Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Türkiye’nin davet edilmediği Demokrasi Zirvesi bugün başlıyor

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın, göreve gelmeden önce bir seçim vaadi olarak sunduğu Global Demokrasi Zirvesi, bugün TSİ 14:00’te başlıyor. Çevrimiçi zirvenin iki gün sürmesi ve liderlerin, demokrasi, insan hakları, özgür ve adil seçimler temaları üzerinde yoğunlaşması bekleniyor. Zirveye 110’dan fazla ülkenin lideri katılacak. Liderler zirvede yalnızca birbirleriyle değil, sivil toplum ve özel sektörden isimlerle de istişarelerde bulunacak.

Demokrasi Zirvesi, Biden’ın seçim vaatlerinden biriydi.

Başkan Biden, Mart 2020’de Foreign Affairs için kaleme aldığı makalede görevdeki ilk yılında demokratik kurumları güçlendirmek, demokrasiden geri adım atan ülkeler ile yüzleşmek ve ortak bir gündem oluşturmak için dünya demokrasilerini bir araya getireceğini belirtmişti. Göreve geldiği ilk yıl – koronavirüs salgını nedeniyle sanal da olsa – böyle bir zirvenin düzenlenmesi Biden için önem arz ediyor.

Dünya genelinde, 9 Aralık Yolsuzlukla Mücadele ve 10 Aralık İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Bu yüzden zirvenin bu tarihlerde düzenlenecek olması da sembolik bir önem taşıyor. Zirve üç ana temadan oluşuyor: otoriterliğe karşı savunma, yolsuzlukla mücadele ve insan haklarını teşvik etmek.

İzleyiciler zirvedeki bazı oturumları, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesindeki Demokrasi Zirvesi adlı sekmeden canlı bir şekilde takip edebilecek.

Zirveye çağrılan ülkelerin listesine ilk olarak Politico Dış Haberler Muhabiri Nahal Toosi ulaşmıştı. Henüz kesinleşmemiş 106 ülkenin yer aldığı katılımcı listesinde Türkiye, Rusya, Çin, İran, Macaristan, Tunus ve Afganistan’ın bulunmaması fakat Brezilya, Hindistan, Polonya, Filipinler, Irak, İsrail, Pakistan ve Şili‘nin davet edilmesi tartışmalara yol açmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden

Türkiye zirveye davetli değil

Zirveye çağrılmayan ülkelerden biri de NATO üyesi Türkiye. Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, geçen salı (7 Aralık) düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin zirveye neden davet edilmediğinin sorulması üzerine “Davet edilmemek, ülkelerin demokrasiye yaklaşımlarının onaylanmadığı anlamına gelmezdemişti.

Fakat birçok uzman Psaki ile aynı görüşte değil. Medyascope yayınına konuk olan ve Işın Eliçin‘in sorularını yanıtlayan Hümeyra Pamuk, zirveye davet edilmemenin arkasında yatan nedenleri şöyle yorumlamıştı: “Zirveye davet edilmemiş olmak, ya demokrasi konusunda rüştünüzü ispat edememişsiniz ya da ABD’nin ulusal çıkarları için yeterince önemli değilsiniz anlamına geliyor.”

“Türkiye artık ABD için stratejik bir öneme sahip değil”

Medyascope‘un sevilen dış politika programlarından Transatlantik‘te de Ruşen Çakır, Gönül Tol ve Ömer Taşpınar, dün bu konu üzerinde konuşmuştu. Gönül Tol, konu hakkında şu açıklamalarda bulunmuştu: “Çağrılan ülkeler listesine baktığınızda 110 adet ülke var. Listeye baktığınızda şunu anlıyorsunuz, bu ülkeler demokratik kriterlerle değil siyasi kriterlerle seçilmiş. Türkiye ve Macaristan çağrılmadı fakat Angola, Irak, Filipinler gibi ülkelerin çağrılmasıyla da demokratik kriterlerin gözetilmediğini anlıyoruz. Amerika açısından stratejik olarak fakat demokratik olmayan ülkeler de zirveye davet edilmiş. Türkiye’nin davet edilmemesinin arkasında yatan neden şu: Türkiye artık Amerika için stratejik bir öneme sahip değil.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden, Biden’ın göreve gelmesinden sonra iki kez yüz yüze görüşmüşlerdi. İki lider ilk kez 14 Haziran’da Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya gelmişti. Liderlerin bir sonraki görüşmesi ise İtalya’daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında bulundukları İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleşmişti. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği destek, Halkbank davası, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri, Fethullah Gülen’in iadesi gibi birçok konudaki anlaşmazlıklar nedeniyle bozulmuş durumda.

