Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ukrayna-Rusya savaşına beş kala: Dünya, Biden-Putin görüşmesine kilitlendi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün (7 Aralık) video konferans yöntemi ile bir araya gelecek. Görüşmenin TSİ 18:00’de başlaması bekleniyor. İki lider en son İsviçre’nin Cenevre kentindeki La Grande Villa’da görüşmüş ve görüşme dört saate yakın sürmüştü. Şimdi ise Ukrayna krizi ile iki ülke arasındaki ilişkiler en alt seviyeye düşmüş durumda. Peki, iki ülke arasındaki tartışmalı konular neler? Görüşmeden neler beklemeliyiz?

Vladimir Putin ve Joe Biden

İki liderin görüşmesinde konu başlıklarının Ukrayna krizi, Rusya’nın NATO’dan güvenlik garantisi isteği, Belarus, enerji, büyükelçiler arasındaki anlaşmazlık, siber güvenlik, nükleer silahların kontrolü ve tutuklu Amerikan askerlerinin durumunun yanı sıra, Suriye, İran ve Libya gibi uluslararası konuların da olması bekleniyor.

  • Ukrayna’da yaşanan hareketlilik ve Rusya’nın “işgal” hazırlığı

Görüşmedeki en önemli meselenin Ukrayna’da yaşanan kriz olacağı aşikâr. Ukrayna, Rusya’nın sınıra 94 bine yakın asker konuşlandırdığını belirtiyor ve sınırdaki tatbikatları nedeniyle Moskova’yı suçluyor. Rusya ise sınırda yaşanan hareketliliğin normal bir hareketlilik olduğunu ve tatbikatların rutin olarak düzenlendiğini belirtiyor.

Fakat hafta sonu ABD merkezli Washington Post gazetesinin istihbarat belgelerine dayandırdığı haberine göre, Rusya’nın 2022 yılının başında 175 bin askerle Ukrayna’yı işgal etmeye hazırlandığı iddiası bölgedeki gerilimi daha da artırmış durumda. ABD Başkanı Biden’ın Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda nasıl bir pozisyon alacağı halen belirsizliğini korurken, ABD’nin hangi adımları atacağı bugünkü görüşmeden sonra netleşeceğe benziyor.

ABD medyasında, Rusya’nın 2022 yılının başlarında Ukrayna’yı işgal edebileceği iddia ediliyor.

ABD’li yetkililer geçen hafta, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde Moskova’ya yaptırım uygulayabileceklerinin sinyalini vermiş ve “ağır maliyetler ile karşı karşıya kalacakları” konusunda uyarmıştı. Üst düzey bir yetkili de Reuters haber ajansına verdiği demeçte, Biden’ın Putin’i, Rusya’yı işgal etmesi durumunda ciddi ekonomik sıkıntılar ile baş başa kalacağı konusunda uyaracağını söyledi ve ekledi: “Rusya’yı diplomatik yollarla diyaloğa dönmeye teşvik ediyoruz.”

Zelenskiy: “Ukrayna ordusu gücüne güveniyor”

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenksiy, dün (6 Aralık) Kiev’deki Ordu Günü kutlamalarında yaptığı açıklamada, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin herhangi bir Rus saldırısına karşı koyabilecek kapasitede olduğunu söyledi. Zelenskiy, “Ukrayna ordusu gücüne güveniyor ve düşmanın işgal planlarını engelleyecek” dedi.

Ukraynalılar ne düşünüyor?

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de yaşayanlar bugünkü görüşmeden ümitli. 71 yaşındaki Volodymyr Pylypyuk, Reuters haber ajansına “Biden’ın Ukrayna’nın bir dostu olduğuna inanıyoruz. Biden, şimdiye kadar, Ukrayna’ya içtenlikle yardımda bulunmak isteyen biri olduğunu kanıtladı” diye konuştu.

61 yaşındaki Vladimir Bulatov ise liderlerin “sıcak savaş” riskini azaltmak için konuşmaları gerektiğini vurguladı ve “Bu görüşmeden mantıklı bir sonuç çıkacağına inanmıyorum” dedi.

Ukrayna’nın doğusundaki çatışma bölgesinde görüşlerine başvurulan Elena ise görüşmeden umutlu olduğunu, “İşler değişmeli. Umduğumuz şey bu. Buna dayanacak gücümüz kalmadı” diyerek dile getirdi.

  • Belarus-Polonya sınırında yaşanan mülteci krizi

İki ülke arasında Belarus-Polonya sınırındaki mülteci krizi konusunda da görüş anlaşmazlığı yaşanıyor. ABD, Rusya’nın müttefiki Belarus’u, binlerce göçmeni kendi topraklarından Avrupa Birliği (AB) sınırlarına geçmeye teşvik etmek ve Ortadoğu’dan gelen mültecileri silahlandırmakla suçlamıştı. Rusya ise Belarus hava sahasında devriye gezmesi için sınıra savaş uçaklarını yollamış ve Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko’ya her fırsatta destek vermişti.

  • Doğalgaz, enerji ve Kuzey Akım 2 projesi

ABD, Rusya’nın gaz arzını artırarak Avrupa’da yaşanan enerji krizini hafifletmek için adım atması gerektiğini belirtiyor ve Moskova’nın enerjiyi, özellikle Ukrayna’ya karşı, siyasi bir silah olarak kullanmaması konusunda uyarıyor.

