Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yaşanan kaosa umut, aşk ve direnişle bakan bir sergi: “Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet”

Küratörlüğünü Didem Yazıcı ve Peter Sit’in üstlendiği “Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet” isimli sergi 15 Eylül’de sanatseverlerle Yapı Kredi Kültür Sanat’ta buluşuyor. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan adaletsizlikleri farklı bakış açılarıyla ele alan eserlerin yer aldığı sergi, 2 Ocak 2023’e kadar ziyarete açık. Sergiyle ilgili detayları küratör Didem Yazıcı Medyascope’a anlattı.

“Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet” sergisi yarın kapılarını İstanbul-Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat Galeri’de açıyor. Küratörlüğünü Didem Yazıcı ve Peter Sit’in üstlendiği, asistan küratörüğü Burcu Çimen’in yaptığı sergide; dünyanın her yerinde farklı biçimlerde yaşanan sosyal, siyasi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ya da ekolojik sebeplerden kaynaklanan adaletsizlikleri farklı perspektiflerden ele alan işler yer alıyor. 

“Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet” için üretilen yeni eserlerin yanı sıra sergide güncel sanatçıların yakın dönemde ürettikleri fotoğraf, yerleştirme, video ve duvar resimleri de yer alıyor. İsmini sanatçı Hale Tenger’in aynı adlı ses yerleştirmesinden alan sergide; sanatçı Cansu Yıldıran, Jasper Kettner ve aktivist İbrahim Arslan, Mustafa Emin Büyükcoşkun, Aslı Uludağ, Viron Erol Vert, Babi Badalov, István Zsiros,  Larissa Araz, Rojda Tuğrul, Savaş Boyraz, Dana Kavelina, Şafak Şule Kemancı ve sanatçı grubu Forensic Architecture’un eserleri yer alıyor. 

Sergiden içeri girip merdivenlerden yukarıya çıktığınızda sizleri Hale Tenger’in sergiyle aynı ismi taşıyan ses enstalasyonu “Hayat, Ölüm, Aşk ve Adalet” karşılıyor. Sergide fotoğraflar, kumaşla yapılmış işler, video çalışmaları ve film ziyaretçilerini bekliyor. Birbirinden başka alanlara odaklanan ve farklı perspektiflerden bakış açıları sunan eserler, özellikle adalet kavramı üzerine düşündürüyor.

“Farklı boyutlarda yaşanan adaletsizlikler üzerinden gelişen bir sergi”

Hayat, ölüm, aşk ve adaletin herkesin gündelik hayatında önem taşıyan dört kavram olduğunu söyleyen küratör Didem Yazıcı, şöyle devam ediyor: “Hayat ve ölüm derken tabii orada bir döngüden söz ediyoruz. Aşk ve adalet de aslında birbiriyle iç içe olan kavramlar. Sergi, dünyanın bir çok yerinde farklı biçimde yaşanan adaletsizliklere bakıyor. Sergi; çevresel, politik, sosyal ekonomik, ekolojik, farklı boyutlarda yaşanan adaletsizlikler üzerinden gelişti.” 

Sergideki eserlerini hangi kriterlere göre seçtiğini sorduğumuz Yazıcı, “seçim” kelimesini kullanmayı tercih etmediğini, bunun yerine “karşılaşmalar” kelimesini kullandığını ekliyor. Her küratörün farklı karşılaşmaları ve ilgi alanları olduğunu söyleyen Yazıcı, “Bence bu karşılaşmalar şuna göre belirlendi: Benim yaşadığım coğrafya, ben Almanya ve Türkiye arasında gidip geliyorum, dolayısıyla Almanya’da tanıştığım sanatçılar var. Türkiye’de yaşayan ve üreten genç sanatçılarla yeni iş üretme anlamında bir çalışmamız oldu. Örneğin Aslı Uludağ’ın, Larissa Araz’ın ve Şafak Şule Kemancı’nın çalışmaları yeni çalışmalar” diyor ve Babi Badalov,  Forensic Architecture ve Hale Tenger gibi uzun yıllardır sanat üreten farklı jenerasyonların bir araya gelmesinin ve yeni işlerin üretilmesinin önemli olduğunu ekliyor.

“Salgınla hâlâ yüzleştiğimizi düşünüyorum” 

Hayat ve ölüm döngüsünün salgından sonra çok yakına geldiğini dile getiren Yazıcı, “Aşı bulunmadan önce; hangi sınıftan olursanız olun, toplumun hangi kesiminden olursanız olun ölüm hepimize çok yaklaştı. Şu an aşı bulundu ama salgın sonrası gerçekliğiyle yaşıyoruz. Ekonomik ve psikolojik anlamda salgınla hâlâ yüzleştiğimizi ve izinin uzun yıllar kalacağını düşünüyorum. Bu nedenle hayat ölüm, aşk ve adalet döngüsünü yeniden düşünmemiz gerektiğine inanıyorum” diye devam ediyor. 

Birçok savaşın ve adaletsizliğin yaşandığını hatırlatan Yazıcı, “Belki biz ayrıcalıklarımız olduğu için bunları göremiyoruz. Şu çok önemli: Sergi bütün bu yaşanan kaosa umutla, aşkla ve direnişle bakmak istiyor. Sergiye gelen izleyicilerimizi de bu aşkın umudu ve gücüyle karşılamak istiyoruz” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.