Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) karmaşık başkanlık seçim sistemi, dünya çapında ilgiyle takip ediliyor. Kimler, nasıl aday olabiliyor? Seçiciler Kurulu nasıl işliyor? Oy vermek neden bu kadar zor? ABD Başkanı nasıl seçiliyor?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık seçim sistemi, dünyanın en karmaşık ve en çok tartışılan seçim sistemlerinden biri. Bu sistem, ülkenin kuruluşundan bu yana evrim geçirmiş olsa da, temel yapısı ve işleyişi büyük ölçüde aynı kaldı. ABD’nin kurucuları, 1787 yılında Anayasa’yı oluştururken, başkanın nasıl seçileceği konusunda uzun tartışmalar yaptı. Sonuçta, doğrudan halk oylaması ile Kongre tarafından seçim arasında bir uzlaşma olarak Seçiciler Kurulu (Electoral College) sistemini benimsediler.
Anayasal zemin ve adaylık şartları
ABD Anayasası’nın II. Maddesi, 1. bölüm, 2. fıkrası, başkanlık seçimlerinin temelini oluşturuyor. Bu madde, başkanın Seçiciler Kurulu tarafından seçileceğini belirtiyor. Anayasa’ya göre, başkan adayının sahip olması gereken nitelikler şunlar:
- Doğuştan ABD vatandaşı olmak
- En az 35 yaşında olmak
- ABD’de en az 14 yıl ikamet etmiş olmak
Bu şartlar, Anayasa’nın yazıldığı 18. yüzyıldan beri değişmedi ve zaman zaman tartışmalara neden oldu. Örneğin, “doğuştan vatandaş” kavramının tam olarak ne anlama geldiği konusunda hukuki tartışmalar yaşanıyor.

ABD Başkanı nasıl seçiliyor: Seçim takvimi
ABD başkanlık seçimleri dört yılda bir, kasım ayının ilk pazartesi gününü takip eden salı günü gerçekleşiyor. Bu tarih, 1845 yılında Kongre tarafından belirlendi. O dönemde, çoğunlukla tarımla uğraşan bir toplum için hasat mevsiminden sonra, ancak kış şartları zorlaşmadan önce oy kullanmak en uygun zaman olarak görüldü.
Kamala Harris ve Donald Trump’ın yarıştığı başkanlık seçimi 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşecek.
Seçim süreci aslında seçimden yaklaşık iki yıl önce başlıyor ve şu aşamalardan oluşuyor:
- Adayların Federal Seçim Komisyonu’na kayıt olması (seçimden önceki yılın ilkbaharı)
- Adayların adaylıklarını duyurması (seçimden önceki yılın ilkbaharı)
- Ön seçim ve parti içi toplantı tartışmaları (seçimden önceki yılın yazından seçim yılının ilkbaharına kadar)
- Eyalet ön seçimleri ve parti içi toplantıları (seçim yılının Ocak-Haziran ayları içinde)
- Ulusal parti kongreleri (seçim yılının Temmuz-Eylül ayları içinde)
- Başkanlık tartışmaları (seçim yılının Eylül-Ekim ayları içinde)
- Genel seçim (Kasım ayının ilk Salı günü)
- Seçiciler Kurulu’nun oy kullanması (Aralık ayı)
- Kongre’nin seçici oylarını sayması (bir sonraki takvim yılının Ocak ayı başı)
- Başkanlık Yemin Töreni (20 Ocak)

