Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Sahneye Adanmış Bir Ömür” | Zeynep Miraç: “Metin Akpınar gibi sanatçılar, buralarda, bu topraklara ‘rağmen’ Metin Akpınar oluyorlar”

Gazeteci ve yazar Zeynep Miraç’ın, oyuncu Metin Akpınar’ın hayatını anlattığı kitabı “Sahneye Adanmış Bir Ömür: Metin Akpınar”, Mundi Kitap tarafından yayımlandı. Kitabın ortaya çıkış hikayesini dinlemek için Miraç’ı ofisinde ziyaret ettik. Bize sanatçının tiyatro hikayelerini, dostluklarını ve büyük tutkusu Devekuşu Kabare’yi, Metin Akpınar’ı Metin Akpınar yapanları anlattı.

Kamera & Kurgu: Ayşegül Karagöz

Gazeteci ve yazar Zeynep Miraç’ın biyografi kitabı “Sahneye Adanmış Bir Ömür: Metin Akpınar”Can Yayınları bünyesinde kurulan yayınevi Mundi Kitap’tan çıktı. Kitabın hikayesini dinlemek için Miraç’ı Nişantaşı’ndaki ofisinde ziyaret ettik. Miraç, Metin Akpınar’ın hayatını anlatma fikrinin çıkış noktasından ve kitabın içindeki yaşanmışlıklardan bahsetti.

Miraç sohbetimizi, Akpınar’la tanışıklığını “Metin Bey beni tanımazken” diyecek kadar eskiye dayandırarak başlatıyor. Henüz ortaokul yıllarındayken Devekuşu Kabare kasetlerini seyretmeye başlayan Miraç’ın aklında bir imge beliriyor ve “Ben de bu hayatın bir parçası olmak istiyorum” diyor.

Zihninde beliren bu imgeyi uzun yıllar koruyan Miraç, yönetmen Selçuk Metin’in, Akpınar’ın hayatına odaklanan belgesel çalışmasına kendisini de davet etmesi üzerine projeye dahil oluyor. Bu projeyle, Akpınar’ın tüm hayatını masaya yatırma fırsatı yakalayan Miraç, “Akpınar’ın hayatındaki aşamaları neydi, nasıl oldu? Onda nasıl izler bıraktı?” sorularının cevaplarını doğrudan anıların sahibinden dinliyor.

Belgesel, kitap ve Devekuşu Kabare Müzesi

İnsanların sürekli dile getirdiği “Metin Bey sizin bir biyografi kitabınız olmalı” arzusuna sanatçının da sahip olduğundan bahseden Miraç, Akpınar’la sohbet ederken kendisine söylediği “Bundan sonrası için benim üç hayalim vardı: belgesel, kitap ve Devekuşu Kabare Müzesi” sözleriyle bu arzuyu onayladığını anlatıyor.

Miraç, Akpınar’ın hayatına odaklanan belgesel projesi biterken belgeselin afişini kendi sosyal medya hesabında paylaşıyor ve aldığı telefonla işler hızlanıyor. Paylaşımının ardından Can Yayınları Genel Müdürü Ali Granit, “Gel kitap yapalım” teklifinde bulunuyor ve belgesel, kitap için bir zemin de hazırlıyor.

Bir insanın hayatı, içinde yaşadığı toplumdan bağımsız anlatılmaz

Miraç, kitapta hem kendisinin hem de Akpınar’ın sesine yer vermesi için “Yaşanan anının nasıl bir atmosferde yaşandığını, o sırada ülkede neler olduğunu, tiyatro dünyasında neler olduğunu aktarmak istedim” yorumunu yapıyor. Uzun yıllar gazetelerde portre yazdığından bahseden Miraç, “bir insanın hayatının, onun yaşadığı toplumdan, coğrafyadan, yaşadığı çağdan bağımsız anlatılamayacağına” inanıyor. Miraç sözlerine şöyle devam ediyor:

“Hele ki bizimki gibi ülkelerde, ülkenin gerçekleri, hayatınızın da en büyük yönlendiricisi oluyor. Onu anlatmazsanız, o kararlar, o seçimler, büyük zaferler, büyük çuvallamalar eksik kalıyor.”

Kendisini kitap yazmaya iten motivasyonu “Metin Akpınar gibi sanatçılar, buralarda, bu topraklara ‘rağmen’ Metin Akpınar oluyorlar” diye açıklayan Miraç, “tüm o ‘rağmen’lerin hikayelerini herkesle paylaşmak isteğiyle” bu yola çıkmış.

Akpınar’ın anılarını anlatırken Devekuşu Kabare’yi diğerlerinden ayrı bir yere koyduğunu vurgulayan Miraç, bunun sebebini “Devekuşu Kabare’nin uzun emekler sonucunda yoktan var edilen bir oluşum olması” sözleriyle açıklıyor. Miraç’a göre, işine tutkuyla sahip çıkan insanlar sayesinde Devekuşu Kabare yaşıyor. Miraç kitapta yer alan bir anıyla da anlattıklarını destekliyor.

Devekuşu Kabare ilk kurulduğunda devletin önce bir ad bulması ve çalışma ruhsatı vermesi gerekiyor. Ancak o günlerde kabare kavramının henüz bilinmemesi işleri zorlaştırıyor. Miraç, tiyatrocular ve devlet memurları arasında geçen “Müzik var mı? Var. Kadın var mı? Var. Dans var mı? Var” konuşmasının “E, siz pavyonsunuz o zaman” sonucuna bağlandığını ve kabareye mor vesika verildiğini belirtiyor.

Miraç “Kitapta yer alan anılar, ülkenin nasıl adım adım geliştiğini, çok yakın tarihe kadar büyük kentler dışındaki hayatın ne kadar içine kapalı kaldığını da gözler önüne seriyor” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.