Halepli bir kadının gözünden yeni rejim: “Meçhul”

Ahlem Musettit, Halep’te yaşayan gönüllü bir din öğretmeni. Baba Hafız Esad döneminden bu yana yaşamı korku içinde geçmiş bir kadın o. Hafız Esad döneminde çocukmuş. Ailedeki herkesin “Duvarların kulakları var” diyerek evin içindeyken bile konuşmaya çekindiği bir ortamda büyümüş.

Halepli bir kadının gözünden yeni rejim: “Meçhul”

13 yıl önce yaşadığı kent savaş alanına dönünce, 16 yaşındaki oğlunun elinden alınmasından korkmuş. İki yıl sonra bir yolunu bulup, çocuk yaştaki oğlunu Türkiye’deki akrabalarının yanına göndermiş. O gün bugündür bir daha görmemiş. Musettit, “Göndermesem sonu ölüm olacaktı. Ya Esad rejimi tarafından orduya alınacaktı ya da cihatçı gruplara katılacaktı. Ben de kurtarmak için tek başına gönderdim” diyor.

Peşi sıra diğer iki oğlu da gitmiş kardeşlerinin yanına. Ahlem Musettit, 11 yıldır evlatlarına hasret. Esad’ın devrilmesi ile üç çocuğuna kavuşacağı günleri özlemle bekliyor, “Yakında gelecekler” diyerek.

Evlatlarından ayrı geçen yılları, onları Türkiye’ye göndermese başlarına neler gelebileceğini bildiği için sineye çekmiş.

Kocasının erkek kardeşi 2011’de bugün HTŞ çatısı altındaki 36 gruptan biri olan Liva Tevhit grubu tarafından, sırf onlara karşı çıktığı ve “satma” demelerine rağmen sigara ve nargile satmaya devam ettiği için öldürülmüş. Dükkânından almışlar günün birinde ve birkaç gün sonra cesedini bir çöp konteynerinin yanında işkence yapılmış halde bulmuşlar.

1982’deki Hama saldırısında tutuklanan iki akrabasından ise hâlâ haber alamamış.

“‘Esadcı mısınız?’ denmesinden korkuyoruz”

Hiçbir şeyden korkmadığı kadar uçak sesinden korkuyor. Gökten varil bombası yağacak sanıyor her uçak geçişinde, korkuyla kulaklarını kapıyor. HTŞ geldiğinde de korkmuş. 2011 başlarında Halep’e gelen silahlı gruplardan kalan korkuları depreşmiş bu kez de.

HTŞ’nin kapısına dayanıp “Halep, 13 gün öncesine kadar Esad’daydı, siz neden gitmediniz, neden burada kaldınız, Esadcı mısınız?” demesinden korktuklarını anlatıyor. Diken üstünde oturmuşlar ilk günlerde. Halep’e doğru ilerlediklerini öğrendiklerinde telefon zinciri oluşturup adım adım izlemişler ilerleyişini. Halep’i ele geçirdiklerinde de “gelip bizi kesecekler” demeye başlamışlar.

Kenti ele geçirmelerinden birkaç gün sonra cami hoparlörlerinden yapılan anonsu duymuşlar: “Sizi korumak için geldik, size zarar vermeyeceğiz. Güvenliğinizi sağlamak, Esad’tan kurtarmak için geldik.”

Halepli bir kadının gözünden yeni rejim: "Meçhul"
Ahlem Musettit iç savaşı Halep’teki evinde geçirdi (Fotoğraf: Kaya Heyse, 19.12.2024)

Anonsu duyana dek devam etmiş korkuları. Golani, Şam’a doğru yola çıktığında bu kez yeniden takip etmeye başladıklarını anlatıyor:

“Haberleri dinliyorduk devamlı. Önce Hama, sonra Humus’u aldılar. Şam’a gelince diken üstündeydik, alsınlar diye dua ediyordum. Şam’ı aldıklarını, Esad’ı devirdiklerini duyunca hem ağladım hem zılgıt çektim. Kurtulmuştuk Esad’dan. Gerçi uçaklar yine birkaç yeri vurdu ama eskiyle kıyaslayınca bizi etkilemedi bile.”

Kadınların geleceği meçhul

Ahlem Musettit, şimdi Beşar Esad gittiği için çok mutlu ama bu kez de yarın ne olacağını bilmiyor ve belirsizlik nedeniyle endişelerinden kurtulup da sevincini doyasıya yaşayamıyor.

“Kadınlar için bu değişim ne anlama geliyor?” sorusuna “Meçhul” cevabını veriyor:

“Öğrencilerimle konuştum, herkes çok mutlu, birbirimize sarılıp Fetih suresi okuduk. Ama aralarında çalışan kadınlar da var. İçlerinden birinin görümcesinin kızı Baas Partisi üyesiydi, aynı zamanda okul müdürü. ‘Bize bir şey yaparlar mı?’ diye endişelilerdi. Ama sonra ‘Kimseye müdahale etmeyeceğiz, yeter ki herkes görevini yerine getirsin’ denilince rahatlamışlar.”

Halepli bir kadının gözünden yeni rejim: "Meçhul"
Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu (sağda), gazeteci Abir Naeseh Bilgin ve Ahlem Musettit (Fotoğraf: Kaya Heyse, 19.12.2024)

Halepli kadın nasıl bir rejim istiyor?

Ahlem Musettit’in tek beklentisi herkesin eşit vatandaş olarak yaşayabildiği bir düzenin inşa edilmesi. Kimsenin kimseye zulmetmediği, kimsenin kimseyi ezmediği bir ülkede yaşamak istiyor.

Kendisi din eğitmeni olan Musettit, “isteyen sanat, kültür alanında çalışabilsin, ifade özgürlüğü olsun ve Suriye’nin çeşitliliğini koruyacak bir yönetim olsun” istiyor ve ekliyor:

“Zaten girdikleri şehirlerde halkların nasıl bitkin olduğunu, yeni kavgalara ihtiyaç olmadığını görmüşlerdir. Yeni kavgalara fırsat vereceklerini düşünmüyorum, süre vermek lazım. Değişim şart.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.