ABD Başkanı nasıl seçiliyor: Ön seçimler ve parti içi toplantılar
Ön seçimler ve parti içi toplantılar, partilerin başkan adaylarını belirlemek için kullandıkları iki farklı yöntem. Bu süreç, New Hampshire ve Iowa eyaletlerinde başlıyor ve genellikle Haziran ayına kadar devam ediyor. New Hampshire’ın ön seçimlere ilk başlayan eyalet olması eyalet yasaları gereği bir zorunluluk. Bu konuda 1975 yılında çıkmış bir yasaya dayanıyor. Öyle ki başka bir eyalet seçim takvimini erkene alırsa New Hampshire kendi takvimini hemen onun da önüne çekiyor.
Ön seçimler (Primaries) eyalet tarafından yönetiliyor ve gizli oy kullanılıyor. Bu sistem, daha geniş katılıma olanak sağlar ve sonuçları daha hızlı elde etmeyi mümkün kılar. Öte yandan, parti içi toplantılar (Caucuses) parti tarafından yönetiliyor ve açık oylama yapılıyor. Bu toplantılarda, parti üyeleri bir araya gelerek adayları tartışır ve desteklerini gösterirler. Her iki yöntemde de eyaletin nüfusuna göre delegeler dağıtılıyor.
Ön seçimler ve parti içi toplantılar, “açık”, “kapalı” veya “yarı açık/kapalı” olabiliyor. Açık sistemlerde, parti üyesi olmayanlar da oy kullanabilirken, kapalı sistemlerde sadece kayıtlı parti üyeleri oy kullanabiliyor. Yarı açık/kapalı sistemler ise bu ikisinin bir karışımıdır.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Iowa ve New Hampshire’ın ilk sırada yer alması, tarihsel nedenlere dayansa da ve zaman zaman eleştirilere neden oluyor. Bu küçük, çoğunlukla beyaz nüfusa sahip eyaletlerin ülkenin genel demografisini yansıtmadığı ve bu nedenle aday seçiminde aşırı etkili oldukları iddia ediliyor.
Parti içi delegeler ve parti ulusal kongreleri
Her eyalet, nüfusuna ve Kongre’deki temsilci sayısına göre belirli sayıda parti delegesi alır. Örneğin, 2024 seçimleri için:
- Kaliforniya: 54 delege
- Teksas: 40 delege
- Florida ve New York: 28’er delege
- Illinois ve Pensilvanya: 19’ar delege
Ön seçim veya parti içi toplantı sonuçlarına göre, delegeler genellikle parti içindeki belirli bir adaya bağlı oluyor. Ancak, “superdelegates” olarak adlandırılan bazı delegeler (genellikle parti liderleri ve seçilmiş yetkililer) herhangi bir adayı desteklemekte serbestler.
Ulusal kongrelerde, delegeler partilerinin başkan adayını resmen belirliyor. Bu kongreler genellikle büyük bir şov ve medya olayı haline geliyor. Eğer hiçbir aday çoğunluğu sağlayamazsa, “brokered convention” denilen bir süreç başlıyor ve delegeler birden fazla tur oylama yapıyor. Bu durum nadiren gerçekleşiyor; son örneği 1952’de Demokrat Parti kongresinde meydana geldi.

ABD Başkanı nasıl seçiliyor: Genel seçim ve Seçiciler Kurulu (Electoral College)
Siyasi partilerin başkan adayları ve bağımsız adaylar belli olduktan sonra, ABD genel seçiminde, vatandaşlar aslında doğrudan başkan adayına değil, Seçiciler Kurulu’ndaki temsilcilere oy veriyor. Bu sistem, ABD’nin kuruluşundan bu yana tartışmalara neden oldu.
Seçiciler Kurulu’nun amacı, küçük eyaletlerin de söz sahibi olmasını sağlamak ve doğrudan demokrasinin potansiyel tehlikelerinden kaçınmak.

