Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi 101 | Asgari ücret nedir?

Asgari ücret belki de Türkiye ekonomisinin en önemli konusu. Her hesaplamamızı, ölçümümüzü asgari ücret üzerinden yapıyoruz. Yılın belli bir dönemi gelince de ülke olarak sadece bu konuyu konuşuyoruz. Peki asgari ücret nedir, olumlu, olumsuz yanları neler, bu konuyla ilgili farklı fikirler var mı?

Yıl sonu yaklaşıyor ve biz her yıl sonunda olduğu gibi yine asgari ücret konuşuyoruz. Asgari ücret, Türkiye ekonomisinde çok ciddi bir yere sahip. Çoğu hesaplamamızı asgari ücret tutarı üzerinden yapıyoruz. O yüzden de “Asgari ücret bu sene ne kadar olacak?” sorusu hayatımızda önemli bir yer tutuyor. Asgari ücret veya minimum ücret (ing: minimum wage) işçilere yasal olarak ödenebilecek en düşük ücrettir. Bir işletme, işçiye bu tutarın altında maaş ödeyemez, işçi de bu tutarın altında emeğini, bilgisini satamaz.

Asgari ücret bir ülkedeki işçinin temel ihtiyaçlarının karşılayabileceği şekilde hesaplanır, bu ülkelere göre değişiklik gösterebilir. Bazı ülkeler asgari ücreti aylık olarak, bazılarıysa saat üzerinden hesaplar. Bazı ülkelerde ise resmî bir asgari ücret bulunmuyor. Bu yazıda buna da değineceğim.

Asgari ücret uygulaması neden var?

Her şeyden önce, neden asgari ücret uygulamasına ihtiyaç duyulmuş, bu sorunun cevabını verelim:

  • Özellikle az gelişmiş ülkelerde kötü ücretlere emeğini, bilgisini satmak zorunda olan işçilerin refah düzeylerini bir nebze artırmak ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlamak.
  • Vasıfsız işçilerin düşük ücretlerden korunmasını sağlamak. Bunu bugün bile yaşıyoruz. Pek çok şirket, “staj”, “İş öğretiyoruz” adı altında gençleri ücretsiz şekilde çalıştırıyor.
  • Gelirin daha adil şekilde dağıtılması. Bunun da ne derece gerçekleştiği muamma tabii.

Asgari ücret artışının kabul edilen olumsuz tarafları

Asgari ücretin piyasa üzerindeki etkileri üzerine çok farklı fikirler olsa da bu yazıda en çok kabul görenlere yer vereceğim.

  • Asgari ücretteki artışın sebep olacağı sonuçlara yönelik kanılardan biri, işsizliğin yükselmesi. Çoğu ekonomist, asgari ücretteki artışın bazı işletmeler tarafından karşılanamayacağını, bunun sonucunda küçülmeye gideceklerini ve bu nedenle de işsizliğin artacağını söylüyor. Bu konuda farklı fikirler de mevcut. Bu ilginç ve ezber bozan konuya başka bir paragrafta değineceğim.*
  • Asgari ücret artışı işletmeler için bir masraf kalemi oluşturuyor. Bu nedenle çoğu işletme ürün ve hizmetlerinde fiyatları artırıyor. Artıramayan ve kâra geçemeyen şirketler ise zarar ederek batıyor ve bu da işsizliği artırıyor.
  • Asgari ücret artışı, şirketlerin dış pazar hacmini daraltabilir bu da ihracata olumsuz etki yapar.
  • Asgari ücretteki artışlara yönelik itirazların biri de enflasyonu artıracağıdır. Çoğu ekonomist, asgari ücretteki yüksek artışın fiyatları artıracağını bunun da enflasyonu yükselteceğini düşünüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili olarak “Yüksek ücret artışları, yüksek enflasyona sebep oluyor. Burada kazanan yok. Belirsizlik artıyor ve burada iş yapmak zorlaşıyor. Bizim bu kısır döngüyü kırmamız lazım” dedi.

