Menzil’de kardeş kavgası | Büyük oğul Saki Erol: “Babamızın mirasının paylaşımında sorun yok ancak şartlı bağışların tayininde aramızda ihtilaf var”

Menzil'de kardeş kavgası

Serhendi Vakfı’nın kurucusu Saki Erol, babası Nakşibendiliğin Menzil kolu şeyhi Abdülbaki Erol’un ölümünün ardından gündeme gelen miras paylaşımına ilişkin açıklamalarda bulundu. Saki Erol, babalarının kendilerine bıraktığı mirası üç kardeş olarak paylaştıklarını fakat vakfın mallarına dokunulmaması gerektiğini vurguladı.

Menzil'de kardeş kavgası
Menzil’de kardeş kavgası: Saki, Fettah ve Mübarek Erol

Menzil şeyhi Abdülbaki Erol’un vefatının ardından üç kardeş Saki, Fettah ve Mübarek Erol arasındaki miras tartışması konuşulmaya devam ediyor. Serhendi Vakfı’nı kuran büyük kardeş Saki Erol, vakfın YouTube kanalında yayımlanan “Gündem Özel” programında Şemseddin Bektaşoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Babalarının kişisel mirasını sorunsuz bir şekilde bölüştüklerini söyleyen Erol, tarikata ait vakıf mallarının paylaşılması konusunda uzlaşamadıklarını aktardı. Erol, ayrıca kardeşlerinin kendisinden habersiz bir başka vakıf kurduğunu ve bu vakıftaki yöneticilerin de liyakat yolu ile atanmadığını belirtti.

Babaları tarafından onlara böyle bir vazife verilmediğini ileri süren Erol, “Babamın vefatından önce beyat toplamaya çalışmak tam bir hadsizliktir” diyerek kardeşlerine tepki gösterdi.

Bazı sıkıntıların olduğunu söyleyen Erol, vakfın malvarlığının neden üç kardeş arasında bölüşülmemesi gerektiğini anlattı:

Menzil’de kardeş kavgası: “Vakıf malları kesinlikle alimin terekesine dahil edilemez”

“Bir İslam alimi malıyla, canıyla, ailesiyle Müslümanlara hizmet ederken, ümmet de çoğunlukla ona yardımcı olur. Müslümanların ihtiyacı olan müesseseler kurulur, mekanlar inşa edilir ve hayri hizmetler böylece yürür. Bu müesseseler ve inşa edilen binalar genellikle alimin belirlediği şekilde emanet olarak şahıs, dernek veya vakıfların üzerine tapu edilir. Sağlığında da cemaat liderinin tasarrufuna bırakılır. Varisleri tarafından taksim edilir ama İslam davası için ilim ve irşat şartıyla halktan para toplanarak inşa edilen ve ümmet tarafından bizzat tesis edilip bağışlanan menkuller, gayrimenkuller müesseseler, ticari işletmeler ümmetin malıdır. Vakıf mahiyetindedirler. Kesinlikle o alimin terekesine dahil edilemez. Varisler tarafından taksime tâbi tutulamazlar. Ne için bağışlanmışlarsa o maksada yönelik kullanılmaya devam edilir. Ve vakıf mahiyetinde oldukları için de satılamazlar.”

Babası Abdülbaki Erol’un mirasını sorunsuz bir şekilde bölüştüklerini vurgulayan Erol, “Babamın şahsi terekesi bellidir, varisleri bellidir, payları da bellidir. Burada ihtilaf edilecek bir husus yoktur. Ama ümmetin şartlı bağışlarının tayininde aramızda ihtilaf vardır. Varlıkların ümmetin malı olduğu görüşündeyiz. Babamın şahsi mallarına dahil edilmesinin büyük bir vebal olacağını düşünüyoruz. Anlaşmazlık noktalarımızın birincisi budur. Gecikmenin sebeplerinden birisi de budur” dedi.

Saki Erol: “Yeni bir vakıf kurulmuş, ve bizim bundan haberimiz yok”

Babasının hayattayken kendilerine verdiği talimatla Halilurrahman Vakfı’nı kurduklarını söyleyen Saki Erol, “Kurulan vakıfların bir tanesine şubelik verdik, faaliyetine devam etti. Bir tanesini kapattık. İki tanesinin de yönetimini devraldık. Daha sonra 2014 yılında Semerkant Vakfı kurulmuş. Biz babamın kurduğu Halilurrahman Vakfı’nın isminin değiştirildiğini zannediyorduk. Meğerse yeni bir vakıf kurulmuş. Ve bizim bundan haberimiz yok” dedi.