ABD’de toplam 538 seçiciler kurulu temsilcisi bulunuyor. Bir başkan adayının başkan seçilebilmesi için en az 270 temsilcinin oyunu alması gerekiyor. Her eyaletin temsilci sayısı, o eyaletin Kongre’deki toplam temsilci sayısına (Temsilciler Meclisi üyeleri + 2 Senatör) eşit. Örneğin:
- Kaliforniya: 55 temsilci
- Teksas: 38 temsilci
- Florida ve New York: 29’ar temsilci
- Illinois ve Pensilvanya: 20’şer temsilci
Çoğu eyalette “kazanan hepsini alır” (winner-take-all) sistemi uygulanıyor. Yani bir aday eyalette oyların çoğunluğunu alırsa tüm temsilcileri kazanıyor. Ancak Maine ve Nebraska’da orantılı temsil sistemi kullanılıyor.
Seçiciler Kurulu sistemi, zaman zaman tartışmalara yol açıyor. Örneğin, bir adayın ülke genelinde daha fazla oy almasına rağmen seçimi kaybetmesi mümkün. Bu durum 1824, 1876, 1888, 2000 ve 2016 seçimlerinde olmak üzere tarihte beş kez gerçekleşti.
En son 2016 yılında, Hillary Clinton ülke genelinde yaklaşık 3 milyon daha fazla oy almasına rağmen, Donald Trump Seçiciler Kurulu’nda çoğunluğu sağlayarak başkan seçildi.

Kampanya stratejileri ve salıncak eyaletler (Swing States)
Seçim kampanyaları sırasında adaylar genellikle “salıncak eyaletler” olarak adlandırılan ve sonucun belirsiz olduğu eyaletlere odaklanıyor. Bu strateji, kaynakların en etkili şekilde kullanılmasını sağlıyor. Ancak aynı zamanda birçok eyaletin ihmal edilmesine neden oluyor.
2024 seçimlerinde öne çıkan salıncak eyaletler arasında Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, Pensilvanya ve Wisconsin bulunuyor. Bu eyaletler, son seçimlerde küçük marjlarla el değiştirmiş veya demografik değişimler nedeniyle rekabetçi hale gelmiş eyaletler.
Kampanyalar ayrıca sosyal medya ve veri analitiği gibi modern teknolojileri yoğun şekilde kullanıyor. Bu, hedef seçmen gruplarına daha etkili bir şekilde ulaşmayı sağlıyor. Ancak dezenformasyon ve manipülasyon risklerini de beraberinde getiriyor.

Alternatif oy verme yöntemleri
ABD’de seçim günü sandığa gidip oy vermek dışında, seçmenlerin kullanabileceği çeşitli alternatif oy verme yöntemleri söz konusu. Bu yöntemler, seçmen katılımını artırmak ve oy verme sürecini daha erişilebilir hale getirmek amacıyla uygulanıyor.
- Erken Oy Kullanma (Early Voting): Birçok eyalette, seçmenler seçim gününden önce açılan birkaç merkezde oy verebiliyor. Erken oy kullanma süresi eyaletten eyalete değişmekle birlikte, genellikle seçimden 2-3 hafta önce başlıyor ve seçim gününe kadar devam ediyor. Örneğin, Florida’da erken oy kullanma süresi en az 8 gün, en fazla 14 gündür ve seçimden önceki cumartesi günü sona eriyor. Bu yöntem, iş veya diğer yükümlülükler nedeniyle seçim günü oy kullanamayacak seçmenler için önemli bir alternatif.
- Posta Yoluyla Oy Kullanma (Mail-in Voting): Bu yöntem, seçmenlerin oylarını posta yoluyla göndermelerine olanak tanıyor. Bazı eyaletlerde, seçmenler posta yoluyla oy kullanmak için geçerli bir mazeret sunmak zorundayken (örneğin, hastalık veya seçim günü eyalet dışında olma), diğer eyaletlerde herhangi bir mazeret gerekmiyor. Posta yoluyla oy kullanma süreci genellikle seçimden birkaç hafta önce başlıyor. Oyların geçerli olması için genellikle seçim günü veya öncesinde postaya verilmiş olması gerekiyor. Ancak bazı eyaletlerde seçimden sonraki birkaç gün içinde ulaşan oylar da geçerli kabul ediliyor.
- Yurtdışında Oy Kullanma: Yurtdışında yaşayan veya görev yapan ABD vatandaşları için Federal Posta Kartı Başvurusu (Federal Post Card Application – FPCA) sistemi bulunuyor. Bu sistem aracılığıyla, yurtdışındaki seçmenler oy pusulası talep edebiliyor ve oylarını posta yoluyla gönderebiliyor. FPCA başvurusu genellikle seçim yılının başında yapılıyor ve seçmenler oy pusulalarını e-posta veya faks yoluyla alabiliyor. Seçmenler oy pusulalarını doldurup posta veya özel kurye servisiyle göndermek zorunda. Yurtdışından gönderilen oyların kabul edilme süresi eyaletten eyalete değişmekle birlikte, genellikle seçim gününden sonraki 3 ila 10 gün arasında değişiyor.
Seçim sonuçları ve yemin töreni
Seçim sonuçları genellikle seçim gecesi belli oluyor. Ancak resmi sonuçların belirlenmesi daha uzun sürüyor. Özellikle başa baş geçen seçimlerde, posta yoluyla kullanılan oyların sayılması günler alıyor.
Seçiciler Kurulu, Aralık ayında (genellikle seçimden sonraki ilk pazartesiyi takip eden ilk çarşamba günü) toplanarak resmi oylarını kullanıyor. Ocak ayı başında (genellikle 6 Ocak’ta) Kongre, Başkan Yardımcısı başkanlığında ortak bir oturumda seçici oylarını sayıyor ve resmi sonucu açıklıyor.
Yeni başkan, 20 Ocak’ta düzenlenen yemin töreniyle göreve başlıyor. Bu tarih, ABD’deki 20. Anayasa Değişikliği ile belirlendi ve “Inauguration Day” olarak biliniyor. Başkan, Yüksek Mahkeme Başkanı’nın huzurunda yemin edip ilk konuşmasını yapıyor.

