CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel perşembe günü İYİ Parti Genel Merkezi’ne giderek Genel Başkan Meral Akşener ve kurmaylarıyla görüştü. Normal olarak Akşener’in Özel’i CHP’de ziyaret edip seçildiği için tebrik etmesi beklenirdi. Ancak İYİ Parti liderinin son seçimlerdeki yenilginin sorumluluğunu sadece CHP’ye yıkmaya çalıştığını ve bundan böyle “hür ve müstakil” bir yol izleyeceklerini sürekli tekrarladığını bildiğimiz için çok da şaşırmadık.
Özel yerel seçimlerde İYİ Parti’ye iller bazında işbirliği yapmayı teklif etmiş. Yine normal olarak Akşener ve kurmaylarının “hür ve müstakil siyaset” ısrarı nedeniyle bunu kategorik olarak reddetmeleri beklenirdi, fakat topu pazartesi günü toplanacak Genel İdare Kurulu’na attılar.
İstanbul ve Ankara’nın farkı
Akşener ile buluşmasından birkaç saat sonra Özel’i, medyascope’tan Göksel Göksu ve Cansu Timur ile birlikte makamında ziyaret ettik ve tabii ki ağırlıkla bu konuyu konuştuk. Özel teklifi götürerek sırasını savmış olmanın rahatlığı içindeydi. Şimdi karar sırası İYİ Parti’de ve işleri hiç de kolay değil.
Peki neden? Bu soruyu cevaplamak için “Kimin kime ihtiyacı var?” sorusunu cevaplamamız lazım. İlk bakışta, son ağır seçim yenilgisinin ardından yerel seçimlerde her iki partinin de birbirine ihtiyacı olduğu düşünülebilir. Öte yandan ortada beş yıl önceki yerel seçimlerde yapılmış ve şaşırtıcı bir zafere ulaşmış olan bir ittifak örneği de var. CHP’nin büyükşehirlerde belediyeleri kazanmasında her ne kadar HDP’nin buralarda aday çıkarmamasının çok ciddi bir payı olsa da İYİ Parti’nin katkısını hiç de yabana atmamak gerekiyor.
Bu sefer HDP’nin yerini alan HEDEP kendi adaylarını çıkarmakta kararlı göründüğü için CHP’nin en azından İYİ Parti’yi yanına çekmek istemesi anlaşılır bir şey. Fakat çok da elzem mi, emin değilim. Öncelikle Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yeniden yarışacağı kesinleşen İstanbul ve Ankara’da İYİ Parti kendi adaylarını çıkarırsa ne olabileceğine kafa yormak lazım. Kendi partilerinin adayları kim olursa olsun bu iki seçim bölgesinde İYİ Parti seçmenlerinin ciddi bir bölümünün, hem Cumhur İttifakı kazanmasın, hem de İmamoğlu ve Yavaş kazansın diye oylarını CHP’ye vermelerini bekliyorum. Hatta aynı durum HEDEP seçmeni için de, özellikle İstanbul’da geçerli olacaktır.
Olanı korumak, olmayanı kazanmak
Özgür Özel sohbetimizde birkaç kez seçimlerin kılpayı geçeceği yerlerden, isim vermeden söz etti. Anladığım kadarıyla CHP yönetimi daha çok Adana, Mersin, Antalya, Hatay gibi yerlerden endişe ediyor ve buraları korumak için İYİ Parti’ye ihtiyaç duyuyor. Bunlara ek olarak, beş yıl önce az farkla kaybedilmiş Bursa, Balıkesir, Manisa gibi yerlerin kazanılabilmesi için de İYİ Parti ile işbirliği hesabı yapılıyor.
Eğer pazartesi günü İYİ Parti işbirliğine yeşil ışık yakarsa iki parti arasındaki pazarlıkların esas olarak bu iller üzerine olacağını varsayabiliriz. 2019’da tek bir il belediyesi bile kazanamamış olan -Balıkesir’i az farkla kaybetmişlerdi- İYİ Parti’nin bu kez birden fazla “garanti il” istemesi şaşırtıcı olmayacaktır.
İYİ Parti’nin derinleşen krizi
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yukarıda “her iki partinin de birbirlerine ihtiyacı olduğu düşünülebilir” dedim ama İYİ Parti’nin yerel seçimlerde işbirliğine CHP’den daha fazla ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bunun birçok nedeni var:
- İYİ Parti’de seçim öncesi işaretleri ortaya çıkan çözülme tam hız devam ediyor. Ayrılanlar, disipline sevk edilenler, başka partilere geçenler… Ve tabii yolsuzluk, taciz gibi konuları da içeren çok sert suçlamalar.
- İYİ Parti “hür ve müstakil” siyasette ısrar ederken 81 ilde kendi adaylarını çıkarma dışında elle tutulur, yeni ve farklı şeyler söylemedi. Ki bundan da vazgeçmeleri ihtimal dahilinde.
- Kendisini “üçüncü yol” olarak tanımlayan İYİ Parti’nin kimlik sorunu o denli keskin ki bir muhalefet partisi olup olmadığı bile sorgulanabilir.
- Kamuoyu yoklamalarında İYİ Parti’nin oylarının erimekte olduğu iddia ediliyor.
- Akşener’in liderliği çok ciddi bir şekilde sorgulanıyor.
Kötü senaryolar
İYİ Parti’nin dediği gibi 81 ilde kendi adaylarıyla yerel seçimlere girmesi halinde şu sonuçlarla karşılaşmamız ihtimal dahilinde:
- İYİ Parti’nin yine il belediyesi kazanamaması;
- Buna bağlı olarak parti faaliyetlerini finanse etmekte iyice zorlanılması;
- Özellikle büyükşehirlerde kendi seçmeninden CHP adaylarına bariz oy kayışı;
- Bazı illerde iktidar adaylarının İYİ Parti oyları sayesinde kazanması.
Zaten derin bir kriz içerisinde bocalayan İYİ Parti bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda iyice zor durumda kalacak ve önünü göremeyecektir.
“Kazan/kazan” ve “kaybet/kaybet”
İYİ Parti düşüşteyken Özel-İmamoğlu ikilisinin CHP’si yükselişte. “Yükseliş” derken oylarını artırdığını ileri sürüyor değilim, fakat son seçimlerde küsen kendi seçmeninin hatırı sayılır bir bölümünden yeniden kredi aldığını gözlüyoruz.
Dolayısıyla CHP’nin yeni yönetimi, “işbirliği teklifi götürmüş” olmanın rahatlığıyla her türlü kötü senaryodan daha az yara alarak çıkma imkanına sahip.
Özgür Özel işbirliğini “kazan/kazan” üzerine inşa edeceklerini söylüyor. Eğer işbirliği olur ve 2019’u andırır bir sonuç çıkarsa herkesin kazanacağı muhakkak. Ama işbirliği olur ve son seçimlerdeki gibi başarısızlıkla sonuçlanırsa o zaman yeniden “kaybet/kaybet” olur. Ve bu seferki enkazın altından özellikle İYİ Parti’nin çıkması imkansızlaşır.