Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan, yeni kitabı Haksız Tahrik: Bir Erkeklik Hakkı üzerine konuştu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve yargıdaki cinsiyetçi uygulamaların altını çizen Atılgan, kadın cinayetlerinde sıklıkla karşılaşılan “haksız tahrik indirimi”ne dair çarpıcı tespitler sundu.
Haksız Tahrik – Bir Erkeklik Hakkı kitabının yazarı Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan ile Ceza Kanunu’nda cinsiyetten bağımsız bir kavram olarak tanımlanan ancak gerçek hayatta en çok kadın cinayetlerinde karşımıza çıkan “Haksız Tahrik” üzerine konuştuk. Ümit Atılgan, kitabında bu düzenlemenin yer aldığı sayısız mahkeme tutanağını, karar metnini ve gazete haberini inceledi.
Ümit Atılgan, çalışmasının temelini oluşturan ceza hukuku ve sosyolojik incelemelerin, kadın cinayetlerinde verilen ayrımcı kararların tarihsel sürekliliğini gözler önüne serdiğini belirtti. Ümit Atılgan kitabında 2000’li yıllardan bu yana biriken mahkeme kararları, gazete haberleri ve toplumsal tartışmalar, yargının ataerkil rolleri nasıl yeniden ürettiğini ortaya koyuyor. Ayrıca kadınların öldürülme biçimlerinin, yargının erkek şiddetini meşrulaştıran bir araç haline geldiğini vurguluyor.
Ümit Atılgan, mahkemelerde erkekler lehine verilen haksız tahrik indirimlerinin, eril tahakkümün devamını sağlayan bir yargı kültürüne işaret ettiğini aktardı. Örneğin erkeklerin “damarına basıldığı” gerekçesiyle indirim aldığı davalar, kadının itaatkâr bir rol oynaması gerektiği algısını pekiştiriyor. Ümit Atılgan, kadınların bu tür indirimlerden faydalanamadığını, çünkü kadınların şiddet eylemlerinin toplumsal cinsiyet normlarıyla uyumsuz bulunduğunu belirtti.
Atılgan ayrıca kadın hareketinin bu alandaki mücadelelerini ve hak odaklı gazeteciliğin önemini de vurguladı. Türkiye’deki kadın davalarını gönüllü olarak takip eden avukatların artışı ve medya dilindeki olumlu değişimler, kadın hakları savunusunun güçlenmesine katkı sağladığını belirtti. Ancak yargının hâlâ kadınları ikinci sınıf bireyler olarak gören eril hukuk anlayışıyla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti.
Son olarak, eril şiddeti meşrulaştıran bir dilin medyada nasıl fark edilip dönüştürülebileceği üzerine önerilerde bulunan Ümit Atılgan, toplumsal bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. “Öldürülebilir kadın” algısının yargıda ve toplumda yarattığı tehlikeye karşı, hukuk ve medya alanında daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini söyledi.
Eylem Ümit Atılgan’ın Haksız Tahrik kitabı, kadın cinayetlerinde adalet arayışı ve yargının toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama yükümlülüğüne dair derin bir analiz sunuyor.