Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

2023’e damga vuran davalar: Yargı krizi, çocuk cinsel istismarı, gazetecilere tutuklama ve Gezi davası

Türkiye, 2023 yılında da hem hak ihlalleri davalarını hem de ifade özgürlüğünde yaşanan kısıtlamaları konuştu. Bu yıl, Anayasa Mahkemesi – Yargıtay arasında yaşanan kriz, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliyesi, Sivas Katliamı davasının zamanaşımına uğraması, Hiranur Vakfı davası gündemdeydi. Öte yandan Cumartesi Anneleri’nin uzun soluklu eylemi engellendi, gazeteciler gözaltına alındı ya da tutuklandı. Türkiye’nin yargı ve ifade özgürlüğü karnesini Medyascope editörleri derledi.

6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar

Türkiye 2023 yılına altı yaşındaki çocuğa istismar edilmesini öğrenerek girdi. Birgün’den Timur Soykan, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi altı yaşındayken “imam nikahıyla evlendirdiği”ni ortaya çıkardı. 

H.K.G., altı yaşından beri şüpheli Kadir İstekli tarafından cinsel istismara uğradığını belirterek şikâyette bulundu. H.K.G., İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, şüpheli Kadir İstekli ile babasının kıydığı dini nikâhla evlendirildiğini, şüphelinin babasının talebesi olduğunu ve karşılıklı dairelerde oturduklarını anlattı. H.K.G., cinsel ilişkinin kendisine Kadir İstekli tarafından oyun olarak gösterildiğini belirtti. Bu ilişkinin babasının onayı ile gerçekleştiğini ve yaşı tuttuktan sonra resmi nikah kıyıldığını dilekçesinde sundu.

Baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçlamasıyla 22 yıl 6 aya kadar, Kadir İstekli hakkında ise “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlamalarıyla 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Mahkeme heyeti 23 Ekim 2023’teki karar duruşmasında Kadir İstekli’ye 30 yıl, Yusuf Ziya Gümüşel’e 20 yıl, Fatıma Gümüşel’e 16 yıl sekiz ay hapis cezası verdi. Heyet, Fatma Gümüşel hakkında yakalama kararı çıkardı.

AYM – Yargıtay krizi

Avukat Can Atalay, Gezi Parkı davasından 18 yıl hapis cezası alarak 25 Nisan 2022’de tutuklandı. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kalan Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi. Can Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

AYM 25 Ekim 2022’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. “Seçme ve seçilme hakkı”, “kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiği hükmedildi. Can Atalay’a 50 bin TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM’nin Can Atalay hakkında ihlal kararını vermesine ilişkin mütalaasını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Mütalaada, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” denildi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini TBMM’ye gönderdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Yargıtay’ın kararını Meclis’te okumadı.

Atalay’ın avukatları, AYM kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kararın itiraza açık olmadığı gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına” hükmetti.

Atalay’ın avukatları ikinci kez AYM’ye başvurdu. AYM ise 13 Aralık 2022’de Atalay’ın başvurusunu Genel Kurul’a sevk etti. AYM Genel Kurulu kararı 21 Aralık’ta görüştü. Can Atalay’ın başvurusunu değerlendiren mahkeme, ikinci kez “hak ihlali” kararı verdi. Kısa karar yine 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İlk derece mahkeme ise gerekçeli kararı bekleyeceğini söyledi. AYM’nin gerekçeli kararı ise 27 Aralık Çarşamba gecesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

13. Ağır Ceza Mahkemesi ise AYM kararını yine uygulamayıp dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında konunun, “Yargıtay ilgili ceza dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu” söylendi. Can Atalay hâlâ tutuklu. Gözler Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde.

Gezi davasında iki kişiye tahliye

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Eylül’de Gezi Parkı eylemleri nedeniyle yargılanan sekiz kişi hakkındaki davayı karara bağladı. Karara göre davada yargılanan beş kişinin cezası onandı, üç kişi hakkındaki hükümler bozuldu.

Daire, iş insanı Osman Kavala’nın “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmesine karar verdi. Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan verilen 18’er yıl hapis cezası onandı. Yapıcı ve Altınay’ın adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine hükmedildi.

Cezaevinden çıkan Mücella Yapıcı, “Hiçbirimizin suçu yoktu. Bu nasıl bir adalet, hâlâ anlayabilmiş değilim. Ben burada canlarımı bıraktım çıkıyorum. İçeride olan canlarımızı bir an önce çıkarmamız lazım. Böyle bir adaletsizliği hak etmiyor bu ülke” dedi.