Diğer yerel seçimler ve referandumlar
Başkanlık seçimleriyle birlikte, Amerikalılar aynı zamanda Kongre üyelerini de seçiyor. ABD halkı, 5 Kasım 2024 seçimlerinde 34 Senatör ve Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamı için de oy verecek. Bu seçimler, başkanın politikalarını uygulama kapasitesini doğrudan etkileyeceği için büyük önem taşıyor.
Ayrıca, 11 eyalet ve iki bölgede vali seçimleri, 10 eyalette başsavcı seçimleri, belediye başkanlığı seçimleri ve çeşitli yerel referandumlar da gerçekleştirilecek. Bu yerel seçimler ve referandumlar, ulusal politikaları etkileyebilecek önemli konuları içerebiliyor. Örneğin, 2024 seçimlerinde sekiz eyalette aynı gün kürtaj hakları konusunda referandumlar yapılması bekleniyor.

Seçim sistemi tartışmaları ve reform önerileri
ABD başkanlık seçim sistemi, özellikle “Seçiciler Kurulu” ve “kazanan hepsini alır” uygulaması nedeniyle sık sık eleştiriliyor. Eleştirenler, bu sistemin demokratik olmadığını ve bazı oyların diğerlerinden daha değerli hale geldiğini savunuyor.
Şimdiye kadar sistemin değiştirilmesi için çeşitli öneriler ortaya atıldı. Bunlardan biri, Ulusal Popüler Oy Anlaşması (National Popular Vote Interstate Compact) adı verilen bir girişim. Bu anlaşma, katılan eyaletlerin seçici oylarını ulusal popüler oy kazananına vermeyi taahhüt etmelerini öngörüyor. Anlaşma, 270 seçici oya ulaşıldığında yürürlüğe girecek. Şu ana kadar, toplam 195 seçici oya sahip 15 eyalet ve District of Columbia bu anlaşmayı onayladı.
Bir diğer öneri, Maine ve Nebraska’da uygulanan orantılı temsil sisteminin tüm eyaletlere yayılması. Bu sistem, eyaletin seçici oylarının kongre bölgelerine göre dağıtılmasını ve sadece iki senatör seçici oyunun eyalet çapında kazanana verilmesini öngörüyor.
Ancak, bu reform önerilerinin hayata geçirilmesi oldukça zor. Seçiciler Kurulu sistemi Anayasa’da yer aldığı için, değiştirilmesi için bir Anayasa değişikliği gerekiyor. Bu ise, Kongre’nin her iki kanadında üçte iki çoğunluk ve eyaletlerin dörtte üçünün onayını gerektiriyor.
ABD Başkanı nasıl seçiliyor: Seçmen katılımı ve engeller
ABD’de seçmen katılım oranı, diğer gelişmiş demokrasilere göre genellikle daha düşük. 2020 seçimlerinde COVID-19 pandemisi nedeniyle posta yoluyla oy kullanma imkanlarının artırılması katılım oranını yükseltti. 2020 seçimleri, yüzde 66,8 katılım ile 1900 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Ancak, seçmen katılımını etkileyen çeşitli engeller söz konusu. Bunlar arasında:
