Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçılar ile Beşar Esad önderliğindeki Suriye Ordusu arasında son yılların en büyük çatışmaları yaşanıyor. Cihatçılar, Halep’in büyük bir kısmını ele geçirdi. Suriye ordusu, Halep’ten “geçici olarak” çekildi. Bölgedeki son duruma bakalım.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) bölgeden aktardığı bilgilere göre cihatçılar, Halep’in “büyük bir bölümünü” ele geçirdi. Gözlemcilere göre Rusya, 2016’dan beri ilk kez Halep’in bazı bölgelerine hava saldırıları düzenliyor.
4 gündür devam eden çatışmalarda 20’den fazla sivilin de aralarında bulunduğu 300’den fazla kişi öldürüldü.
Suriye Ordusu, cihatçıların Halep’in büyük bir kısmını ele geçirdiğini ve çatışmalarda çok sayıda askerin öldüğünü doğruladı. Ordu, karşı saldırı hazırlıkları için Halep’ten “geçici olarak” çekildiğini açıkladı.
Reuters’ın aktardığına göre cihatçılar, Halep Havalimanı ve kente giden tüm yolları ele geçirdi.
BBC’ye konuşan bir sözcü, Suriye Ordusu’nun çekildiğini ancak “çatışma olmadığını” ifade etti. Sözcü, “Belediye meclisi, karakolları, istihbarat büroları… Hepsi boş. Daha önce hiç böyle bir şey yaşanmamıştı” dedi.
Cihatçılar, operasyonun başladığı günden beri 50’den fazla kasaba ve köyü ele geçirdi.
Halep Havalimanı PKK/YPG’nin elinde
Cihatçılar, kısa sürede valilik ve emniyet müdürlüğü binalarının yanı sıra Halep’in sembolü olan Halep Kalesi’ni de ele geçirdi.
Anadolu Ajansı’nın (AA) aktardığına göre Suriye Ordusu, bazı stratejik yerlerin kontrolünü PKK/YPG’ye bıraktı ve çekildi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Suriye Ordusu, kentin doğusundaki Halep Uluslararası Havalimanı, kuzey kırsaldaki stratejik öneme sahip Nübbül ve Zehra beldeleri ile Halep Sanayi Bölgesi, Tel Hasıl ve Tel Arn bölgelerin kontrolünü PKK/YPG’ye bıraktı.
Rusya’dan çağrı: “Anayasal düzen tesis edilsin”
Rus haber ajansı Interfax’a göre Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov çatışmaları Suriye egemenliğine yönelik bir saldırı olarak nitelendirdi. Kremlin, Suriye hükümetini en kısa sürede Halep’in kuzeyinde anayasal düzeni yeniden tesis etmeye çağırdı.
Halep’te çatışmalar nasıl başladı?
Cihatçı silahlı örgüt Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve müttefikleri, 27 Kasım Çarşamba günü Suriye Ordusu’na karşı “Saldırganlığı Caydırma (Rad’ul Udvan) Operasyonu” başlattı.
Üç günde onlarca bölgeyi ele geçiren örgüt, stratejik yolları kesti. Çatışmalarda 211 savaşçı ve 20 sivil hayatını kaybederken, 7 bin aile evlerini terk etti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Keyumers Purhaşimi de Suriye’nin kuzeyinde öldürülenler arasında.
Halep’te çatışmalar neden şimdi patlak verdi?
Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki cihatçılar, son haftalarda Rusya ve Suriye’nin İdlib’in güneyindeki sivillere yönelik artan saldırılarına cevap olarak bu saldırıları düzenlediklerini söylüyor. Cihatçılar, 2024’ün başından beri 80’den fazla sivilin Suriye’deki saldırılarda öldürüldüğünü savunuyor. Şam ise bu iddiaları yalanlıyor.
Nüfusunun 3 milyonun üzerinde olduğu bilinen İdlib, yıllardır HTŞ’nin kontrolünde. Uzmanlar, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu ve akabinde İsrail’in verdiği yanıtla büyüyen ve yayılan Ortadoğu’daki savaşın HTŞ’nin yeniden Halep’e doğru ilerlemesine zemin oluşturduğu görüşünde.
Ukrayna’daki savaşta da cephe hattında önemli gelişmeler yaşanırken Rusya’nın Suriye’ye yeterince güç ayıramadığını unutmamak gerek.
Türkiye HTŞ’ye destek veriyor mu?
Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na (SMO) ait bazı birlikler de HTŞ ile ortak hareket ediyor. HTŞ ile SMO’nun ilişkisi biraz karışık:
HTŞ ile eski adı Özgür Suriye Ordusu olan SMO arasında geçmiş yıllarda çok şiddetli çatışmalar yaşandı. 2022’de HTŞ ile Türkiye destekli muhalifler arasında El Bab’da bir aktivistin öldürülmesi üzerine çatışma çıkmıştı. 8 Ekim 2022’de başlayan olaylarda en az 58 kişi ölmüştü. Bölgedeki çatışma ortamı, Türkiye’nin devreye girmesiyle çözülmüştü.
Her şeyden önce HTŞ, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “terör örgütü” olarak nitelendiriliyor. Türkiye de HTŞ’nin El Kaide ile bağlantısı olduğunu düşünüyor ve HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
Ancak Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) da HTŞ liderliğindeki saldırılara katıldığı bir gerçek. Fakat kaç militan çatışmalara katıldı, ya da Türkiye’ye bu konu hakkında bir bilgi verdi mi, bu konuda bir açıklama yapılmadı.
Millî Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, Halep’teki durumu yakından takip ettiklerini ve “bölgedeki Türk birlikleri için her türlü tedbirin alındığını” aktardı. Ankara’daki istihbarat kaynakları, operasyonu “sınırlı” olarak nitelendirerek; “rejim unsurlarının bulundukları bölgelerden kaçmaya başlamaları ile genişlediğini” ifade etti.
İktidara yakın medya kuruluşlarında çatışmalara dair yapılan haberlerde “Esed’e Halep şoku” gibi manşetler atıldı ve Türkiye’nin lehine bir gelişme olarak yorumlandı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli X hesabından yaptığı açıklamada, “Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz” dedi.
İdlip ve mücavir bölgedeki gelişmeler hakkında:
— Öncü Keçeli | Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü (@SpoxTR_MFA) November 29, 2024
Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlip ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir.
2017 yılından bu yana, İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesi’yle ilgili bazı mutabakatlar tesis edilmiştir.…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Suriye’de devam eden çatışmalara dair açıklama yaptı, Türkiye’nin çatışmalara müdahil olmadığını açıkladı. Sınırda tüm tedbirlerin alındığını söyleyen Fidan, “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz” dedi.
Analiz: Bundan sonra neler olabilir?
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Serhat Erkmen, X hesabından sahadaki gözlemlerini aktardı. HTŞ önderliğindeki cihatçıların Halep’in merkezine “kendilerinin bile beklediğinden çabuk girdiğini” söyleyen Erkmen, bölgede artık HTŞ’nin tam olarak belirleyici aktör olduğunu yazdı.
İran’ın Halep’teki gücünü tamamen kaybettiğine vurgu yapan Erkmen, “İran’ın aldığı darbe Şam’ın aldığı kadar büyük. Humus ve güney çöllerindeki varlığından sonra Halep’i kaybetmesi İran’ı çöllere ve Irak sınırına itiyor. Iraktan milis getireceklermiş, geç kaldılar. İsrail’in mutsuz olduğunu sanmıyorum” dedi.
Sahada Rusların hiç olmadığına dikkat çeken Erkmen, “Ukrayna, Rusya’nın Suriye’deki varlığını tüketmiş. Uçak filoları, askerler, danışmanlar ve Wagner gidince geriye kalan nerdeyse bir hiç” diye yazdı. Erkmen, Suriye ordusunun “yok olmaktan kurtulmak için geri çekildiğini, Ruslardan destek gelirse çatışmanın tekrar alevlenebileceğini” de söyledi.
Erkmen’in analizlerinin devamı şöyle:
“Suriye ordusu yok olmaktan kurtulmak için tutamayacağı yerlerden çekildi. Güvenli hatta bir araya geliyor. Diğer bölgelerden destek getiriyor, İranlı milisler yola çıktı. Ruslardan büyük destek gelirse tekrar çatışma alevlenir. Yoksa en geç 1 haftaya Halep ve çevresi tamamen HTŞ’de. Halep’teki PKK’lılar tutuştu. Ya çekilmeleri için kanal açılacak ya da iki mahalle ciddi savaş alanına dönüşecek. Bence birincisi. Tel Rifat kaçınılmaz hale geldi. Nubbl Zehra boşalmaya başladı. SMO girmesse HTŞ gider alır. Ruslar Mare ve Ahterinde SMO’yu vurdular. HTŞ Halep’i alırken Rusların derdi SMO Tel Rifat’a gelmesin. Halep’i kaybeden Rusya, Tel Rifat’ın PKK’dan temizlenmemesinden ne umuyor acaba? Yarın daha hızlı bir ilerleme olacak fakat bundan sonra önemisi Halep’e kimin bayrağı dikilecek. Yakın geleceğin en önemli siyasi sorusu bu.”