Rize-Fındıklı’nın dayanışma kültürü üzerine bir araştırma: “Toplumsal Bir Hareket Olarak Meci”

Dr. Metehan Cömert’in yazdığı “Eskinin Kabuğunda Yeni Bir Düzen Arayışı: Toplumsal Bir Hareket Olarak Meci”, NoteBane Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. Anadolu’nun kadim kültürü imecenin Rize-Fındıklı’daki yansıması “meci”nin tarihini, dönüşümünü ve kapitalizm karşıtlığıyla ortak temellerini anlatan kitabın önsözünü Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu kaleme aldı. Cömert ile hem meciyi hem de Fındıklı’da yürüttüğü saha çalışması sonucu ortaya çıkan kitabını konuştuk. 

Rize-Fındıklı Belediyesi’nin ağustosta yayımladığı, Dr. Metehan Cömert’in kaleme aldığı “Eskinin Kabuğunda Yeni Bir Düzen Arayışı: Toplumsal Bir Hareket Olarak Meci” kitabı, şimdilerde NoteBane Yayınları aracılığıyla “Meci: Toplumsal Bir Hareket ve Anti-Kapitalist İhtimaller” başlığı ile okurlarıyla buluşuyor.

Kitap aynı zamanda “Critical Sociology” dergisinde de yayımlandı. Kitapta mecinin pek çok tanımı ve örneği bulunuyor. Cömert, mecinin aynı olmamakla birlikte Anadolu’nun kadim kültürü “imece”nin bölgedeki yansıması olarak anlaşılabileceğini söylüyor ve şöyle tanımlıyor:

“Karşılık beklemeden insanlık adına ve doğa yararına topluma hizmet etmek ve birliktelik temelinde herkesin ihtiyacını kolektif bir anlayışla ortak çalışma yürüterek karşılayabilmek.”

Bir dayanışma kültürü olarak meci

Yaşam alanlarının birlikte inşa edilmesi, köylüye ücretsiz dağıtmak amacıyla çıkılan balık yolculukları, fındık toplama zamanlarında ortaklaşa domuz bekleme nöbetleri, meciye giden annelerin bebeklerinin başka annelerce emzirilmesi ve tohum takasları birer meci örneği.

Mecinin ardında yüzyıllara yayılan bir tarih olduğunu dile getiren Cömert, kültürün çıkış noktasını şöyle anlatıyor:

“Fındıklı’da coğrafyanın çetin olduğu ve teknolojiden tümüyle yoksun kalınan geçmiş zamanlarda, toplumsal ve bireysel yaşamı var etmek amacıyla temel ihtiyaçlardan sosyal yaşantıya değin, geniş bir yelpazede günlük yaşamın dayattığı türlü zorluk anlarında bölge halkı birbiriyle dayanışma yoluna gitmiştir.”

Meci kültüründe dayanışmanın kurucu ve aslî bir unsur olduğunu belirten Cömert, bunun mecbur kalınmış bir ortaklaşma pratiği olarak anlaşılmaması gerektiğinin altını çizip şöyle devam ediyor: “Meciyi, kişinin gönüllü olarak bir parçası olmayı arzu ettiği, herkese bir yer veren, alan açan özgürleştirici bir fikir olarak tahayyül edebiliriz.”

Dr. Metehan Cömert

Kapitalizmin temel ilkelerine bir alternatif: Meci

Meci ve kapitalizmin kurucu ilkeleri arasında birbirine zıt yönde ilerleyen temel eğilimler olduğunu anlatan Cömert, “Kitapta bunları tespit etmeye çalışıyorum. Devamında ise toplumsalı yadsıyan, insan failliğine olanak tanımayan, tüm insan davranışlarını kaba bir çıkar ilkesi üzerinden tanımlayan ‘insanlık çıkmazı’na karşı olası düşünce güzergâhları öneriyorum” diyor. 

Kitabın başlığını düşünürken hem Michael Hardt ve Antonio Negri’nin “Ortak Zenginlik” hem de David Graeber’ın “Anarşist Bir Antropolojiden Parçalar”ından esinlendiğini belirten Cömert, her iki metinde de “eskinin kabuğunda yeni bir düzen” fikrine ısrarlı bir vurgu yapıldığını söylüyor.

Bu ifadenin meci kültürünün geçirdiği dönüşümü ve şimdiki görünümünü anlamak için elverişli bir zemin sağladığını dile getiren Cömert, “Kültür, eskinin kabuğunda varlığını sürdüren toplumsal bir düzeni hatırlatıyor ancak ortaklaşa bir şekilde kabuk kırılabilir ve içerisinden en başta hesap etmediğimiz sonsuz çeşitlilikte alternatif gelecek fikirleri çıkabilir” diye devam ediyor.

Kitap, Fındıklı’ya rastlantısal bir ziyaretle filizlendi

2019’da Fındıklı’ya yaptığı rastlantısal bir ziyaretin kendisinde bıraktığı tesirle harekete geçen Cömert, araştırmanın ve kitabın ortaya çıkışını şöyle anlatıyor: 

“Doktora tezini yazmaya henüz başladığım dönemlerde, bir şekilde açımlamaya çalıştığım teorik ve kuramsal tartışmaların ardından ‘gerçek hayattan kopukluk’ fikrinden kurtulamıyordum. İlhamını gündelik hayatın gerçekliğinden alan bir metin yazma fikri, belli belirsiz aklımda somut bir şeylere bağlanmayı bekliyordu. Sonunda Fındıklı halkının kadim bir kültür temelinde tanıklık ettiği dönüşümün izahatını elimden geldiğince yapmaya karar verdim.

Saha çalışmasının baştan sona, her anının heyecan verici bir deneyim olduğunu dile getiren Cömert, gün geçtikçe kendini gündelik yaşamın gerçekliğinin içerisinde bulduğunu, kaldırım taşlarının dizildiği meciye katıldığını, kalabalık yemek sofralarında bulunduğunu, horona eşlik ettiğini anlatıyor.

Başta görüşmeci olan insanların daha sonra arkadaşı olduğunu söyleyen Cömert, “Bir süre sonra mülakat yapmak ‘ufak çapta bir tanınmışlık’tan ötürü giderek gerçekleştirmesi zor bir ihtimale dönüştü. İçerisinde bulunduğum güncel hal ise kendimi Fındıklı halkının bir parçası olarak görmeye başlamam oldu” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.