Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Serhat Güvenç yazdı: Finlandiya ve İsveç NATO’ya ne zaman üye olur?

Kasım ayı Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini yakından ilgilendiren bir diplomasi trafiğine sahne oldu. En sondan başlayacak olursak 25 Kasım 2022’de Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in tesis ettikleri Ortak Mekanizma’nın ikinci toplantısı Stockholm’de gerçekleştirildi. Bu toplantı öncesinde İsveç’teki iktidar değişikliği sayesinde zaten daha olumlu bir havanın ortaya çıktığı ifade ediliyordu. Ankara’nın bu süreçte şu ana dek elde ettiği en somut kazanım, İsveç’in Türkiye’ye koyduğu silah ambargosunu kaldırması oldu. Ambargonun kağıt üzerinde mi yoksa gerçekten mi kaldırıldığını görmek için Türkiye’nin İsveç’e vereceği ilk silah siparişini beklemek gerekecek. 

Kasımın ilk haftasında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye’yi ziyaret etti ve bu iki ülkenin NATO üyeliği konusunu bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Genel Sekreter’in şu ana dek izlediği yapıcı tutum sayesinde süreç büyük gerilimler ve dramatik çıkışlara yol açmadan yönetilebildi. Ancak Stoltenberg bile artık sabrının sonuna gelmiş olmalı ki Erdoğan ile görüşme sonrası bu iki ülkeyi NATO’ya alma zamanın geldiğini ilk kez kamuoyu önünde açıkladı. Genel Sekreter’in daha önce herhangi bir tarih ya da takvim belirtmekten özenle kaçındığı düşünülürse, Brüksel’de hava artık (Türkiye aleyhine) dönmeye başlamış olabilir. 

Türkiye’nin NATO içindeki konumu ve önemi konusunda müttefikler arasında bir görüş birliği gözlenmiyor. Örneğin, Fransa ve Almanya gibi “Avrupacı” üyeler, yeni bir hayatiyet bulan NATO’ya 70 yıldır üye olmasının Türkiye’ye sağladığı siyasi ve stratejik avantajdan memnun değiller. Bu ülkeler, Türkiye’nin Rusya’ya yönelik AB yaptırımlarına katılmamasına fena halde içerliyor. Ankara, yaptırımlara katılmayarak ekonomik ve ticari avantaj da elde ediyor. 

Diğer yandan Soğuk Savaş sonrası NATO’ya üye olan ülkelerin gözünde Türkiye, dişli ve itibarlı bir müttefik. Türkiye’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri destek, bu ülkeler tarafından takdir ediliyor. Ancak bu ülkelerden bile Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğini geciktirmesine itirazlar gelmeye başladı. Financial Times’ın aktardığına göre Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na bu iki ülkenin üyeliğinin sürüncemede kalmasının tüm Baltık ülkelerinin güvenliğini tehdit ettiği mesajını vermiş. Yeri gelmişken not edelim: Bir sonraki NATO Zirvesi Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta, 11-12 Temmuz 2023’da yapılacak.  

Bugüne dek Türkiye’nin itirazları NATO içinde yalnızlaşmasına yol açmamış, genelde anlayış görmüştü. Ancak Stoltenberg’den sonra Litvanya Dışişleri Bakanı’nın da yüksek sesle kaygılarını dile getirmesi, Türkiye’nin manevra imkanının oldukça daraldığını gösteriyor. Polonya topraklarına düşen füzelerin yarattığı heyecan nedeniyle, G-7 ve NATO liderleri Bali’de ortak kriz yönetimi toplantısı gerçekleştirmişti. G-20 Zirvesi için Bali’de bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu toplantıyla katılmamıştı. Hala Türkiye’nin neden temsil edilmediği sorusuna tatmin edici bir yanıt bulunabilmiş değil. Ancak Erdoğan toplantıya davet edilmemişse, Türkiye’yi yakın gelecekte NATO içerisinde çok katmanlı ve çok boyutlu bir yalıtılmışlık hali bekliyor olabilir.

Hele Macaristan’daki onay sürecinin Şubat 2023’de tamamlanacağını varsayarsak, Finlandiya ve İsveç’in Vilnius’taki NATO zirvesine ittifak üyeleri olarak katılmalarının önündeki tek engel Türkiye kalacak. Türkiye’nin onay süreci zirveden ne kadar önce tamamlanırsa, NATO liderleri ittifakın geleceğine dair diğer konulara daha fazla zaman ve mesai ayırabilecekler. Onay süreci uzadıkça, zirve gündemine bu konunun damga vurması neredeyse kaçınılmaz olacak. Yani Türkiye dışındaki NATO üyelerinin bu konuda acelesi var. Ancak bu takvim büyük olasılıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kafasındaki takvimle hiç örtüşmüyor.

Finlandiya ve İsveç’in üyeliklerine yönelik çekinceler, aslında Türkiye’nin ABD’den beklentileriyle de yakından ilgili. En somut beklenti, 40 adet F-16V ile 80 adet F-16V modernizasyon kiti talebinin Kongre’deki onay sürecinin tamamlanması. Yine Bali’de Biden-Erdoğan ikili görüşmesinden sonra bu konuda ilerleme kaydedildiği ifade edilmişti. 2023’ün ilk aylarında bu dosya olumlu sonuçlanırsa, Finlandiya ve İsveç üyeliğe bir adım daha yaklaşacaklar. 

Bir diğer konu, mayıs ayından beri sözü edilen ancak bir türlü gerçekleşmeyen, Suriye’ye yönelik yeni kara harekatı. Bu harekat gerçekleşip askeri ve siyasi hedefleri elde edilene dek, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini onay sürecinin başlaması da beklenmemeli. Zira bu ülkelerin (özellikle İsveç’in) onay sürecini zora sokmamak için olası bir harekata tepki vermemeleri şaşırtıcı olmayacaktır. NATO’nun Nordik genişlemesine onay karşılığı Fırat’ın doğusuna yönelik bir harekata ABD’nin yeşil ışık yakması mümkün mü? Böyle bir pazarlığın gündemde olduğuna ilişkin güçlü bir işaret şimdilik ortalarda yok.

Tüm bunlardan bağımsız olarak, Erdoğan’ın tüm dikkatini yaklaşan seçimlere yoğunlaştırdığını da göz önünde bulundurursak, İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğinin Meclis’teki onay sürecinin seçim sonrasına bırakılması olası. Şubat 2023’de Macaristan’daki onay süreci sonuçlanacak. Ankara, bu tarihten sonra ciddi baskı altında kalacaktır. Ancak seçimlerin kimilerinin iddia ettiği gibi nisan ya da mayısta yapılması durumunda, seçim havasına girmiş TBMM’nin, NATO’nun genişlemesini acilen ele almasını beklemek gerçekçi olmaz. Bu takvim, Erdoğan’a aralarındaki kader bağı giderek güçlenen Putin ile ilişkilerinin selameti için yeterli zaman ve zemini de bırakıyor. Sonuçta sadece ülkenin kaderi değil, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği de önümüzdeki seçimlerin sonucuna bağlı gibi görünüyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.