Hrant Dink’in katili Ogün Samast tahliye

Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli’deki gazete binasının önünde öldüren ve o zamanlar 17 yaşında olan Ogün Samast, cinayetten 16 yıl sonra tahliye edildi. Ogün Samast, cinayeti işlediğinde yaşı 18’den küçük olduğu için “tasarlayarak insan öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Samast, infaz yasasına göre cezaevinde 15 yıl iki ay kalacaktı ancak 2020 yılında gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle ek ceza aldı.

16 yıl 10 aydır cezaevinde bulunan Samast’ın geçen yıl iyi halinden dolayı koşullu salıverme kapsamında cezasının dolduğu ve cezaevi yönetimi tarafından bu süreçte deneme aşamasında olduğu öğrenildi. Kişisel gelişimi için yapılan gözlemlerde iyi hali olduğu gözlenen Samast’ın koşullu salıverme şartlarını taşıdığına kanaat getirilerek tahliyesine karar verildi. Samast şubat ayından bu yana cezasını çektiği Bolu F Tipi Cezaevi’nden saat 19.50’de tahliye edildi.

Ogün Samast hakkında yeni bir iddianame hazırlandı. Samast hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte silahlı terör örgütü adına suç işlemek” iddiasıyla İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Samast, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki aralarında Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de bulunduğu 11 sanıkla yargılanıyor. Mahkeme heyeti yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbir kararı verdi, duruşmayı 6 Mart 2024’e erteledi.

Madımak Katliamı davasında zamanaşımı

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) Sivas’ta düzenlediği şenliklerde, 2 Temmuz 1993’te Madımak Otel’in ateşe verilerek 33 kişinin ve iki otel çalışanının yakılarak öldürülmesiyle ilgili firari sanıklar yönünden süren dava zamanaşımı gerekçesiyle düşürüldü.

Madımak Katliamı’nın üzerinden 30 yıllık sürenin ardından başlayan zamanaşımı tartışmalarının ardından yapılan duruşmada savcı, esasa ilişkin mütalaasında “30 yıl olan olağanüstü zamanaşımı süresinin 2 Temmuz 2023’te dolduğunu” söyleyerek firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünden süren davanın düşmesini istedi.

Avukatların zamanaşımının zorunluluk olmadığına yönelik itirazlarına ve Madımak Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunun kabul edilerek yargılamanın devam etmesi talebine karşın, mahkeme heyeti davayı düşürdü. 

Bu aşamadan sonra firari sanıklar yakalansa da mahkeme karşısına çıkarılmayacak, yargılanmayacak. 

Bu arada AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sivas Katliamı davasında “İdam cezası alan, idam cezası kaldırılınca cezası “Ağırlaştırılmış müebbet” hapse dönüştürülen “asli fail” Hayrettin Gül’ün cezasını “sürekli hastalık” gerekçesiyle kaldırdı.

Erdoğan daha önce de Madımak katliamı hükümlülerinden Ahmet Turan Kılıç’ın cezasını affetmişti.

Gazetecilere hapis

Bu yıl da gazetecilere sopa gösterildi. Türkiye’de ifade, basın ve bilgi edinme özgürlüklerini koruma amacıyla kurulan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 2023 Dava İzleme Raporu’nu yayımladı. 

Raporda, 17 gazetecilik davasında 23 gazeteci 67 yıl sekiz ay 12 gün ay hapse mahkûm edildiği aktarıldı. MLSA’nın yayımladığı rapora göre tutuklu yargılamalar yüzde 150 arttı, 29’u gazeteci olmak üzere, 30 sanık tutuklu yargılandı. Ankara’da 11, Diyarbakır’da ise 15 gazetecinin tutuklanması, oranın yükselmesinde etkili oldu.

  • Merdan Yanardağ

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili bir canlı yayında söyledikleri nedeniyle “suçu ve suçluyu övme” ve “terör örgütü propagandası” yapma suçlamasıyla soruşturma başlatıldı ve 27 Haziran’da tutuklandı.

Yanardağ, TELE1’deki konuşmasında “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatı ile bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan; çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru gören, çözümleyen son derece zeki bir kişidir” dedi.

Yanardağ hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlarından 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapis istendi. Mahkeme, 101 gündür tutuklu olan ve 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Yanardağ’ın tahliyesine karar verdi.

  • Tolga Şardan tutuklandı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı T24 yazarı ve gazeteci Tolga Şardan hakkında “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı haberi nedeniyle “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla resen soruşturma başlattı.

Tolga Şardan, T24’te kaleme aldığı yazısında, MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu “yargı raporunu” gündeme getirdi. Şardan, “MİT Başkanlığı, yargıdaki çürüme üzerine özel bir rapor hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı’na ulaştırdı. Görüştüğüm kaynaklar, yargıdaki çürüme iddialarının ilk merkezinde İstanbul Bakırköy Adliyesi’nin bulunduğuna dikkati çekti” diye yazdı.