“Vakıflar, maksadının dışına çıkarsa da fitnenin kaynağı haline gelir”

Vakıfların bir vasıta ve kolaylık olduğunu söyleyen Serhendi Vakfı kurucusu Saki Erol, “Vakıflar, maksadının dışına çıkarsa da fitnenin kaynağı haline gelir. Akideye yani inanca, fıkha ve adaba muhalif söylenme fiiller yanlış olmuştur. Mesela vakfa itaat Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e İtaatdir ifadesi akide açısından sıkıntılıdır. Vakfın emri, gavsın emridir ifadesi tasavvuf adabı açısından mahzurludur” diyerek kardeşlerini uyardı.

“Vakıf yönetimine, liyakat yerine kendilerine itaati önceleyen kimselerin seçilmesi yanlıştır”

Babalarının hasta olduğu dönemde liyakatsiz kimselerin vakıf yönetimine seçildiğini iddia eden Saki Erol, “Vakıf yönetimine, liyakat yerine kendilerine itaati önceleyen kimselerin seçilmesi yanlıştır. Bu yeni atanan yöneticilerin vakıf teşkilatındaki hasbi çalışan gönüllüleri ehil olmayan kimselerle değiştirmesi de yanlıştır. Ümmetin malı olan gayrimenkullerin yeni kurulan şirketler üzerine devredilmesi yanlıştır. En tehlikelisi de babamın yaşayan altı halifesi varken yalnızca biri lehine vefatı müteakip intisap tercihlerini etkileyecek faaliyetlerde bulunmak cidden yanlıştır” dedi.

“Babamın vefatından önce beyat toplamaya çalışmak tam bir hadsizliktir”

Kurulan vakfın babaları tarafından görevlendirilmiş bir vazifesi olmadığını hatırlatan Erol, “Babam onlara böyle bir vazife vermemiştir. Bunu yapanların da böyle bir yetkileri yoktur. Babamın vefatından önce beyat toplamaya çalışmak tam bir hadsizliktir. Ayrıca babamın vefatını müteakiben vakıf emridir deyip insanların intisap iradelerine müdahale etmek yanlıştır. Gerçi Allah’ın dediği oldu. Bu kadro elinden geleni yaptı fakat Allah muvaffak etmedi” dedi.

Menzil’de kardeş kavgası: Ne oldu?

Nakşibendiliğin Menzil kolunun şeyhi Abdülbaki Erol’un hayatını kaybetmesinin ardından tarikat üçe bölündü. Abdülbaki Erol hayattayken, oğulları Saki Erol, Fettah Erol ve Mübarek Erol’a halifelik vermişti. Böylece tarikat üçe bölünmüştü. Tarikata bağlı Semerkand Vakfı, Semerkand TV ve şirketler Mübarek Erol’a kalmıştı.

Saki Erol ve Mübarek Erol arasında anlaşmazlık çıkınca, Saki Erol Serhendi isimli bir vakıf ve Dehlevî isimli bir yayınevi kurdu. Saki Erol vakfın başına oğlu Yakup Erol’u getirdi.

Son olarak, Saki Erol’un kurduğu Serhend Vakfı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Semerkand, TÜMSİAD, Beşir Derneği ve GENÇKON ile ilişkinin kesildiği belirtildi:

“Kıymetli kardeşlerimiz, Serhendi Vakfı olarak aşağıdaki sivil toplum kuruluşları ile doğrudan veya dolaylı yoldan hiçbir bağımız kalmamıştı: Semerkand Vakfı, TÜMSİAD, Beşir Derneği, GENÇKON.”

Serhendi Vakfı’nın ilişiğini kestiği vakıf ve dernekler

Tarikatın sivil toplum alanında en bilinen örgütleri Semerkand Vakfı ve Beşir Derneği.

Semerkand Vakfı daha çok bağış topluyor, kültürel etkinlikler, sohbetler, seminerler düzenliyor. İnternet sitelerinde yer alan bilgiye göre vakıf; eğitim, gıda, giyim gibi alanlarda ihtiyaç sahiplerine ulaşmayı hedefliyor.

Beşir Derneği, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye giderek aktif bir şekilde çalıştı. İnternet sitelerinde yer alan bilgilere göre dernek sağlık, giyim, barınma, eğitim, afet ve gıda gibi alanlarda yardımlar dağıtıyor. Bu yardımlar sadece Türkiye’de değil, Pakistan, Yemen, Suriye, Sudan, Endonezya, Afganistan, Somali gibi ülkelerde de devam ediyor.

Bu örgütler arasında Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu (GENÇKON) da yer alıyor. Daha çok gençlik alanında çalışmalarını yürütüyor.

Türkiye Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) ise 2005 yılında kuruldu. İnternet sitelerinde yer alan bilgilere göre TÜMSİAD, daha çok KOBİ’lerin oluşturduğu iş adamları derneği. TÜMSİAD daha çok KOBİ’lerin ihracatta büyümesi için çalışmalar yürütüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.