Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gazeteci Büşra Taşkıran’ın sokak röportajı bekçiler ve polisler tarafından engellendi – Avukat Gökhan Küçük: “Sokak röportajı asla yasaklanamaz”

Gazeteci Büşra Taşkıran, sokak röportajı yaparken karşılaştığı engellemeyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Hukuk Danışmanı Av. Gökhan Küçük ise bu engellemenin hukuksuzluğunu Medyascope’a anlattı.

Gazeteci Büşra Taşkıran, Ankara-Kızılay’da sokak röportajı yaparken önce bekçiler sonra polis memurları kendisine kimlik kontrolü yaptı, sorduğu soruları not etti. Fotoğrafları çekilip WhatsApp grubuna gönderilen Taşkıran sonuçta sokak röportajını yarıda bırakmak zorunda kaldı. Taşkıran bundan sonrası için de aynı yerde sokak röportajı yapabileceği konusunda tedirgin.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Hukuk Danışmanı Av. Gökhan Küçük uygulamanın hukuksuz olduğunu vurgulayarak “Sokak röportajı yapılması bir engele tabi değil, tüm gazeteciler sokağa çıkıp rahat rahat röportajlarını yapsınlar” dedi.

Genelgeden sokak röportajına gazetecileri engelleme sürüyor

Gazetecilerin işlerini yaparken karşılaştıkları engellemeler münferit değil. Bu engellemeler kimi zaman polis memurları kimi zaman sivil vatandaşlar kimi zaman da her iki gruptan kişilerce yapılıyor. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in açıkladığı, Eylül 2021 Basın Özgürlüğü Raporu’na göre eylül ayında üç gazeteci saldırıya uğradı, sekiz gazetecinin haber takibi engellendi. BİA Medya Gözlem/ Nisan-Mayıs-Haziran 2021 Raporu’na göre ise üç ayda en az dokuz gazeteci fiziksel saldırılarla karşı karşıya kaldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli toplumsal eylemlerde polislerin seslerini ve görüntüleri kayıt altına alan kişilerin engellenip haklarında adli işlem yapılmasına dair genelgesi, bu keyfi uygulamalara yeni bir “dayanak” olarak kullanılmıştı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Emniyet genelgesi anayasaya aykırı değil. Bu basın özgürlüğünü engellemez. Basın çekme özgürlüğüne sahiptir ve çeker” sözleri de bu engellemeyi durduramadı.   

Taşkıran: Üç kez kimlik kontrolü yapıldı, sorularımız not alındı

Gazetecilere yönelik engellemelerin son örneği “sokak röportajı” oldu. Gazeteci Büşra Taşkıran, haftanın iki günü Kızılay’da aynı noktada gündeme dair sorular sorduğu sokak röportajları yapıyor. 3 Ekim’de ise o ve kameramanı, ilk kez engelleme ile karşılaştı. Taşkıran, yaşadıklarını Medyascope’a şöyle anlattı:

“Önce bekçi gelerek kimliklerimizi ve basın kartlarımızı aldı. Sorduğumuz soruları not alarak telefonla aradığı amirine iletti. Telefonu bana verdi ve amiri ‘Büşra hanım sokak röportajına devam edebilirsiniz’ dedi ve devam ettik. Beş dakika geçtikten sonra Ankara Güvenlik Şube’den görevli polis memurları geldi. İsmimle hitap ederek ‘Büşra hanım, sokak röportajında çok kalabalık oldu lütfen bu kalabalığı dağıtın’ diye uyarıda bulundular. ‘Sokak röportajı yaptığınız MOBESE’den gözüküyor, biz zor durumda kalıyoruz’ diye konuştular. 20 kişi kadar vardı, kalabalığın dağılmasını bekledik. İkinci kez kimlik kontrolü yapıldı.