Asgari ücret artışının kabul edilen olumlu tarafları

  • Asgari ücretteki artış, büyümeyi olumlu etkiler. Asgari ücretli çalışanların ücretleri zamla beraber artar. Geliri düşük olduğu için tasarrufa yönelemeyen kesim, eline geçen parayı harcar ve tüketimi artırır.
  • Tüketimin artması ve büyümenin etkisiyle istihdam da zaman içerisinde daha iyi noktalara gelebilir. Böylece, asgari ücret nedeniyle artacak işsizlik yeniden eski noktaya dönebilir.

*Asgari ücret ve işsizlik ilişkisine Nobel engeli

Burada asgari ücret artışı ve işşizlik arasındaki ilişkide bahsettiğim ezber bozan çalışmaya değineceğim.

2021 Ekonomi Nobel Ödülü’nü David Card ile Joshua D. Angrist ve Guido W. Imbens kazandı. İsveç Kraliyet Bilim Akademisi, Kanada doğumlu Card’ın ödülün yarısına “çalışma ekonomisine yaptığı deneysel katkılardan dolayı” layık görüldüğünü açıkladı. Angrist ve Imbens ise ödülün diğer yarısını “nedensel ilişkilerin analizine metodolojik katkılarından dolayı” aldı.

Card, çalışmasında eğitim, göç ve asgari ücretin istihdam piyasasına etkilerini analiz etti. Card’ın yaklaşık 30 yıl boyunca yaptığı çalışmalar aslında bugüne kadar bildiklerimizi yanlışlıyordu. Çalışma, asgari ücret artışının daha az istihdama yol açmadığını vurguluyordu. Aslında yukarıda bahsettiğimiz “Asgari ücret artışı, işsizliği artırır” genel kanısını bu çalışma yok ediyordu. Hâlâ genel kanı bu yönde olsa da ortada bir Nobel var ve bundan bahsetmeden de olmaz.

Dünyada ve Türkiye’de asgari ücret

Asgari ücret, Avrupa’da Türkiye’deki kadar büyük bir konu olmasa da enflasyonun yükseldiği zamanlarda orada da ücret artışlarına yönelik girişimlerin olduğunu geçtiğimiz senelerde gördük. Hatta daha geçtiğimiz günlerde Büyük Britanya’da asgari ücret yüzde 9,8 artırıldı.

Bazı Avrupa Birliği ülkelerinin ve Türkiye’nin euro bazında asgari ücretleri aşağıdaki gibi:

ÜlkeEuro
Lüksemburg 2 bin 387
Almanya Bin 987
Belçika Bin 955
Fransa Bin 709
İspanya Bin 167
Yunanistan 832
Çekya 717
Letonya 620
Romanya 606
Türkiye361
Eurostat

Aslında 2023 Temmuz’da Türkiye’de asgari ücret 403 euroydu fakat TL’deki değer kaybı nedeniyle şu anda yaklaşık 40 euro yok olmuş durumda.

Bu yazının başlarında da bahsettiğimiz gibi her ülkede resmî olarak belirlenmiş bir asgari ücret yok. Örnek olarak Danimarka, İtalya, Avusturya, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsviçre ve İsveç gibi bazı Avrupa ülkelerinde yasal bir asgari ücret bulunmuyor.

Peki, bu ülkeler ücret konusunda bir orta yol bulmuyor mu, buluyor tabii. Bu ülkelerdeki genel yaklaşım, her sektörün ve mesleğin kendi içinde farklı zorlukları olduğu. Bu nedenle de bu ülkelerde her sektöre yönelik farklı ücretlendirmeler söz konusu. Bunu da belirleyenler sendika ve dernekler. Tabii ki, işverenin de burada ne vermek istediği, neye razı olduğu önemli. Burada sıkı pazarlıklar dönüyor.

Asgari ücret eleştirileri

Asgari ücretin yüksek olmasına veya direkt olarak var olmasına karşı çıkanlar da var. Liberal ve liberteryen ekonomistler asgari ücretin enflasyon ve işsizlik yarattığına inanıyor, bu nedenle asgari ücretin çok yüksek olmaması ya da komple kalkması gerektiğini düşünüyorlar.

Buradaki dayanak şu: Asgari ücret olmazsa şirketler üzerindeki malî yük azalır, daha çok kişi istihdam edilir, yatırım, üretim artar, daha çok üretim de fiyatları düşürür. Aynı zamanda asgari ücretin Türkiye gibi ülkelerde kaçak işçi çalıştırmanın en önemli sebebi olduğu savunuluyor, bu da devlette bir vergi kaybı oluşturuyor.