Tolga Şardan, 1 Kasım’da Ankara’daki evinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı. Savcılık Şardan’ı tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk etti. Şardan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şardan 6 Kasım’da tahliye edildi.

  • Elif Akkuş tutuklandı

25 yıldır TRT’de çalışan Elif Akkuş, 20 Nisan’da hiçbir gerekçe gösterilmeden açığa alındı. Akkuş, üç aylık “görevden uzaklaştırma tedbiri”nin ardından TRT binasına alınmadı. Akkuş, Ankara 25. İdare Mahkemesi’ne dava açarak konuya ilişkin hukuki süreç başlattı.

Bu süreçte Elif Akkuş’un avukatı Ersöz de üç aylık uzaklaştırmanın bittiğini ancak müvekkilinin TRT binasından içeri alınmadığını ve dilekçelerine yanıt verilmediğini söyledi. Akkuş, 16 Ekim’de Ankara’da gözaltına alındı.

Akkuş daha sonra hastalık öyküsü de göz önüne alınarak, tansiyon değerlerinin düşürülememesi ve “hayati tehlikesinin bulunması” nedeniyle Medicana International Ankara Hastanesi’nde “Koroner Yoğun Bakım Ünitesi”ne yatırıldı. Tedavi gördüğü esnada ifadesi alınan Akkuş’un gözaltı işlemi sonlandı. 20 Ekim’de yatırıldığı hastaneden taburcu edilen Akkuş, ifade vermek üzere Ankara Adliyesi’ne gitti. Akkuş hakkında gözaltı kararı olmamasına rağmen, savcının talimatına istinaden polisler kendisine eşlik etti. Savcılık Elif Akkuş’u, tutuklanması talebiyle Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Mahkeme heyeti Akkuş’un tutuklanmasına karar verdi. Akkuş 15 Kasım’da serbest bırakıldı.

  • Ayşenur Arslan gözaltına alındı

Gazeteci Ayşenur Arslan Halk TV’deki “Medya Mahallesi” programında (2 Ekim) Ankara’da meydana gelen bombalı saldırıya ilişkin konuştu. Arslan, “Belki kendisini patlattı denilen kişi, terörist üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki gelip hiçbir şey yapamadan ölünmez. Bana sorarsanız her şeye aykırı, durup dururken kendini patlatmış. Esas olarak bu benim aklıma takılan şeylerden biri, iddia edemem elbette ama bir arabanın şoförü öldürülerek neden o kadar kolaydır ki kilidiyle açacaksınız, düz kontak çalıştıracaksınız, bombayı şey yapıp gideceksiniz. Ankara’da bunu yapmak varken neden Kayseri’de birini öldürerek ‘Ben geliyorum bombalar sırtımızda tabanca belimizde’ mi, nedir yani?” dedi.

Arslan 3 Ekim’de programda söyledikleri nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alındı. Arslan, adliyedeki işlemlerin tamamlanmasının ardından serbest bırakıldı.

  • Nazlı Ilıcak yeniden cezaevine girdi

Özgür Düşünce isimli internet sitesine 2016’da yazdığı bir yazı nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Orhan Kapıcı’nın şikâyeti sonucu yargılanan gazeteci Nazlı Ilıcak, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada “iftira” suçlamasıyla iki yıl altı ay hapis cezası aldı.

Ilıcak, cezanın istinafta onanmasının ardından 4 Aralık’ta cezaevine girdi. Cezasının onanmasının ardından 79 yaşındaki Ilıcak, avukatı Kemal Ertuğ Derin’le birlikte Sakarya’daki Hendek Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu’na gitti.

Ilıcak’a “casusluk” suçundan aldığı ceza nedeniyle denetimli serbestliği bulunduğu için açık cezaevinde kalamayacağı söylendi.

Bunun üzerine Ilıcak, Sakarya 1 No’lu Cezaevi’ne teslim oldu.

Cumartesi Anneleri yeniden Galatasaray’da

Türkiye’nin en uzun erimli sivil itaatsizlik eylemini gerçekleştiren Cumartesi Anneleri, 28 yıldır gözaltında kaybeden yakınlarını arıyor.

Cumartesi Anneleri, 700. buluşmalarında polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak, 700. buluşmaya polis müdahalesini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. “Kötü muamele yasağının ihlal edildiği”ni reddeden mahkeme, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine oyçokluğuyla karar verdi.

Bunun üzerine İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri ve Cumartesi Anneleri, 8 Nisan’da Galatasaray Meydanı’na giderek açıklama yapmak istedi ancak yine engel ile karşılaştılar.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’na çıkmasına izin verildiğini duyurdu. Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’nda polis ablukası altında kayıplarının akıbetini soruyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.