İki ülke arasındaki bir diğer önemli konu ise Kuzey Akım 2 projesi. Rusya devletine bağlı Gazprom şirketinin finanse ettiği Kuzey Akım 2 projesi ile yılda 55 milyar metreküplük Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya sevk edilmesi bekleniyor. Toplam maliyetinin 10 milyar euro civarında olması beklenen projeye başta ABD, Ukrayna, Polonya ve bazı Baltık ülkeleri karşı çıkıyor. ABD de bu boru hattı ile bağlantılı olarak Rusya merkezli Transadria adlı şirkete ve iki adet gemiye yaptırım uyguluyor.

  • Siber güvenlik

İki liderin görüşmesinde gündeme gelmesi beklenen diğer konular ise siber güvenlik ve nükleer silahların kontrolü. ABD, Rus hükümeti için veya Rusya’da çalışan korsanları, ABD’de bulunan siyasi partilere, şirketler ve internet altyapılarına yönelik siber saldırılar düzenlemekle suçluyor. Rusya ise ABD’nin bu iddiasını reddediyor. Biden, 16 Haziran’da düzenlenen zirvede de bu konuyu gündeme getirdiğini aktarmış fakat taraflar o günden itibaren bu konuda herhangi bir ilerleme kaydedememişti.

Biden’ın görüşmede, Rusya’daki insan hakları ihlallerinden ve ABD’nin asılsız suçlamalarla tutukladığını iddia ettiği Amerikalılar’ı da gündeme getirmesi bekleniyor. Yine iki liderin Suriye, İran, Libya ve diğer uluslararası ve bölgesel konuları da konuşması bekleniyor.

Biden ve Putin’in ilk görüşmesinde neler konuşulmuştu?

İki liderin 16 Haziran’da Cenevre’de düzenlenen görüşmesi dört saate yakın sürmüş ve görüşme sonrasında iki lider basına ortak bir açıklamada bulunmamış, daha sonra teker teker kameralar karşısına geçmişlerdi. Putin açıklamasında görüşmenin “yapıcı” olduğunu belirtmiş ve “büyükelçilerin görev yerlerine dönmesi konusunda” Biden ile anlaştıklarını ifade etmişti. Biden ise görüşmede insan hakları ve siber güvenlik gibi konuların üzerinde fazlaca durduklarını vurgulayarak, “zamanın yeni bir Soğuk Savaş zamanı olmadığını” belirtmişti.

İki liderin ilk görüşmesi dört saate yakın sürmüştü.

“Katil” polemiği ve canlı yayında tartışma teklifi

Mart ayı başında ABD istihbaratı, Rusya’nın 3 Kasım’da düzenlenen ABD başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine yönelik bir rapor paylaşmıştı. 17 Mart’ta ABC News’ta katıldığı bir programda bu rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan Biden, Putin’in bir “katil” olduğunu ve seçimlere müdahale ettiği için bir bedel ödeyeceğini söylemişti.

Biden, George Stephanopoulos ile röportajında, Putin ve Rusya’nın seçimlere yönelik müdahalesi hakkında “Çok yakında ödeyeceği bedeli göreceksiniz” demiş ve Stephanopoulos’un “Vladimir Putin’i tanıyorsunuz. Katil olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine “Öyle düşünüyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Bunun üzerine Rusya Devlet Başkanı Putin, kendisi için “katil” ifadesini kullanan Biden ile halka açık bir görüşme yapmaya hazır olduğunu söylemiş ve “Başkan Biden’ı tartışmaya devam edebilmemiz için bir yayına davet etmek istiyorum, ancak şartım şu ki bunu canlı yayında yapmalıyız” demişti. Putin’in Biden’ı “canlı yayın tartışmasına” davet ettiği sıralarda Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de Biden’ın Putin için kullandığı “katil” ifadesi nedeniyle pişman olmadığını açıklamıştı.

Rusya da Demokrasi Zirvesi’ne davet edilmedi

Biden‘ın seçim vaatlerinden biri olan Global Demokrasi Zirvesi‘nin 9-10 Aralık’ta çevrimiçi olarak düzenlenmesi bekleniyor. Demokrasinin, insan haklarının, özgür ve adil seçimlerin öneminin altı çizileceği zirveye Türkiye’nin çağrılmadığı ortaya çıkarken, davet edilmeyen ülkeler arasında Rusya da bulunuyor.

Görüşmeden bir sonuç çıkar mı?

ABD-Rusya ilişkilerindeki son 30 yılın en kötü dönemlerinden birine denk gelen bu görüşmenin, iki liderin son zamanlarda birbirlerine yönelik söylemleri ve politikalarından ötürü pek de dostane geçeceğe benzemiyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’na yakınlığı ile bilinen Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Andrey Kortunov, iki liderin bazı konularda uzlaşmasının pek de mümkün olamayacağını fakat tarafların birbirlerine itidal çağrısında bulunacaklarını söyledi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü de, Vaşington’un gerilimi azalatmaya yönelik adımlar atılmasını istediklerini ve Moskova-Vaşington hattında yeni bir kriz istemediklerini belirtti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.