Röportaja devam ederken yine güvenlik şubeden görevli memur arkadaşlar geldi ve MOBESE’den gözüktüğünü, sokak röportajına devam etmememizi rica ettiler. Üçüncü kez kimlik kontrolü yapıldı. Cumhurbaşkanlığı’nın verdiği basın kartının olması gerektiğini, IFJ (The International Federation of Journalists /Uluslararası Gazeteciler Federasyonu) kartının geçerli olmadığını, sokak röportajı yapamayacağımızı söylediler.”

Gazeteci Büşra Taşkıran

“Fotoğraflarımız WhatsApp grubuna gönderildi”

Büşra Taşkıran polislerin nazik davranmaya çalıştığını, kaba ve saldırgan üslupları bulunmadığını ancak davranışlarının tamamen baskı uygulayıp sokak röportajı yapmalarını engeller nitelikte olduğunu belirtti:

“Bizim fotoğraflarımızı çekip WhatsApp grubunda paylaştıklarını gördüğümde benden izinsiz bunu yapamayacaklarını söyledim. Bu durumu videoya almak istediğimde panik oldular ve bunun meşru olduğunu anlatmaya başlayıp çektikleri diğer basın mensuplarının fotoğraflarını gösterdiler. Gösterdikleri fotoğraflarda basın mensupları uzaktaydı ve durumu gösterir kareler vardı. Bizim fotoğraflar ise aksine kamera ve mikrofonun görünmeden yüzümün çekildiği fotoğraflardı. Bundan rahatsız oldum ve hukuksuz olduğunu söyledim. Toplumsal vaka olduğu ve güvenliği sağlamaları gerekikleri için çektiklerini söylediler. Suç duyurusunda bulunacağımı söyleyince daha çok açıklama yapmaya çalıştılar.

“Emir mi aldınız?’ sorusuna ‘Artık yapılması istenmiyor’ yanıtı verildi”

Taşkıran, polislere yönelttiği “Sokak röportajlarını yaptırmamanız için yeni bir emir mi aldınız?” sorusuna aldığı yanıtı ise  “Net şekilde söylemek istemediler ancak ‘MOBESE’den gözüktüğü, hoşgörüme sığındıkları, artık yapılmasının istenmediği’ gibi şeyler söylendi” diye aktardı. 

Üçüncü kez yapılan kimlik kontrolünden sonra kamera ve ekipmanlarını toplamaları istenip devam etmemeleri ricasında bulunulduğunu söyleyen Taşkıran, “Bu baskının devam edeceğini anladığımız için röportaja devam edemedik” dedi.

“Mikrofonu kime uzatsak öfkeli”

  • (Video: Taşkıran’ın engellendiği gün Doğrusu Haber için yaptığı sokak röportajından)

Büşra Taşkıran yaşadıklarını “baskının sokağa inmiş hali” olarak yorumladı:  

“Mikrofonu kime uzatsak ekonomiden, adil olmayan düzenden dolayı öfkeli. Son sokak röportajımızda halkın ‘Sizin yaptığınızı siyasilerin yapması gerekiyor. Halkı dinlemeleri gerekiyor ama siz dinliyor ve yayınlayarak sesimizi duyurmaya çalışıyorsunuz’ gibi güzel geri dönüşleri oluyordu. Bunun önü kesilmiş oldu. Üzücü.”

Taşkıran, bundan sonra sokak röportajlarına devam edip etmeyeceği yönündeki soruyu ise “Kızılay’da devam edebileceğimi düşünmüyorum. Polisin de MOBESE’den görüp uyarı aldığını anladım. Merkezi yerlerde röportajın kendim ve diğer gazeteci arkadaşlarım adına söz konusu olabileceğini düşünmüyorum” diye yanıtladı.

TGC Hukuk Danışmanı Küçük: “Sokakta, evde, nerede olursa olsun, gazetecinin röportajını engelleyecek hukuksal düzenleme yok”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Hukuk Danışmanı Av. Gökhan Küçük ile Büşra Taşkıran’ın karşılaştığı engellemeleri bunun olası etkilerini ve gazetecilerin haklarını konuştuk. 

