Eurovision açıyorum, ülkelerin kendilerine has tınılarını dinlemek istiyorum…
Popüler dizi platformlarında konu ile alakasız ilişkilerin olmadığı yapımları seyretmek istiyorum…
Spor müsabakalarında sadece sporun içinde kalmak istiyorum…
Kimsenin yatak odası veya kaç kişiyle birlikte olduğu ile zerre ilgilenmiyorum. Ferhat ile Mecnun da sevişebilir, Şirin ile Leyla da aşklarını istediği yerde istediği şekilde yaşayabilir.
2024 Paris Olimpiyat Oyunları 26 Temmuz’daki açılış töreni de bu akımdan nasibini alan son organizasyon oldu.
Biraz açalım… Öncelikle nedir SJW?
SJW yani “Social Justice Warrior” tabirini duymuşsunuzdur. Türkçesi için “Sosyal Hak Savunucuları” diyebiliriz. Toplumun belli kesimleri tarafından dışlanan, kötü davranışa maruz kalan ve hatta şiddet gören kişi, kurum veya kuruluşları savunan kişilere internet jargonunda kısaca SJW deniyor. Gayet masum ve kapsayıcı”idi”. Lakin Woke Kültürü ile birleştiğinde gayet ayrımcı ve ırkçı bir oluşum haline geliyor. Yani bir çeşit yozlaşmış aktivizm.
Aslında terim ilk ortaya çıktığı 1940’larda toplumsal konular hakkındaki yaratılan farkındalık için kullanılıyormuş. Stay woke yani “Uyanık Kal” anlamında. Kelimenin günümüze gelişi ise 2014 yılında siyah genç Michael Brown’un beyaz polis memuru Darren Wilson tarafından öldürülmesinin ardından başlatılan #StayWoke akımı ile oluyor. 2017 ile birlikte kendi görüşlerine zıt olan her topluluk için “Woke” kampanyalarının başlamasıyla da terimin içi boşaltıldı.
Sadece müzik dinlemek istiyorum, şarkıcının cinsel yönelimleri ile ilgilenmiyorum veya herhangi bir dizi izlerken başkahramanın dövüşün ortasında hem cinsi olan yancısı ile sevişmesini izlemek istemiyorum dediğimde, “Woke Kültür” tarafından “yobaz “diye yaftalanıyorum. Peki hangimiz ayrımcı oluyor bu durumda?
2024 Paris Olimpiyat Oyunları açılış seramonisine dönelim. Fransa bayrağının temsil ettiği Liberté (özgürlük), Égalité (eşitlik), Fraternité (kardeşlik) temalarının ön plana çıktığı şovda neler izledik neler…
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Geçit töreninde Lady Gaga, Aya Nakamura, Marina Viotti, Gojira ve Celine Dion sahne aldı. Kraliçe Marie Antoinette ile aristokratların yargılandığı Seine Nehri kıyısında metal müzik ve opera ilk kez birleşti. Gojira, Marie Antoinette’in devrim döneminde hapsedildiği ve ardından idama götürüldüğü Conciergerie binasında, kraliçenin idamını konu alan bir gösteri sundu. Olimpiyat ruhunun içinde barındırdığı “barış” mesajına zerre uygun olmayan bir gösteri izledik.
TRT’de daha önce “meme” gören ahali bu sefer de Şirin Baba’nın tenasül organını gördü. Yetmedi, feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişiler olan “drag queen”lerin performansıyla Hz. İsa’yı konu alan “Son Akşam Yemeği” tablosu tasvir edildi. Evet marjinalsiniz, evet gelenekselliğe karşısınız, evet en kapsayıcı sizsiniz…
Bitti mi? Hayır! Jartiyerli-sakallı kişiler tarafından bir moda gösterisi düzenlendi ki ne anlattılar ne mesaj verdiler anlamak güç. Evet para verip böyle renkli bir gösteriyi, bu kadar devasa bir yapımı izlemek isteyebilirim. Bir sinema filmi olsa kütüphanede başlayan üçlü aşkın nasıl sonlanacağını görmek de isteyebilirim. Lakin bu gösterideki mesajların yarısından çoğunun spor ile ilgisi yoktu. Bu Olimpiyat açılışı değil de sanki biz haklara çok saygı duyuyoruz bakınız: aktivizm şovuydu. Şey yalnız şöyle bir durum var… Sporseverlerin hakkı ne olacak?
Alın Woke’unuzu püsürünüzü spordan uzak durun! Biz atletlerin cinsel kimliklerinden bağımsız rekabetlerini izlemek istiyoruz. İnsanın sınırlarını, kaç farklı yönelim ile sevişebileceğinden değil, kaç metreyi kaç saniyede koştuğu ile görmek istiyoruz.
- Yazarın notu: Önceki “Drag Queen” tanımı Wikipedia‘dan alıntılanmıştı lakin “eğlence veya moda için genellikle abartılı feminen tavırlar ve toplumsal kadın rolleri benimseyerek kadın kıyafetleri giyen” içeren tanımın kırıcı olacağını fark ettiğim için LGBTİ+ Hakları Alanında Çeviri sözcüğüne baktım ve oradaki “feminenliğin farklı biçim ve boyutlarını teatral bir performans olarak sergileyen kişiler” tanım ile değiştirdim.
- Yazarın notu: “Cinsel tercih” teriminin kullanımının hatalı olduğunu ve yönelim denmesi gerektiği için “cinsel tercih” yerine “cinsel yönelim” ile değiştirdim.