Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yorumladı: “Saat 20.45 itibariyle kazananın Sinan Oğan olduğu gözüküyor”

Ruşen Çakır sıcağı sıcağına 14 Mayıs parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını yorumladı.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir 

Merhaba, iyi günler. Evet, yoğun bir gün oluyor, yoğun bir akşam oluyor ve yoğun bir gece olacak. Rakamlar, rakamlar, rakamlar… Anadolu Ajansı, maşallahı var, %60’la açtı Erdoğan’ı. En son gördüğüm sandıkların %58’i açılmış ve Erdoğan %51,78’e düşmüş. Kılıçdaroğlu %42,43. Bu tempoyla giderse Erdoğan’ın %50’nin altına düşmesi Anadolu Ajansı’na göre de sanki kaçınılmaz gözüküyor. Anka’nın son verisi, sandıkların %42’si açılmış. Anka biraz daha ağırdan alıyor: Erdoğan %47,3, Kılıçdaroğlu %46,9. CHP’nin kendi kaynaklarının verdiği rakamlara göre de az bir farkla Kılıçdaroğlu önde gözüküyor. 

Hep böyle oldu, bundan önce de böyle oldu. Önce iktidar yüksek başlayıp, sonra inip, muhâlefet de adım adım artırıyor. Buradan baktığımız zaman, “Kim kazanıyor?” sorusunu sorduğumuzda, ilk başta Anadolu Ajansı’nın ve kısmen de Anka’nın ilk açılan sandıklardan hareketle verdiği, “Erdoğan birinci turda rahat kazanıyor” imajı artık geçerli değil bana göre. Yani şunu biliyoruz ki, Erdoğan’ın ilk turda kazanma ihtimâli bu hâliyle gözükmüyor. Burada Sinan Oğan’ın %5,5 civârında gözüken oyunu hesaba katmak lâzım. Çekilmiş olmasına rağmen Muharrem İnce’ye de oy verenler var. %1’in altında bir oran; ama onu çok fazla hesaba katmaya gerek yok. Şu hâliyle bakıldığında sonuç ikinci tura kalıyor gözüküyor ve ikinci tura kalmasına sebep olanın da Sinan Oğan olduğu gözüküyor. Anadolu Ajansı’ndaki bu trend devam ederse ve diğerlerine de bakarsak, Kılıçdaroğlu günü sanki önde bitirecek gibi. Ama bu ilk turda kazanmasını getirir mi şüpheli. Fakat şunu unutmamak lâzım: İstanbul ve Ankara’da Anadolu Ajansı’nın da kabul ettiği gibi CHP, Kılıçdaroğlu önde. İstanbul’da önde olması, hele bir de farklı olursa –İzmir’de zâten neredeyse 3’te 2’ye, 3’te 1 gibi bir oy dağılımı var–, büyükşehirlerin çok sayıda oyu olduğu için çok daha belirleyici olacak. Ve o meşhur “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” önermesini –ki Erdoğan bunu hep dillendirirdi biliyorsunuz– buraya da uyarlarsak kazanma ihtimâli daha yüksek olan Kılıçdaroğlu. En azından %50+1’i bulamasa bile ipi önde göğüsleme ihtimâli, yani ikinci tura önde girme ihtimâli yüksek. Bu bağlamda ikinci tura kalması durumunda Sinan Oğan’a giden oylar gerçekten belirleyici olacak. Sinan Oğan’ın önceden söylediği, “Pazarlık yaparız, bakanlık pazarlığı…” gibi şeylerin o 15 gün içerisinde gündeme gelmesi söz konusu olabilir. Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu böyle bir pazarlığa girer mi bilmiyorum. Fakat girseler de girmeseler de Sinan Oğan şu ya da bu şekilde Kılıçdaroğlu’nu ya da Erdoğan’ı işâret etse de, onun taraftarlarının, ona oy vermiş olan seçmenin aynen onun gösterdiği yere oy vereceğinin garantisi yok. Tabiî ki önemseyeceklerdir; ama sonuçta yine kendi bildikleri gibi davranacaklardır. Oy vermeye gitmeyebilirler ya da Sinan Oğan’ın gösterdiği yerin dışında da kendi motivasyonlarıyla; diyelim ki Sinan Oğan, Kılıçdaroğlu’na işâret etti ama onun seçmenlerinin içerisinden Kılıçdaroğlu’nun HDP desteğini almasından rahatsız olanlar pekâlâ Erdoğan’a verebilir; ya da Erdoğan’ı işâret etti, pekâlâ insanlar Erdoğan’dan memnun olmadıkları için Erdoğan’ın karşısındaki Kılıçdaroğlu’nu tercih edebilirler. 