Ancak bu argümanda şöyle bir sorun var: Zaten halihazırda pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinde asgari ücretle çalışan işçi sayısı çok az. (Onun da grafiğini aşağıda vereceğim)

Bu ülkelerde asgari ücreti kaldırıp, insanları daha ucuza çalıştırıp, istihdam ve üretim oluşturmak mümkün değil, zaten o ücrete çalışan insan yok gibi bir şey. Gelişmemiş ülkelerde de asgari ücreti kaldırıp üretimi artırmaya çalışmak, işçileri zaten içinde bulundukları sefaletin en dibine itmek anlamına geliyor.

Örnek olarak Türkiye’yi ele alalım. Türkiye’de şu anda (25 Kasım itibarıyla) resmî asgari ücret 11 bin 402 TL. Asgari ücretin kaldırıldığını düşünelim. Bir işçi fiyatların düşeceği beklentisiyle aylık 8-9 bin TL’ye çalışabilir mi? Ne kadar çalışabilir? 11 bin 402 TL ile geçinmek neredeyse imkânsızken, daha azına “üretim artacak, fiyatlar düşecek” beklentisiyle nasıl çalıştırılacak? Türkiye gibi sendikal hakların da güçlü olmadığı ülkelerde asgari ücretin varlığı gerçekten önemli bir yer tutuyor, hele nüfusunun çok ciddi bir kısmı asgari ücretle çalışıyorsa.

Avrupa’da asgari ücretle çalışanların oranı

Avrupa’da asgari ücretle çalışanların oranına dair veriler maalesef ki pek güncel değil. Bunun için Eurostat’ın 2018’de yayımladığı verilere bakıyoruz. Veriler çok güncel olmasa da bize belli başlı fikirler verebiliyor.

ÜlkeAsgari ücretle çalışanların oranı
TürkiyeYüzde 36,2
SlovakyaYüzde 15,2
PolonyaYüzde 12,1
FransaYüzde 11,6
MacaristanYüzde 7,7
AlmanyaYüzde 6,6
HollandaYüzde 6,1
HırvatistanYüzde 5,0
BelçikaYüzde 0,9
İspanyaYüzde 0,8
Eurostat, 2018 ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)

Bu tablo aslında Türkiye’de asgari ücretin neden önemli olduğunu çok iyi açıklıyor. Çünkü ülkenin çok ciddi bir kısmı asgari ücretle yaşıyor. Seçim propagandaları buna göre yapılıyor, bütün konuşmalar, bütün hesaplamalar, bütün hak arayışları ve vaatler de bunun üzerinden dönüyor.

Türkiye’de asgari ücret

Türkiye için bu kadar hayati öneme sahip asgari ücretin bu ülkedeki geçmişine ayrı bir parantez açmamak olmaz diye düşündüm.

Türkiye’de asgari ücret ilk kez 1936’daki İş Kanunu ile mevzuata girdi ancak 1951’e kadar uygulanmadı. 1951’den 1967’ye kadar ise asgari ücret mahalli komisyonlar tarafından belirlendi. Asgari ücret tespit komisyonu uygulaması ise 1967’den itibaren başladı.

Bugünden 10 sene öncesine bakacak olursak, yani 2014 yılının başında uygulanmaya başlanan asgari ücret sadece 846 TL’ydi, 2015’te 949 TL’ye yükseldi ancak Türkiye’de asgari ücret yüksek enflasyon ve seçimlerden dolayı son yıllarda inanılmaz derece arttı.

2020’de 2 bin 300 TL olan asgari ücret sadece üç yılda yaklaşık beş kat artarak 11 bin 402 TL oldu.

Bugün de hâlâ aynı yerdeyiz. Herkes gözünü görüşmelere dikmiş, “Asgari ücret ne kadar olacak?” diye soruyor. Siyasi parti liderleri bu konuda konuşuyor, rapor yayımlıyor. Asgari ücret, Türkiye’de “alınacak en düşük ücret” statüsünden çıkıp, “genel ücret” konumuna geldi. Yapılan her artışla da asgari ücretli çalışanların oranı artıyor. Orta sınıf her geçen gün erirken işçiler asgari ücrette eşitleniyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.