Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (30): “Babam, annemi eşarpla boğmaya çalıştı, bana bıçak fırlattı, ölmesine rağmen onu affedemiyorum”

Cemre* (32), annesini babasının şiddetinden korumaya 15 yaşında başlıyor. 15 yaşında bu sorumluluğu almak zorunda olan kadının yaşımı da bu şekilde ilerliyor. Cemre, annesi şiddet gördüğü zaman hem masanın altına giren diğer iki kardeşini korumaya çalışıyor hem de annesinin babasından şiddet görmesini engellemeye çalışıyor. Bu yüzden Cemre de yaklaşık beş yıl boyunca babasından şiddet görüyor. En son evdeki şiddete dayanamayan Cemre, 21 yaşında evleniyor. Cemre ile yaşadıklarını, çocuk yaşta aldığını sorumlulukların hayatına etkisini, yaşayamadığı çocukluğunu ve babasına olan öfkesini konuştuk. 

“Babamın annemi dövmek için hep bir bahanesi vardı”

Cemre’nin iki kız kardeşi var. Kardeşleriyle aralarında çok yaş farkı olmadığı halde Cemre, onlara annelik yapmak zorunda kalıyor çünkü annesi çalışıyor. Kardeşlerine ilk yemeği hazırladığında yaşının daha 12 olduğunu söyleyen ve çocukluğunu bir kenara koymak zorunda kalan Cemre’nin pişmanlığı da gururu da bu oluyor. “Ben okuyamadım ama kardeşlerimi okuttum” diyor:

“Çok erken yaşta büyümek zorunda kaldım. Boyum ocağa yetişmezdi sandalyeye çıkar yemek yapardım, yapmak zorundaydım. Annem çok iyi tehminlemişti beni, 13 yaşında bir kadın gibiydim. Annem işe giderdi babamın ise nereye gittiğini bilmiyordum. Ben ilkokulu bitirmeye çalışırken kardeşlerimi de büyütmeye ve okutmaya çalışıyordum. Annem, babamdan her zaman şiddet gördü. Eve para getirdi, ‘Neden bu kadar az para getirdin?’ diye şiddet gördü, evi temizledi ‘Neden burası daha temiz değil?’ diye şiddet gördü. Babamın, annemi dövmek için hep bir bahanesi vardı. Annemin ise gidecek yeri yoktu. Annemin çaresizliğine belli bir yaştan sonra katlanamadım.”

“Seni de döverim anneni de”

Cemre, yaşı büyüdükçe annesinin yaşadıklarına artık katlanamıyor. Annesi şiddet gördüğü zaman araya giren 15 yaşındaki Cemre de babasının şiddetine maruz kalıyor. Babasının şiddetine karşı durmaya çalışan Cemre’nin tek istediği, annesinin şiddet görmemesi: 

“Yaşım büyüdükçe annemin şiddet görmesine dayanamıyordum. Babam ona vurduğu zaman kalbim acıyor gibi hissediyordum. İlk karşı çıktığım zaman babama dönüp, ‘Anneme vurursan seni artık sevmeyeceğim’ demiştim. Babam da ‘Sevmezsen sevme. Ben de sizi sevmiyorum. Seni de döverim anneni de’ dedi ve bana bir tane vurdu. Babamın bizi sevmediğini biliyordum ama duymak daha çok canımı acıttı sanırım. O gün dönüm noktam oldu. O günden sonra hem ben şiddet gördüm hem annem. Kendim için üzülmüyordum, anneme vurulması daha çok içimi acıtıyordu.”

“Kardeşlerim masanın altında annemin şiddet görmesini izliyordu”

Cemre, 21 yaşında evdeki şiddete dayanamıyor ve iki haftadır tanıdığı bir erkekle evleniyor. Altı yıl boyunca babası tarafından türlü şiddete maruz bırakılan Cemre’ye bıçak fırlatılıyor, annesi eşarpla boğulmaya çalışılıyor. Bütün bunlar olurken iki kız kardeşi bazen kıyafet dolabında bazen de masanın altında kendini korumaya çalışıyor. Cemre’nin en büyük korkusu babasının kardeşlerine de zarar vermesi:

“Kardeşlerime zarar gelmesinden çok korkuyordum. Anneme karşı olan şiddeti engellemeye çalışırken her gün babamdan şiddet gördüm. Annem de beni korumaya çalışırken daha şiddetli bir tepkiyle karşılaştı. Bir gece annemin çığlıklarıyla uyandık. Annemin eşarbını almış onunla boğmaya çalışıyordu. Uyuyamazdık biz, her uyuduğumuzda sabaha annemi ölü bulacağımızı düşünüyorduk. En büyük korkum bizden sonra kardeşlerime de zarar vermesiydi. Onlar, bana bıçak fırlattığı zaman da anneme şiddet gösterdiği zaman da masanın altında bizim şiddet görmemizi izliyordu. 21 yaşında kısa bir süre tanıdığım biriyle evlendim. Kardeşlerimi de yanıma aldım.”

“Babamın yanında hissetmediğim güveni iki haftadır tanıdığım erkeğin yanında hissettim”

Hiç tanımadığı bir erkeğin yanında yeni bir yola giren Cemre, kendini daha güvende hissediyor. Babasının sağlayamadığı güveni iki haftadır tanıdığı erkeğin ona sağlaması hayatını sorgulamasına sebep oluyor: 

“Mahalleden tanıştığım biriyle evlendim. Evlendiğim kişi benden beş yaş büyüktü. Hiçbir şey umurumda değildi. Tek istediğim evdeki kadınları, babamın şiddetinden korumaktı, yaptım da. İlk başta kardeşlerimi aldım. Annemi de çok almak istedim ama o her şeye rağmen onu bırakmak istemiyordu. Bu dönemde babamın kanser olduğunu öğrendik. Annem, babamın kendisine bakamayacağını düşünüyordu, kimsesi de yoktu. ‘Ben de gidersem ölür’ diyordu. İnanır mısınız, babam için hiç üzülemiyordum.”

“Babam öldüğü zaman bile onu affedemedim” 

Cemre’nin evliliği sorunsuz bir şekilde devam ediyor ama annesi için hâlâ endişeleniyor. Babasının hastalığı günden güne ağırlaşıyor ancak Cemre buna üzülmüyor ve bir türlü babasını affetmiyor. Annesinin de artık bu durumdan kurtulmasını isteyen kadın, babasını hastalığının ikinci senesinde kaybediyor:

“Annemin onunla aynı evde olmasına dayanamıyordum. Babamın hastalığı ağırlaşıyordu ancak ben babam için değil annem için ‘O evden kurtulsun’ diye dua ediyordum. Babamı hastalığının ikinci yılında kaybettik. Cenazesine bile formaliteden gittim. Ben kendimi geçmiştim ama kardeşlerime ve anneme yaşattıklarını asla unutmuyorum, unutmayacağım da. Babamın ölümünün üzerinden yıllar geçti ama ben onu hâlâ affedemedim.”

Şu anda 32 yaşında olan Cemre, liseyi açıktan bitirdi ve kardeşlerini okuttu. Kardeşlerine ve annesine yeni bir hayat kurmayı başardı. Erkek şiddetine uğrayan kadınların, annesi gibi pes etmemesi gerektiğini, mücadele etmesi gerektiğini düşünen Cemre, “Erkek şiddetiyle 15 yaşımdan beri mücadele ediyorum ve etmeye de devam edeceğim” diyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.