Bu yayına girmeden hemen önce AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in basın açıklamasını izledim. Çok çarpıcı bir açıklamaydı. Bu açıklamayı neden yapmış? Açıklamayı yapmasının nedeni; Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın yaptıkları açıklama. Bundan çok rahatsız olmuşlar. Ne demişti iki belediye başkanı? “Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor. Buna inanmayın. Biz önde gidiyoruz ve bu gece Kılıçdaroğlu buradan 13. Cumhurbaşkanı olarak çıkacak”. Ömer Çelik de dedi ki: “Bu yaptıkları yanlıştır. Seçmenin tercihine saygısızlıktır, müdâhaledir, manipülasyondur. Bakın, biz bir şey yapıyor muyuz? Önde gidiyor olmamıza rağmen bunu söylemiyoruz. Sonuçların açıklanmasını bekliyoruz”. Şimdi, ilk bakışta çok iknâ edici gibi görünüyor, ama Anadolu Ajansı’na o tâlîmatları veren kendileri; Anadolu Ajansı bağımsız bir kurum filan değil, tamâmen devlete ve doğrudan Külliye’ye bağlı çalışan bir yapı. Dolayısıyla Anadolu Ajansı’nın manipülasyonu bir kurumun manipülasyonu değil; iktidar partisinin, iktidârın manipülasyonu. Ve buna karşılık çok akıllıca bir hamleyle önce Faik Öztrak bir açıklama yaptı. Ardından bu seçim kampanyasının öne çıkan iki ismi olan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu tâne tâne anlattılar ve “Bizim ıslak imzâlı kayıtlardan edindiğimiz sonuca göre önde gidiyoruz ve arayı açmaktayız ve kazanacağız” dediler ve manipülasyona cevap verdiler. Anadolu Ajansı’nın manipülasyonunu bir anlamda boşa çıkardılar. Türkiye sâkin bir seçim yaptı. Çok şükür ciddî olaylara tanık olmadık. Seçim sürecinde de çok korktuk, seçim gününde de çok korktuk ve şimdi sıra sayıma geldi. Sayımdaki manipülasyonda amaç nedir? Özellikle sandık başında gerekirse sabahlayacak olan muhâlefet parti temsilcilerinin motivasyonunu kırmak. Yani ilk açıklanan rakama göre %60 civârında Erdoğan gözüküyor. Siz diyelim ki bir partinin, CHP’nin temsilcisisiniz ve İç Anadolu’da CHP’nin zayıf olduğu bir yerdesiniz. Zâten önünüzdeki sandıkta da CHP’ye 5 çıkıyorsa Erdoğan’a 25 çıkıyor. Ne dersiniz? “Bu iş bitti. Boşu boşuna burada durmanın âlemi yok” diyebilirsiniz. Bunu yaratmaya çalışan bir şey. Ama buna cevap verilince, bu sefer Ömer Çelik, kendilerinin seçim sonuçlarına saygılı olduğunu söyledi ve muhâlefeti de yani Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı da saygısız olmakla suçladı. Halbuki orada bir oyun boşa çıkarıldı. Normal şartlarda geçen yerel seçimde olduğu gibi ne yapacaklardı? Anadolu Ajansı rakamlar verecek, o rakamlar sürekli inecek ve bir yerden sonra da, artık indirmenin mümkün olmadığı bir yerde… Biliyorsunuz İstanbul’da son kalan sandıklar bir türlü Anadolu Ajansı tarafından saatlerce açılamadı. Çünkü sonuç belliydi ve sonuca göre Ekrem İmamoğlu kazanmıştı. Ama korktukları için –kimden korktuklarını hepimiz biliyoruz– açıklayamadılar. Şimdi burada bu deneyimlerin ardından muhâlefet hazırlıklarını yapmış ve ânında cevap veriyorlar. Ve bu oyunu bir anlamda boşa çıkarttılar.

Tekrar toparlayacak olursak, rakamlar sürekli geliyor, güncelleniyor yeni yeni rakamlarla. Dikkat ederseniz milletvekili seçimlerinden hiç bahsetmiyoruz. Şu hâliyle cumhurbaşkanlığı seçiminden bahsediyoruz. Şu hâliyle bakıldığı zaman Erdoğan’ın önde gittiği “iddiası” diyeceğim, çok ciddî bir  soru işâreti. Başa baş gibi gözüküyor, ama sandıklar açıldıkça Kılıçdaroğlu’nun oyu artıyor, Erdoğan’ın oyu azalıyor. Sinan Oğan’ın oyu da %5,5 gibi bir yerde sâbit gibi duruyor — hem Anadolu Ajansı’nda hem de Anka’da. Bunun sonucunda şunu söylemek çok mümkün; Kılıçdaroğlu’nun önde bitireceği, ama ilk turda kazanamayacağı bir sonuç şu hâliyle daha yüksek bir ihtimal gibi gözüküyor. Az da olsa Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanma ihtimâli gerçekten var. Ama Erdoğan’ın ilk turda kazanma ihtimâli –birazdan herhalde sandıklar açılınca Anadolu Ajansı’nın da îtiraf etmek zorunda kalacağı gibi– yok gözüküyor. Böyle bir andayız; ama açıldıkça, özellikle muhâlefet sandıklara sâhip çıktığını gösterdikçe daha gerçek rakamlara ulaşacağız. Özellikle büyükşehirlerden, batıdan gelecek oylar genellikle çok daha kalabalık olduğu için sonradan ekleniyor. Evet, şu anda meselâ bakıyorum: Kıl payı Erdoğan önde gözüküyor. Sürekli değişik kanallardan değişik şeyler akıyor. Meselâ bir tânesinde sandıkların %50’sinde Kılıçdaroğlu kıl payı önde. %55’inde Erdoğan kıl payı önde. Kıyasıya bir yarış var gibi gözüküyor. Bunun sonucunda şu hâliyle bakıldığı zaman bu işin ikinci tura kalma ihtimâli çok daha yüksek. Ama yine de belli olmaz notunu düşelim. Sinan Oğan’ın seçimi ikinci tura bırakabiliyor olması onun için çok önemli bir başarı olacak, öyle gözüküyor şu hâliyle. Ve Sinan Oğan önümüzdeki dönemde siyâseten daha etkili bir figür olabilir. Şu hâliyle bakıldığı zaman kazanan yok. Sinan Oğan kazanıyor, öyle diyelim ve seçim ikinci tura kalıyor görüntüsü var. Erdoğan’ın ilk turda kazanma ihtimâli her geçen dakika azalıyor. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.