Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova (23), bakıcı olarak çalıştığı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde, 23 Eylül 2019 tarihinde yaşamını yitirdi. Ankara Emniyet Müdürlüğü, olayın “silahla intihar” olduğunu açıklasa da yürütülen soruşturma sürecinde yaşanan gelişmeler, olayın “şüpheli” olduğuna dair iddiaları güçlendirdi.
Kasım 2019’da Ankara Emniyet Kimyasal Şube Müdürlüğü tarafından verilen raporda, Kadirova’nın elinde swap izi bulunamadığı belirtildi. Bunun üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 Mart 2020’de Kadirova’nın ölümüne “intihar” diyerek takipsizlik kararı verdi.
Kadirova’nın yakın bir arkadaşına göre, olaydan önce Kadirova, milletvekili Ünal’ın tacizine uğradığını ve kendini öldürmeyi düşündüğünü söylemişti.
“Dosyada kameranın olmadığı söyleniyor, kamera gördüğünü söyleyenler var”
Kadirova’nın ölümüyle ilgili son durumu ailenin avukatı İlyas Doğan ile konuştuk. Doğan, dava dosyasında evde kamera olmadığının yazılı olduğunu fakat olaydan sonra evde kameraların olduğunu iddia eden kişiler olduğunu söyledi. Fakat Doğan, kendisine konuşanların, tanıklık yapmaktan çekindiğini de belirtti.
Avukat İlyas Doğan, Şirin Ünal’ın oturduğu semtte kamera olmamasının kendisini şüphelendirdiğini, dava dosyasına da böyle yansıtılmasının ardından inceleme yaptığını söyledi. Doğan, kendisine villada kamera olduğunu söyleyen kişilerin tanıklık yapmaktan kaçındığını söyledi:
“Lüks bir semtte, önemli ve güçlü bir siyasetçinin oldukça lüks villasında kamera olmaması ilginç bir durum. İki yardımcının çalıştığı lüks bir villa düşünsenize! Telefonla bazı görgü tanıkları ile konuştum. İnsanlar aslında olay gününe kadar orada kamera olduğunu fakat olay günüden sonra orada kamera olmadığını söylediler. Dava dosyasında ‘kamera yok’ diye geçiyor. Bana kamerayla ilgili gördüklerinizi resmi makamlara da anlatır mısınız diye sorduğumda buna yapamayacaklarını, sorulursa inkâr edeceklerini söylüyorlar. Bize vicdan sahibi ve cesaretli görgü şahitleri yardımcı olabilirler.”
“İntihar eden birinin silahı ya altına ya da yanına düşer fakat silah Nadira’nın 153 santim ilerisindeydi”
Olay yeriyle ilgili açıklamalarda bulunan Doğan, intihar eden birinin silahının ya altına ya da yanına düşebileceğini fakat bu olayda Nadira Kadirova’nın 153 santim ilerisine düştüğünü belirtti:
“Adli tıp uzmanları, intihar eden birinin silahının ya kendi altına ya da yanına düşeceğini, mesafenin 30-40 santimi geçmeyeceğini belirtiyor. Ama ilk olay yeri tutanağında silah, Nadira’nın dayandığı kaloriferin 153 santim uzağında olduğu söyleniyor. Peki soruyorum: Nadira ateş ettikten sonra ‘Şu silahı bir fırlatayım mı?’ dedi. Zaten silah onun doğrudan atardamarını parçalamış, bu da 10-15 saniye içinde o kişinin hayatını kaybetmesi demek.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Kadirova’nın kanında bulunan ilaç incelenmedi
Ailenin avukatı İlyas Doğan, Nadira Kadirova’nın kanında bayıltma ve tecavüz amaçlı kullanılan bir ilaç çıktığını, bunun incelenmesi için Ankara Şehir Hastanesi’ne resmi olarak başvurduğu söyledi. Ancak snceleme için başvurduğu kurumdan kendisine “Ailenin avukat olduğunuzu nereden bilelim” cevabı geldi ve konuyla ilgili inceleme yapılmadı:
“Nadira için acil müdahale sırasında hangi ilaçların kullanıldığını sordum ve tarafıma yazılı bilgi verilmesini istedim Ankara Şehir Hastanesi daha önce de belirttiğim gibi bu talebimi reddetti.”