- Seçmen kaydı zorlukları: Birçok eyalette seçmen kaydı için erken başvuru gerekiyor.
- Kimlik gereksinimleri: Bazı eyaletlerde oy kullanmak için belirli kimlik belgeleri talep ediliyor.
- Oy kullanma yerlerinin azaltılması: Özellikle bazı azınlık topluluklarının yoğun olduğu bölgelerde oy kullanma merkezi sayısı çok az.
- Eski hükümlülerin oy kullanma hakları: Bazı eyaletlerde eski hükümlüler oy kullanamıyor.
Bu engellerin aşılması için çeşitli çalışmalar sürüyor. Örneğin, bazı eyaletler otomatik seçmen kaydı sistemini uygulamaya koydu. Ayrıca, erken oy kullanma ve posta yoluyla oy kullanma imkanları da son zamanlarda arttı.

Seçimlerin küresel etkileri
ABD başkanlık seçimlerinin sonuçları, sadece Amerika için değil, tüm dünya için önemli. ABD’nin küresel ekonomi ve uluslararası ilişkilerdeki rolü göz önüne alındığında, seçim sonuçları dünya çapında yakından takip ediliyor.
ABD, küresel askeri harcamaların yüzde 40’ını gerçekleştirmekte ve 170’ten fazla ülkede askeri varlık bulundurmakta. Ayrıca, küresel üretimin yüzde 15,9’unu gerçekleştiriyor ve Ar-Ge alanında Çin’den yüzde 10 daha fazla yatırım yapıyor. Bu nedenle, ABD başkanının dış politika yaklaşımı, ticaret politikaları ve ittifak ilişkileri global dengeleri önemli ölçüde etkileyebiliyor.

Sonuç: Daha adil bir seçim sistemi mümkün mü?
ABD başkanlık seçim sistemi, karmaşık yapısı ve küresel etkileriyle dünya siyasetinde önemli bir yere sahip. Bu sistem, federal yapıyı korumak ve küçük eyaletlerin sesini duyurmak gibi avantajlara sahip olsa da, zaman zaman eleştirilere de maruz kalıyor.
Seçim sistemi, ülkenin değişen demografik yapısı, teknolojik gelişmeler ve küresel siyasi dinamikler karşısında sürekli bir evrim geçiriyor. Ancak, sistemin temel yapısı 200 yılı aşkın bir süredir değişmeden kaldı.
Sonuç olarak, ABD başkanlık seçimleri, sadece Amerika için değil, tüm dünya için büyük önem taşıyor. Seçim sonuçları, küresel ekonomi, uluslararası ilişkiler ve dünya siyaseti üzerinde derin etkilere sahip olabiliyor. Bu nedenle, seçim süreci ve sonuçları dünya çapında yakından takip ediliyor.
Bu haber “ABD Başkanı nasıl seçiliyor?” sorusunun cevabını size sundu. 250 yıllık bağımsızlık tarihine ve küresel süper güç konumuna sahip olan Amerika’nın, bu sistemi uzun yıllar kullanacağına dair inanç bir şekilde devam ediyor. Ancak, sistemin adil ve demokratik olduğundan emin olmak için sürekli bir değerlendirme ve gerektiğinde reform yapma ihtiyacı da sıklıkla dile getiriliyor.