Günün sonunda zirveye Türkiye ve Macaristan gibi NATO üyesi iki ülkenin “demokratik kurumlar baltalanıyor” diyerek davet edilmemesi fakat demokrasi karinesi bu iki ülke ile benzer seyreden Polonya’nın davet edilmesi de dikkat çekmişti.

“İdeolojik çatışma körüklenebilir”

The National Interest’te yayımlanan yakın tarihli bir ortak görüşte, ABD’deki Rusya ve Çin büyükelçileri, zirveyi, ABD’nin Soğuk Savaş zihniyetinin bir parçası olarak eleştirdi ve bu durumun ideolojik çatışmayı körükleyeceği konusunda uyardı. “Rusya ve Çin’de demokrasi konusunda endişeye mahal yok” diyen yetkililer, şu ifadeleri kullandı:

“Bazı yabancı liderler, kendilerine ve ülkelerinde neler yaşandığını düşünse iyi olur. Barışçıl protesto düzenleyen göstericileri plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz ile dağıtmak özgürlük mü?

Zirve sonuç verecek mi?

Ülkedeki araştırmalar ve anketler, vatandaşların ABD demokrasisine yönelik memnuniyetsizliğinin son yıllarda arttığını ve dünya genelinde sınırlı sayıda insanın Amerikan demokrasisini iyi bir model olarak gördüğünü gösteriyor. Ancak zirveyi düzenleyenler, ülkede yaşanan olumsuz gelişmelerin de zirveyi düzenlemek için bir sebep olduğunu dile getiriyor.

Derek Mitchell

ABD’nin eski Myanmar Büyükelçisi ve şu anda Ulusal Demokratik Enstitüsü’ne başkanlık eden Derek Mitchell, “Ülkede şu ana çok fazla zorluk yaşandığı için böyle bir zirve çok yerinde ve önemli. Demokrasiye önem veren liderleri ve diğerlerini, demokrasinin ve demokratik değerlerin önemini vurgulamak için bir araya getirme fikri, dayanışma, güven, bağlılık ve netlik mesajı verecek” dedi.

Eski ABD Başkanı Donald Trump dönemiyle birlikte ülkedeki demokrasi anlayışında bir gerileme yaşanıyor. Biden yönetiminin göreve gelmesinden sonra 6 Ocak’ta yaşanan Kongre baskını, Cumhuriyetçiler’in başkanlık seçimlerinde oy verme hakkını engelleyecek adımlar atması ve özellikle posta yoluyla oy kullanan kişilerin oy verme hakkının yasaklanması gibi gelişmeler, demokratik gerilemeye örnek gösterilebilir.

Trump destekçileri 6 Ocak’ta Kongre binasını basmışlardı.

20 Ocak’ta göreve başlayan ve görev süresinde 10 ayı yoldurmaya yaklaşan Biden, göreve geldiği günden itibaren “Amerika geri döndü”, “Transatlantik ilişkiler geri döndü” ve “Demokrasi geri döndü” diyerek dış politikaya ve kurumlara verdiği önemi gösteriyordu. Bu yüzden bu zirveyi düzenlemek ile ABD’nin demokrasiyi temel dış politika öncelikleri arasına aldığı belirtiliyor. Fakat iki gün sürecek zirvede “demokrasinin geleceği” açısından bir çözüme ulaşması pek mümkün gözükmüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.