Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dün (7 Aralık) akşam saatlerinde güvenli bir video ağı üzerinden organize edilen bir toplantı düzenlendi. İki saat süren görüşmede, tarafların açıklamaları doğrultusunda başta Ukrayna olmak üzere siber güvenliğin ve bölgesel konuların konuşulduğu ve özellikle Ukrayna meselesinde “hayati bir kararın alınmadığı” anlaşılıyor. Peki, Biden’ın Putin’e “ABD ve müttefiklerinin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde sert ekonomik önlemler alacağını” söylediği görüşmeden neler çıktı? Ukrayna’yı neler bekliyor?
İki liderin sanal zirvesinde masadaki en önemli konu başlığının Ukrayna’da yaşanan gerginlik olacağı bekleniyor ve uzmanlar tarafından belirtiliyordu. Rusya’nın devlet televizyonu tarafından yayımlanan video konferansın açılış anlarında Putin’in Biden’a “Merhaba Sayın Başkan” diyerek selam verdiği ve Biden’ın da “Sizi tekrar görmek güzel. Umarım bir sonraki görüşmemiz yüz yüze olur” dediği görülmekteydi.
Переговоры Путина и Байдена завершились, они длились два часа https://t.co/PvIsIs6fMd pic.twitter.com/szRFXiU3Ay
— РИА Новости (@rianru) December 7, 2021
Görüşmenin ardından Beyaz Saray’dan paylaşılan bilgi notunda, Biden’ın Putin’e Ukrayna sınırında yaşanan askeri hareketlilikten ötürü endişelerini aktardığının altı çizildi ve olası bir sıcak çatışma durumunda ABD ve müttefiklerinin başta “sert ekonomik yaptırımlar” olmak üzere diğer önlemler ile karşılık vereceği bilgisi paylaşıldı. Kremlin ise görüşmenin ciddi bir havada geçtiğini belirtti ve Ukrayna sorunu hakkında Putin’in Biden’a, “Tüm sorumluluğun Rusya’nın üzerine yüklenmesi yanlış” dediği belirtildi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de görüşmenin ardından, “Zirvede ciddi bir karar alınmamış olsa bile Biden’a desteği için teşekkür ederim” diye konuştu.
“2014’te yapmadığımız ne varsa bugün yapmaya hazırız”
Görüşmenin ardından ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da açıklamalarda bulundu. Sullivan, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği dönemi hatırlattı ve “2014 yılında yapmadığımız ne varsa bugün yapmaya hazırız” dedi.
Sullivan, Biden’ın Putin’e karşı “açıksözlü” olduğunu belirterek, “Görüşmede çok fazla fikir alışverişi oldu, parmak sallama olmadı. Ancak Başkan Biden, ABD’nin tüm bu konularda nerede pozisyon aldığı çok net bir şekilde ortaya koydu” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda alınacak önlemler hakkında da bilgi veren Sullivan, ekonomik yaptırımlar, NATO müttefiklerine askeri takviye ve Ukrayna’ya savunma takviyesini işaret etti. Sullivan, uygulanacak ekonomik yaptırımlar hakkında ise ayrıntı vermedi.
Batılı kaynaklardan elde edilen bilgilere göre uygulanabilecek olası yaptırımlar arasında, Rus tahvillerinin ikincil piyasasına yeni bir yaptırım uygulamak, Kuzey Akım 2 projesini tamamen iptal etmek, Rus şirketlere, bankalara ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’na (RDIF) yaptırım uygulamak, Putin’in yakın çevresindeki oligarkları ve aile üyelerini kara listeye dahil etmek ve Rusya’nın SWIFT’ten çıkarılması gibi seçenekler bulunuyor. Birçok uzmanın “Bomba etkisi yaratabilir” dediği Rusya’nın SWIFT’ten çıkarılması hamlesi, Avrupalı yetkililer tarafından da endişe ile karşılanabilir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Görüşmeden çıkarılabilecek beş önemli sonuç ne?
Birincisi, liderler Ukrayna’da yaşanan krizi konuşmak için toplansalar da görüşme Ukrayna’daki krizi çözmedi. Ne Beyaz Saray ne de Kremlin bu konuda önemli bir ilerleme kaydedildiğini açıkladı.
İkincisi, görüşmede Biden’ın Putin’e söylediği “güçlü ekonomik yaptırımlar” faktörünün Rus lideri Ukrayna’yı işgal etme fikrinden caydırıp caydırmayacağı belirsizliğini koruyor. Putin, bölgedeki sorumluluğun sadece Rusya’nın üzerine yüklenmemesi gerektiğini belirterek Biden’dan NATO’nun doğuya doğru genişlemesini ve Ukrayna’ya silah teçhizatı konuşlandırmaması konusunda yasal garantiler talep etti. Fakat ABD’li yetkililer NATO’nun genişlemesi hakkında net bir yorum yapmadı.
