7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas savaşının Gazze’ye taşınması ve bir şehir savaşına dönüşmesi an meselesi. İsrail ordusu kara harekâtı için hazırlıklarını sürdürüyor. Gazze’de 100 binlerce kişi evinden oldu, yer değiştirmek zorunda kaldı. Nuray Mert olası bir operasyonun sonuçlarını, Batı ve Türkiye’nin rolünü değerlendirdi.
Nuray Mert’e göre İsrail’in kara harekâtını erteliyor olmasının çok ciddi riskleri var. Mert, “İsrail’in sivil kayıplar konusunda herhangi bir kaygıya sahip olmasa da Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bu yönde telkinde bulunacağı aşikar” dedi.
Mert, Türkiye’nin tutumunu ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın garantörlük teklifini ise çok önemli ve doğru bulduğunu söyledi:
“Dünyada tekil küçük olaylar bile olsa böyle ateşli ve gerilimli sahnenin oluştuğu, örgütsüz dahi olsa kişisel gerilimle bile insanları karşı karşıya getirecek olan Müslüman insanları da, Yahudileri de karşı karşıya getirilebilecek bir ortam söz konusu. Böyle bir ortamda bence Türkiye’nin tutumu çok önemli. O nedenle Türkiye’de muhalefetin bazıları iktidara yönelik ‘Dün Filistinlilerin haklarını savunuyordun, hadi Gazze’ye gitsene, İslamcılar niye Gazze’ye gitmiyor?’ gibi laflar ediliyor. Bu çok sorumsuz bir davranış. Yani sırf muhalefet yapmak adına bu derece küresel çapta önemli bir olayı insanları tek tek ve toplu olarak karşı karşıya getirebilecek bir olayı körüklemenin bir alemi yok. Şu andaki iktidarın tavrı son derece doğru bir tavır ve çok önemli bir tavır. Çünkü Türkiye de Müslüman bir ülke ve geçmişte de bu iktidar döneminde Filistin meselesi oldukça körüklenmiş bir mesele, diğer birçok Müslüman ülkede olduğu gibi. Filistin’e sempatisi aşikar, Müslüman dünyada bu konudaki çıkışları önem kazanmış bir iktidarın liderinin temkinli davranmış olması, yatıştırıcı davranması fevkalade önemli. Türkiye sınırlarının ötesinde önemli. O yüzden herkesin bu konuda sorumlu davranması gerekir. Bu konu, sıradan şekilde iktidarı eleştirecek, polemik yapılacak bir konu değil.”