Stephen S. Roach: Çin’in ekonomik gücünü yanlış okuyoruz

ABD’deki Yale Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Stephen S. Roach’un 24 Şubat 2019’da project-syndicate.org’ta çıkan yazısını Okan Yücel çevirdi.

Stephen S. Roach

ABD yönetimi, Çin’in büyümesi yavaşladıkça ikili ticaret savaşını sonlandırmak adına bir anlaşmaya yanaşma konusunda daha da açık hale geleceğine inanıyor. Ancak iki ülkenin uzun dönemli ekonomik ilişkileri kimin daha avantajlı olduğu konusunda işleri karmaşık hale getiriyor.

Trump yönetimi Çin’in direncini ve stratejik çözümlemelerini küçümsüyor. Çin ekonomisi yavaşladıkça ABD yönetimi Çin’in her geçen gün daha az kazanç elde edeceği bir anlaşmaya razı olacağını düşünüyor. Görünürde iki ülke arasındaki anlaşma oldukça büyük gözükse de iki ülkenin ekonomilerini güçlü kılan temel unsurlar arasındaki keskin farklılık bu sürtüşmede kimin üstün olduğuyla ilgili net bir karar vermeyi güç kılıyor.

Çin ekonomisinin son aylarda gözle görünen bir düşüş yaşamakta olduğu muhakkak. Ancak bu düşüş ABD’nin düşündüğü gibi uyguladıkları başarılı gümrük tarifelerinden değil, Çin’in kendi içinde yaşadığı sıkıntılardan kaynaklanıyor. Çin ekonomisindeki sıkıntının temel nedeni genel olarak borca dayalı olan ekonomisinin yükselen risklerini bertaraf etmek için finansal risk algılamasının değişmesi (kredi veren kurumların kredi standartlarını sıkılaştırması ve likiditenin korunması) ile başladı.

Büyük ölçüde bundan dolayı kredi büyümesi 2016 başında yüzde 16 iken 2018 sonunda yüzde 10.5 olmuştu. Bu da Çin ekonomisinin lokomotif bileşeni olan yatırımlarda 5 yıl içinde (2013–2018 arası) yüzde 20’den yüzde 6’ya inen bir düşüş yaşamasına neden oldu. ABD’nin gümrük politikaları da bu esnada etkili olmaya başladı.

Çin’in en önemli avantajı

Bu riskleri atlatabilmek için Çin sahip olduğu önemli bir avantajı kullanmak istedi. Batı ekonomilerinde görülen, finansal ve para politikalarını sınırlandıran etkenler Çin’in daha esnek ekonomisine aynı derecede olumsuz yansımadı. Bir önceki yıla oranla zorunlu rezervleri beş kat azaltarak bankalara kredi verme konusunda daha geniş bir alan tanındı.

Buna karşılık, ABD ekonomisi daha ziyade kısa vadeli bir momentumdan yararlanıyordu. 2017 yılında yapılan büyük vergi indirimleri sayesinde 2018 yılındaki ekonomik büyüme oranı yüzde 3’e yükseltildi. Ancak yapılan projeksiyonlar sonucunda aynı oranın 2019’da yüzde 2.3’te kalacağı düşünülüyor.

Daha olumsuz sonuçlar olma ihtimali de giderek artıyor. Hisse fiyatları düştükten sonra tekrar yükselse de 2018 sonundaki sert düşüşü karşılayamadı. İşsizlerin taleplerinin giderek arttığı, konut sektörünün zaten zayıf olduğu, küresel ekonominin sallanmakta olan bir zeminde ilerlediği, Federal Rezerv Sistemi’nin de sınırlı kaynaklara sahip olduğu düşünülürse ABD ekonomisinin direnci yüksek görünmüyor.

Ekonomideki büyüme trendinin de istikrarsız olduğunu düşünürsek uzun dönem hedeflerinde daha büyük tutarsızlıklar da ortaya çıkabilir. Çin’in 2018’deki tasarruf oranı GSMH’sının yüzde 45’ine eşit ki bu oran ABD’nin iki buçuk katına denk geliyor (ABD’de bu oran yüzde 18.7). Her ne kadar Çin’in tasarruf oranı 2008 yılındaki tepe noktası olan yüzde 52’den aşağı düşmüş olsa da, hâlâ ABD için çok büyük önem ifade edecek bir noktada.

Dahası, ABD’nin gerçekleştirdiği tasarrufun yüzde 85’i de hiçbir anlam ifade etmeyen sermaye birikimine aktarılıyor. ABD aradaki farkı düzenlemek için çabalasa da 2018’deki net tasarruf oranı sadece yüzde 3’te kaldı. Ki bu oran, 20. yüzyıldaki en düşük yüzde olurken Çin’e kıyasla da oldukça düşük kalıyor.

Rezerv farkları arasındaki uçurum

Rezerv farkları arasındaki uçurum iki ülkenin büyüme potansiyellerinin yatırımlar ile güçlendirilmesi arasındaki önemli farkın da altını çiziyor. Çin’in aldığı yatırımlar GSMH’sının yüzde 44’üne eşit ki bu da ABD’nin iki katı demek. ABD’deki stok rezervlerinin de yaşlandığını düşünürsek iki ülkenin yatırım çekme kapasiteleri arasındaki fark da giderek artacak. Bu da Çin’in şehirleşme, altyapı yatırımları, insan sermayesi, araştırma ve geliştirme ile yerli inovasyona geçiş olarak özetlenebilecek uzun vadeli büyüme planlarındaki göreceli avantajını fazlasıyla öne çıkartıyor.

Toparlarsak, ekonomik güç görecelidir. ABD ekonomisinin şu andaki gücü sarsılmakta. Kısa vadeli direnci çoktan düşmeye başladı ve uzun vadede de daha fazla sıkıntı çekeceğinin belirtileri fazlasıyla mevcut. Çin ise tam tersi bir durumda. An itibariyle yaşadıkları ekonomik zayıflık yıl ortasına kadar devam edecek gibi görünse de uzun dönemde ekonomik olarak daha sağlam kalacak ülke Çin gibi gözüküyor. Bu da görünüşte avantaj sağlayacağı düşünülen bir ticaret anlaşmasını kutsayan ve Çin’in gücünü yanlış okuyan ABD’li müzakerecilere ciddi bir uyarı olmalı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.