Küçük, “Gerek sokak röportajı, gerek özel röportaj olsun, gerek sokakta gerek evde, nerede olursa olsun bir gazetecinin röportaj yapmasını engelleyebilecek herhangi bir hukuksal düzenleme söz konusu değil. Bir hukuk devletinden bahsediyorsak bu tarz müdahaleler hukuka aykırı müdahalelerdir. Polisin gelip de ‘Neden burada sokak röportajı yapıyorsun?’ demesi mümkün değil” dedi.

Sokak röportajlarının anayasada ve Basın Kanunu’nda yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğü kapsamında olduğuna işaret eden Küçük, polisin yaptığı müdahalenin anayasal hakkı engellemeye yönelik müdahale olduğuna dikkat çekti. 

“Polisin gazetecinin fotoğrafını çekip paylaşması hukuki değil, suç teşkil ediyor”

Gökhan Küçük, Taşkıran’ın karşılaştığı Cumhurbaşkanlığı’nca verilen basın kartının sorulması, sorularının alınması ve fotoğraflarının çekilmesi uygulamalarının da hukuki zemine dayanmadığını belirtti: 

“Basın kartının olup olmaması gazeteciyi tanımlayan bir kriter değil. Basın kartının olması sosyal güvenlik hukuku anlamında gazetecinin işini kolaylaştıran unsur olarak düşünülmüş. Polisin gazetecinin fotoğrafını çekmesi, sorularını alması hukuksuz uygulamalar.  Bu bir hak ve özgürlüğün ihlali. Sokakta bir gazetecinin fotoğrafını çekip paylaşmak hukuki zemine dayanmadığı için geçerli değil, ayrıca suç da teşkil ediyor.”

“Gazeteciye müdahale anayasal hak ihlalidir”

Gökhan Küçük, polisin bu uygulaması ile gazetecilere gözdağı vermenin ve yıldırmanın amaçlandığını belirtirken, Büşra Taşkıran’ın aynı yerde röportaj yapma konusunda tedirginliğinin de bunun sonuçlardan biri olduğuna dikkat çekti. Buna karşılık Küçük, sokak röportajının yasaklanamayacağını, engelleme ile karşılaşan gazetecilerin cumhuriyet savcılarına suç duyurusunda bulunmalarına engel olmadığını hatırlattı: 

“Aslında polis gazeteciye gözdağı veriyor. Bir gazeteciye yapılan ihlal, sokak röportajı yapan diğer gazetecileri de yıldırmaya yönelik işlem olarak gözüküyor. Büşra’ya karşı da yapılsa bunun haberi yapıldığında diğer gazeteciler de aynı şeyi düşünecek. Bunu yapan polisler, anayasal hakkı ihlal, görevi kötüye kullanma gibi suç tipleriyle karşı karşıya kalabilir. Bir gazetecinin işine müdahale etmek kimsenin haddine değil. Halkla röportaj yapılması, ülkenin ekonomisi, sanatı, siyasileri üzerine konuşulması hususunda gazeteciye yapılan müdahale halkın haber alma hakkına da müdahaledir. Dolayısıyla sokak röportajı yapan bir gazeteciye karşı yapılan müdahale anayasal hak ihlalidir ve bunu yapan kişi de görevini ihmal etmiş ve kötüye kullanmış durumdadır.”

Sokak röportajı asla ve asla yasaklanamaz”

Gökhan Küçük, “sokak röportajının yasaklandığı” şeklinde oluşabilecek söylentilere karşı ise net bir şekilde şu yanıtı verdi: “Sokak röportajı asla ve asla yasaklanamaz. Bir kişi konuşmayı kabul ettiğinde konuşmasını kamuoyuna duyurmak gazetecinin görevidir. Gazeteci kendi mesleğine yönelik doğru davranış kurallarını sergilediği, etik kurallara uyduğu müddetçe hiçbir kişi ve kurum gazetecinin mesleğini icrasını engelleyemez. Sokak röportajı yapılması da bir engele tabi değil. Tüm gazeteciler sokağa çıkıp rahat rahat röportajların yapsınlar.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.