. Türeli sözlerine şöyle devam etti:
“Merkez Bankası’na kanunla verilen görev, fiyat istikrarını sağlamak, yani Türk Lirası’nın değerini korumak. Merkez Bankası bunu yapmadı, faiz indirimine başladı ve 4 ay sonra faiz yüzde 19’dan yüzde 14’e indirilirken, dolar kuru 8,3 TL’den, 18,3 TL’ye çıktı, enflasyon yükselmeye başladı. Ekonomideki dengeler bozuldu ve aralık ayında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi getirildi ki, bu ekonominin ortasına bırakılmış saatli bomba.”
OVP’de KKM’nin görevini yerine getirdiği söylenerek tasfiyesine yönelik hedefler olduğunu belirten Türeli, “Siz enflasyonun yükseldiği bir ortamda faizi indirirseniz, doğal olarak insanlar alternatif araçlara gider. Önce dövize, altına gittiler, sonra bu KKM sistemi gelince de diğer araçlara gittiler. Bakıyorum, OVP’de hiç bunlardan bahsedilmemiş, sanki hiçbir şey olmamış, kriz tamamen dış etkenden kaynaklanmış gibi, hiç özeleştiri yok. Bir tercih yaptılar ve bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın hayatını etkileyen bir sonucu oldu” diye konuştu.
“OVP’nin vadettiği yoksulluğun artması ve derinleşmesi”
AKP’nin ekonomi politikalarının yanlışlıkla şekillenmediğini, bilinçli olarak tercih edildiğini vurgulayan Türeli, “21 yıldır iktidarda olan bir parti anlaşılıyor ki, ne pahasına olursa olsun büyümeyi -özellikle inşaat sektörünün ve büyük kamu yatırımlarının öncülük ettiği bir büyüme modelini- tercih etti. Bu aslında bir sermaye transferi” diye konuştu.
Yerel seçimden sonra ciddi bir kemer sıkma politikasının uygulanacağına dikkat çeken Türeli, “Önümüzdeki dönem Türkiye açısından zor bir dönem. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın, gittikçe daha yoksullaştığı, yoksulluğun hem arttığı, hem derinleştiği bir süreç olacak. Bugünkü OVP’nin vadettiği bunlar ve bunu ortadan kaldırmaya yönelik ciddi bir politika yok” diye konuştu.
- OVP’nin eksikleri, çelişkileri, niyetleri | Prof. Aziz Konukman: “Seçimi kazanmaya endeksli bir OVP”
“OVP’de yapısal reform yok, daha önce söylenen şeyler tekrarlanmış”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
OVP’de ekonomideki diğer kurumları ve paydaşları ciddiye alan bir yaklaşım olmadığını söyleyen Türeli, OVP hedeflerinin kendi içinde de tutarsız olduğunu vurguladı.
OVP’de “yapısal reform” olarak belirtilen politikaların, aslında yapısal reform olmadığının altını çizen Türeli, şöyle konuştu:
“Yapısal reform, ekonominin yapısını ve işleyişini değiştirecek şeylerdir. Para ya da maliye politikasıyla ilgili yapılanlar, yapısal reform alanları değildir. Yapısal reform, örneğin vergi reformudur. OVP’de vergi reformu yok. Çalışma hayatına, istihdam piyasasına ilişkin bir reform yok. Geçmişten beri bütün OVP’lerde, planlarda, programlarda söylenen şeyler tekrarlanmış. AKP 21 yıldır tek başına iktidarda ve sonuç itibarıyla istediğini yapabiliyor.“
“Ücretliyi enflasyona ezdirecekler”
Yaşanan sürecin en büyük sonucunun gelir dağılımı ve bölüşüm ilişkilerini bozması olduğunu belirten Türeli, “OVP’de gelir dağılımına, yoksulluğa ilişkin bir şey yok. Gelir dağılımı gittikçe bozuluyor ama büyük sermaye gruplarının kazandığı bir süreç var” diye konuştu.
Türeli, sözlerine şöyle devam etti:
“OVP sonrası Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘Bundan sonra ücret düzenlemeleri hedef enflasyona göre yapılacak’ dedi. Belirlenen hedef enflasyona göre yapacaklar ama biz şunu biliyoruz, enflasyon hedefi hiç tutmuyor. Enflasyon, hep hedeflerin çok üstüne çıkıyor. Bu ücretleri, gelirleri enflasyona ezdirecekleri anlamına gelir. Bölüşüm ilişkilerinin daha da bozulduğunu ve OVP’de buna ilişkin hiçbir tedbir alınmadığını görüyoruz.”
Seçimi Millet İttifakı kazansaydı ne olacaktı?
Türkiye’nin kaynaklarının “kamu-özel işbirlikleri” gibi “kara deliklere” harcandığını belirten Türeli “Türkiye’de var olan süreç, bir rant aktarım sürecine dönüşmüştür” dedi.
Türeli, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı galip gelseydi, vergilerle elde edilen kaynakların doğru kullanılacağını, yolsuzluğa izin verilmeyeceğini ve ekonomiyi kurallarına göre yönetecek programları olduğunu belirtti.
Türeli, CHP Ekonomi Masası’nın, genel seçimden önce olduğu gibi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden önce de her kesimden yurttaşlarla bir araya geleceğini, ihtiyaçlarını ve taleplerini tespit edeceklerini söyledi.
“Ümitsizlik zamanı değil, yerel seçimler için ayağa kalkma zamanı”
Türkiye ekonomisinde güven ve istikrarın kalmadığını belirten Türeli, AKP’ye seçim kazandıran ekonomi politikaları sürerken yerel seçimler için iddialarını şöyle anlattı:
“Ümitsizlik zamanı değil, yerel seçimler için yeniden hareketlenme, ayağa kalkma zamanı. Yerel seçimlerin iyi geçeceğini düşünüyorum. Yerel seçim, genel anlamdaki politikaların, -ama özellikle yerel politikaların- yerel yöneticilerin oylandığı bir seçim. Bizim iktidarda olduğumuz 11 büyükşehirde, diğer illerde ve ilçelerde son derece başarılı bir belediyecilik yapıldı. Yerel yöneticilerimiz son derece başarılı bir sosyal belediyecilik ortaya koydu. Başkanlar tabii ki, bir partinin adayı olarak seçiliyor ama buradaki ölçütümüz her zaman, hizmet verdiğimiz kitle arasında hiçbir zaman ayrım yapmamak oldu. Bu anlamda da başarılı bir belediyecilik yaptık. Ben bunun yerel seçim sürecinde önemli olduğunu düşünüyorum. Vatandaşlarımız da seçime gidecek, bunları değerlendirecek.“