“İstanbul’daki tanıkları dinlemeye Ankara’daki polisler gönderildi”
Kadirova’nın ölümüyle ilgili İstanbul’da ikamet eden tanıkları dinlemek için Ankara’dan polis gönderildiğini söyleyen Doğan, cenazenin de hemen ülkesine gönderilmesine dikkat çekti:
“İstanbul’daki tanıkları dinlemeye Ankara’daki polislerin gönderildiği ve sabahın erken saatlerinde bir suçlu gibi ifadeye götürüldüklerini herkes biliyor. Ayrıca İstanbul’da tanıklara, verdikleri ifadenin nüshasını vermekten kaçınma olmuş. Ama ısrar edilince verilmiş. Cenazenin apar topar ülkesine gönderilmesi daha ileri delil araştırmalarını önlemiştir. Özbek makamları da kendi vatandaşının hakkını aramakta umursamaz bir tavır göstermiştir.”
Şirin Ünal ve avukatlarıyla hiçbir iletişime geçemediğini söyleyen Doğan, olayın aydınlatılması için her türlü hukuki süreci uygulayacağını söyledi ve “Şu an konu Anayasa Mahkemesi’nin önünde ve ön inceleme aşamasında” dedi.
Muhammed Ali Kadirov: “Benim kardeşimi öldürdüler”
Medyascope’a konuşan Nadira Kadirova’nın abisi Muhammed Ali Kadirov, kardeşinin intihar ettiğine inanmadığını, Şirin Ünal’ın kardeşini öldürdüğünü ve olayın yaşandığı odadaki eşyaların dağıldığını iddia etti. Kadirov, Ünal’ın kardeşinin ölümünden sonra kendilerini hiç aramadığını da sözlerine ekledi:
“Benim kardeşimin silahta parmak izi bile yok. Kardeşimi Şirin Ünal öldürdü. Kardeşim öldürülmeden bir ay önce evden ayrılmak istedi fakat ayrılmaması için çok ısrar ettiler. İki hafta izin aldı, onda bile rahat bırakmadılar. Sürekli ‘Hadi dön’ diye aradılar. Kardeşim daha önce kendisine şiddet uygulandığına ya da tecavüze uğradığına dair bir şey demedi fakat çok çalıştırdıklarını söylüyordu. Benim kardeşim ne gördü de onu öldürdüler? Nadira, Türk vatandaşı olmak istiyordu, üniversiteye girmek istiyordu. Benim kardeşim kendini öldürmez. Olanların farkında mısınız? Benim kardeşimi öldürdüler. Sadece kardeşimi de değil beni, annemi de öldürdü. Ben ölü bir abiyim.”
Takipsizlik kararının ardından verilen tepkiler
Kadirova’nın ölümüne intihar denilmesi, kamuoyunda şüpheyle karşılanıyor. Birçok kişi, olay duyulduğundan beri aralıklarla sosyal medyada “Nadira’ya ne oldu?” etiketiyle paylaşım yapıyor.
Kamuoyundan gelen tepkilerinin ardından, CHP, HDP ve Saadet Partisi’nden vekiller konuyu TBMM’ye taşıdı. 5 Mart 2020’de Kadirova’nın ölümüne “intihar” denilerek takipsizlik kararı alındı. Kadirova’nın avukatları karara itiraz etti ancak itiraz 8 Mayıs 2020’de reddedildi.
AKP’li Şirin Ünal’ın Ayasofya’da 86 yıl sonra kılınan cuma namazına giderek oradan fotoğraf paylaşmasının ardından yüzlerce sosyal medya kullanıcısı paylaşımın altında, “Nadira Kadirova’ya ne oldu?” diye sordu. Ünal’ın Ayasofya’da yaptığı paylaşımın ardından, Kadirova’nın şüpheli ölümü tekrar gündeme geldi.
“Şirin Ünal sen katilsin!”
Nadira Kadirova’nın annesi, oğlu Muhammed Ali Kadirov’un Twitter hesabı üzerinden paylaştığı videoda, “Şirin Ünal senin bu dünyada yaşamaya hakkın da yok. Sen benim kızımı öldürdün. Güzel melek kızımı öldürdün. Sen katilsin” dedi.
Bu paylaşımın ardından Şirin Ünal’dan bir açıklama gelmedi ve Ünal Twitter hesabını da kilitledi.
30 Temmuz’da, özellikle kadınlardan oluşan sosyal medya kullancıları tekrar Nadira’nın akıbetini sormak için “NADİRA KADİROVA’YA NE OLDU? #NADİRANASILÖLDÜ SEN DE SORAR VE DEVAM ETTİRİR MİSİN BİRKAÇ KİŞİYİ VE @SIRIN_UNAL‘I ETİKETLEYEREK?” diye paylaşım yapmaya başladı.
Bu konuda gelen tweetler üzerine “Nadira Nasıl Öldü?” etiketi, Twitter gündeminde birinci sıraya yerleşti.