Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dördüncü yargı reform paketi önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulacak: “Kadına yönelik erkek şiddetinde tutuklama için ‘somut delil’ aranma şartı nedeniyle daha çok kadın cinayetine tanık olacağız”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu dördüncü yargı reform paketi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’undan geçti. Paketin önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor. Ancak paketin içeriğine dair eleştiriler devam ediyor. Medyascope‘a konuşan muhalefet milletvekilleri İbrahim Kaboğlu ve Filiz Kerestecioğlu, paketin bir reform içermediğini belirtti. Paketle birlikte katalog suçlarda tutuklanma için “somut delil” aranması şartı getirildiğini, kadına yönelik şiddet davalarının da katalog suçlar kapsamında olduğunu hatırlatan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, paketi “Çok sayıda mahkeme ‘Somut  delil yok’ diyecek ve daha çok kadına cinayetine tanık olacağız” diyerek eleştirdi. Hükümetin uyguladığı politikalar nedeniyle ülkede bir reform havasının olmadığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu ise boşanmış eşe karşı uygulanan erkek şiddetine yönelik cezaların artırıldığı düzenleme için “Nikâhsız şekilde beraber yaşadıkları erkeklerden şiddet gören kadınları korumaya değer bulmamak ve onların hayat tarzına müdahale etmek anlamına gelmektedir” dedi.

“Hükümet samimi olsaydı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmezdi”

TBMM Genel Kurulu’na önümüzdeki hafta gelmesi beklenen reform paketinde kadına yönelik şiddet, adli kontrol şartına yönelik düzenlemeler ve tutuklama kriterlerine yönelik birçok alanı ilgilendiren değişiklikler yapılması planlanıyor. Medyascope’a paketi değerlendiren HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı ile Türkiye açısından feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatarak paketi samimi bulmadığını söyledi. Bir önceki reform paketinden sonra “ısrarlı takip”in dördüncü yargı reform paketiyle birlikte cinsel taciz sayılacağı belirtilmişti ancak hükümet buna dair düzenleme yapmadı. 

Paketle birlikte İstanbul Sözleşmesi’ne dair tartışmalar da tekrar başladı. Türkiye Cumhuriyeti resmi olarak 1 Temmuz itibariyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilecek. Kerestecioğlu, bunu da hatırlatarak paketi şu sözlerle eleştirdi:

“Yargı reform paketinin bir göz boyama paketi olduğunu düşünüyorum. Hükümet ciddi bir şey yapılmak istemiş olsaydı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmezdi. Doğru düzgün bir yargı olsaydı Danıştay’a yapılan başvuruyu görüşmek için aklımızla alay eder gibi sözleşmeden resmi olarak çekilmesinden bir gün sonrasına yani 2 Temmuz’da gündeme almaması gerekirdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesinden sonra toplumda ortaya çıkan tepki nedeniyle ağzına bal sürmek ve kamufle etmek için atılan bir adım. Bu işi bile yapamıyorlar.”

“Paket tek tip aile ve makbul kadın düşüncesini içeriyor”

Pakette kadına yönelik uygulanan erkek şiddeti cezaları da artıyor. Buna göre kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları, boşanmış eşe karşı işlenmesi halinde ağırlaştırıcı sebep sayılacak. Bu suçlar daha önce sadece evli eşe karşı işlendiğinde ağırlaştırıcı sebep kabul ediliyordu. Boşanmış eşe karşı işlenen erkek şiddetine yönelik düzenlemeleri olumlu bulduğunu belirten Kerestecioğlu, pakete yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı:

“Paket tek tip aile ve makbul kadın düşüncesinin yorumunu içeriyor. Boşanmış eşlere karşı ciddi bir şiddet var, bunu görüyoruz ancak aynı evde yaşayan, imam nikahlı olabilir ya da sadece kadın ve cinsel yönelimi nedeniyle suça uğramış birisi olabilir. Bunun net olarak düzenlenmesi gerekiyor. Ama biz bunu bu iktidardan beklemiyoruz. Bugün var olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa ve Ceza Kanunu kadın lehine çok sayıda hüküm taşıyor ancak bunu uygulama niyeti yok. Yasa değişikliğinden ziyade etkin uygulama niyeti ve iradesi olması gerekiyor.”

“Nikahsız yaşadığı erkeklerden şiddet gören kadınlar korunmaya değer bulunmuyor”

Dördüncü yargı reform paketini “algısal bir reform aldatmacası oluşturma çabası” olarak niteleyen CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Türkiye’de reforma uygun bir siyasal ortamın olmadığını belirtti.  Paketle birlikte kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının boşanmış eşe karşı işlenmesi hali ağırlaştırıcı sebep sayılacak. Maddenin sadece bununla sınırlı kalmasının aynı evde yaşayan nikahsız çiftlere yönelik ayrımcılık olduğunu dile getiren Kaboğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhur İttifakı partilerinin genel başkanları ile çevrelerindeki kişilerin, muhalif kesimlere ve muhalif yurttaşların hayat ve vücut bütünlüklerine kasteden saldırılardan gazetecilerin darp edilmesine kadar sayısız suç fiiline yol açan nefret dolu bir siyasi iklimi, bilinçli ve öngörülebilir şekilde hazırlıyor. Mafya liderleriyle sıkı fıkı olan siyasetçilerin, karşılarında gördükleri herkesi alenen ve yaptırım korkusu olmadan tehdit edebildikleri bir ortamda, yargı reformu yapmaktan bahsedilemez. Bu durum nikâhsız şekilde beraber yaşadıkları erkeklerden şiddet gören kadınları korumaya değer bulmamak ve onların hayat tarzına müdahale etmek anlamına gelmektedir.”

“Yargıyı çürüten şey yürütmenin vesayeti”

Türkiye’deki yargı ile ilgili problemlerin en önemli nedeninin hükümet olduğunu söyleyen Kaboğlu, “İktidarın, 19. yılında yargı reformundan bahsetmesinin trajikomikliğini bir yana bırakırsak, her getirdikleri paket, yargı sistemini asıl çürüten durum olan yürütmenin vesayetini tehdit etmeyecek sınırlı değişiklikler aracılığıyla, konjonktürel siyasi hesaplara yönelik algı oluşturulmasından ve tepeden tırnağa suça batmış bir yapıyı adil bir yargılanma sonucunda mahkûm edebilecek yolu açacak her adımı sansürlemekten başka bir şey değil” dedi.

“Türkiye’de hukuk devleti yerle yeksan edilmiş durumda”

Meclis’e getirilen yargı paketinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının aklıyla alay etmek olduğunu belirten Kaboğlu, “Hukuk devleti yerle yeksan edilmiş bir ülkede dördüncü yargı paketi olarak takdim edilen kanun teklifinin, yüce Meclis’in manevi şahsiyeti ve yurttaşın aklıyla alay eden acı bir ironiden başka bir şey değil” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.