Üçüncüsü, yılda 55 milyar metreküplük Rus gazını Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya taşıyan Kuzey Akım 2 projesinin geleceği ile alakalı. Her ne kadar ABD ve Almanya daha önce bu projenin detayları konusunda anlaştıklarını belirtseler de, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey yetkililerinden Victoria S. Nuland’ın senatörlere yönelik “Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde beklentimiz, boru hattının askıya alınmasıdır” sözleri de dikkat çekiyor.
Toplam maliyetinin 10 milyar euro civarında olması beklenen projeye ABD, Ukrayna, Polonya ile bazı Baltık ülkeleri karşı çıkıyor. Rusya ve Almanya’yı deniz altından birbirine bağlayan boru hattını Rus Gazprom şirketi finanse ediyor.
Dördüncüsü, Biden, Putin ile görüşmesini tamamladıktan hemen sonra Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere liderleri ile telefonda görüştü. Biden’ın Rusya’ya uygulayacağı olası yaptırımlar için NATO müttefiklerinin yardımına ihtiyacı söz konusu. Sullivan da, Rusya’ya yönelik “ortaklaşa cezai adımların atılması” için Hazine Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin birçok ülke ve Brüksel ile günlük temas halinde olduğunu belirtti.
Beşincisi, Biden ile Putin arasında kişisel bir düşmanlık bulunmuyor. Görüşme başlarken Rusya devlet medyası tarafından servis edilen videoda iki liderin birbirlerine gülümsediği ve el salladığı görülüyor.
Ukrayna’yı neler bekliyor?
Görüşmenin detaylarına hakim olunmadığı için Ukrayna’nın geleceği hakkında konuşmak için çok erken. İki saat süren zirvenin tek başına Ukrayna’da yaşanan gerilimi bitirmeyeceği de aşikâr. Fakat bundan sonraki süreçte liderlerin atacağı adımlar takip edilmeye değer.
Peki, bu zirvenin Ukrayna’nın geleceğine etkisi ne olabilir?
Exeter Üniversitesi Strateji ve Güvenlik Enstitüsü’nden Jonathan Marcus, BBC için kaleme aldığı analizde, üç farklı senaryoyu gündeme getirdi. Birincisi, Putin’in geri adım atabileceği ihtimali. İkincisi, diplomatik bir çözüm. Üçüncüsü ise Ukrayna’nın işgali.
Putin, dünkü görüşmenin ardından Ukrayna konusunda geri adım atabilir. Ancak Ukrayna’yı bir iç meselesi olarak gören Putin’in Rusya’sı, Ukrayna sınırına -Batılı kaynaklarda belirtilen rakamlara göre 100 bin- asker konuşlandırdıktan sonra, zafer elde etmeden geri dönmek istemeyebilir. Hem uluslararası hem de yerel kaygıları olsa da, askerlerini geri çekmesi sonrası dünya üzerinde “geri çekildi” imajı, Putin tarafından olumlu karşılanmayabilir. Dünkü görüşmede Biden’ın Putin’e “ekonomik yaptırımlar” mesajı da geri çekilme için bir faktör olabilir. Fakat Rusya, 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettikten sonra da yaptırımlar ile karşılaştı ve bu yaptırımlardan etkilenmedi.
Bir diğer ihtimal ise zirvede konuşulanlara rağmen sıcak çatışmanın çıkması ihtimali. Yine Batılı kaynaklardan okuduklarımıza göre Rusya, 2022 yılının başlarında 175 bin asker ile Ukrayna’yı işgal etmeye hazırlanıyor. Zelenski her ne kadar Ukrayna ordusunun Rusya ile başa çıkabileceğini söylese de, Rus ordusu da günden güne gelişmekte. Bu noktada düşünülmesi gereken bir diğer nokta da, NATO’nun pozisyonu. Dün (7 Aralık) Medyascope yayınına konuk olan Prof. Dr. Serhat Güvenç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde NATO’nun Ukrayna için savaşmayacağı görüşünde. Konuyu yakından takip eden birçok uzman da NATO’nun Ukrayna için yardıma gelmeyeceğini belirtiyor.
Biden ve Putin’in görüşmesi sonrası Beyaz Saray’dan paylaşılan açıklamada, iki liderin de ekiplerine görüşmenin takibi için talimat verdiği belirtildi. Bu da, diyaloğun devam edebileceğinin ve diplomatik kanalların açık kalacağının bir diğer belirtisi olarak değerlendirilebilir.