Harita ve grafiklerle yeni Baharat Yolu: Türkiye, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan “yüzyılın projesinden” bilerek mi dışlandı?

Tarih boyunca ticaretin en önemli güzergahlarından biri olarak kabul edilen Baharat Yolu’nun modern halini oluşturma kararı, uluslararası alanda büyük ilgi görmekte. Asya’nın giderek önem kazanan jeopolitiği, Çin’in Kuşak ve Yol Projesi ile getirdiği hareketliliğin ardından şimdi de Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) ile yeni bir ivme kazanıyor. Türkiye ise 21. yüzyılın en önemli ekonomi projesi olarak görülen IMEC’in dışında kaldı. Peki bu stratejik bir başarısızlık mı, yoksa Ankara hüsn-ü kuruntu mu yapıyor? 

Hafta sonu Hindistan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi’nde Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği (AB) arasında Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı. Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) adı verilen ve Mumbai’den başlayacak bu hat, BAE, Suudi Arabistan ve Ürdün üzerinden İsrail’in Hayfa Limanı’na, daha sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden Yunanistan’ın Pire Limanı’na ve en son olarak da Almanya’nın Hamburg Limanı’na ulaşacak. Hedef, Hindistan’ı Ortadoğu üzerinden Avrupa’ya bağlamak ve nakliye sürecini yüzde 40 oranında azaltmak.

Daha iyi anlaşılması için görselleştirilmiş hali:

IMEC uygulanabilecek mi belirsiz fakat şu kesin ki, ekonomik kazancı çok büyük olan bir proje.

IMEC, şüphesiz, Hindistan’ın Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ne karşı hamlesi. Hindistan’ın insan gücü ve teknoloji yatırımları açısından Çin ile rekabette olduğunu hatırlatan ekonomist Güldem Atabay, projenin gelişim sürecini şöyle anlatıyor:

“Koronavirüs salgını ile birlikte tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, bugün yaşadığımız küresel enflasyonda çok önemli etki yarattı. Hem ürünler bir uçtan diğer uca ulaşamadı hem de maliyetler yükseldi. Daha sonra da Rusya Ukrayna’yı işgal etti. İşgalin ardından Avrupa’nın tüm jeopolitik dengeleri değişti. Bu gelişmeler ışığında hem Rusya’yı dışlayabilecek hem de Çin ile bağımlılığı azaltacak yeni planlar devreye girdi.” 

Projeye verilen ABD desteğini unutmamak ve bunu da ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarından ayrı okumamak gerek. ABD Başkanı Joe Biden göreve geldiğinden bu yana, rotasını Ortadoğu’dan Asya Pasifik’e kaydıracağını pek çok kez açıkladı. IMEC’e verilen desteğin sebebi de bu. Atabay, IMEC için “ABD’nin jeopolitik önceliklerini ticarete döken bir proje” diyor. 

Gönül Tol da ABD’nin Hindistan’dan Çin’in yerini almasını istediği ve bu koridor projesinin de bu stratejinin bir uzantısı olduğu görüşünde

Projeden kimlerin haberi vardı?

Bazı uzmanlar, IMEC’in apar topar hazırlanan ve çok da dikkate alınması gerekmeyen bir proje olduğunu düşünüyor. G20’deki mutabakatın ardından Beyaz Saray’dan ve Dışişleri Bakanlığı’ndan yetkililere IMEC’i sorduğunu söyleyen Gönül Tol, yetkililerin kendisine “Bizim haberimiz yoktu” dediğini anlatıyor. Projenin Biden’ın küçük bir ekibi tarafından tasarlandığının düşündüğünü dile getiren Tol, IMEC’in İsrail ile Suudi Arabistan arasında atılan normalleşme adımlarını da güçlendirme konusunda işe yarayacağını söylüyor. 

Önümüzdeki süreçte neler olacak? 

Financial Times’ın haberine göre IMEC’e dair görüşmeler aylardır perde arkasından devam etmekteydi, G20’deki mutabakat ile kamuoyunun ve dünyanın da konuştuğu bir proje haline geldi. Önümüzdeki süreçte tarafların Suudi Arabistan’ın da liderliğinde 60 gün içerisinde bir eylem planı hazırlaması bekleniyor. 

Gazeteci Murat Yetkin’in iddiasına göre 2016-2017’den bu yana bu ekonomik koridor üzerinde çalışılmakta. Fakat hepimizin dikkat ettiği üzere Hindistan’ı Ortadoğu’dan Avrupa’ya bağlayan bu projede Türkiye yok. Türkiye’nin projede olmaması konusunda uzmanlar arasında fikir ayrılıkları var: Bir grup uzman Türkiye’nin siyasi saikler göz önünde bulundurularak by-pass edildiğini; diğer grup ise Asya ile Avrupa arasındaki her hattın Türkiye’den geçmesi yönündeki baskın algının yanlış olduğunu söylüyor. Her iki tarafın da sunduğu argümanlar kuvvetli.

Bu argümanları anlatmadan önce AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G20 Liderler Zirvesi sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken IMEC hakkında söylediklerine bakalım. 

“Türkiyesiz bir koridor olmaz. Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek zorunda” diyen Erdoğan, BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid’in “Bu işi uzatmayalım” dediğini anlatıyor:

“’60 günde görüşmeleri arkadaşlarımız bitirsinler ve hemen temelleri atalım, yola koyulalım’ dedi. Yani bu işin heyecanını bu denli duyuyorlar ve ben de gerek Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’a, gerek Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu’na gerekli talimatları verdim. Bu rakam öyle ufak rakam değil.”  

Türkiyesiz koridor olur mu? 

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, uzmanlar bu konuda ikiye ayrılıyor. 

İlk olarak, “olabilir” diyenlere bakalım. 

Bu koridor hakkında ilk detaylı bilgilendirmeyi X hesabından bilgisel yaparak paylaşan Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Çağdaş Üngör yaptı. 

Üngör, Türkiye’de Asya ile Avrupa arasındaki her hattın ülkemizden geçmesi yönünde bir algı olduğunu ve bu algının çok yanlış olduğunu yazıyor. 

BAE, Bahreyn ve Fas, ABD arabuluculuğunda 2020 yılında imzaladıkları “İbrahim Anlaşmaları” ile İsrail ile ilişkilerini normalleştirme kararı aldıklarını hatırlatan Üngör, Ortadoğu, İbrahim Anlaşmaları’ndan bu yana dönüşmekte diyor. Türkiye’deki uzmanların, Körfez ülkelerinin sadece petrolle var olduğunu düşündüklerini söyleyen Üngör, Körfez ülkelerinin lojistik ve teknoloji alanında da ciddi adımlar attığını hatırlatıyor. 

Üngör’ün bir diğer tezi ise Türkiye ile Hindistan arasındaki ilişki. Hindistan’ın Türkiye’de pek de önemsenen bir ülke olmadığının altını çizen Üngör, Yeni Delhi’nin buna karşılık Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler kurduğunu ifade ediyor. 

Ömer Taşpınar da Mumbai ile Dubai’nin birbirine yakın olduğunu vurgulayarak koridorun Türkiye’ye bağlanmasının ekonomik olarak da rasyonel olmadığını belirtiyor

“Güneyden deniz üzerinden gelecek bir proje, Körfez’e geldiğinde ve Körfez’den İsrail’e demir yolu ile bağlanacak bir güney koridoru. Türkiye’ye zaten çıkmasına gerek yok. Çünkü İsrail’den Doğu Akdeniz’e zaten gidecek. Türkiye’nin tezi ise koridoru Irak üzerinden Türkiye’ye yapılmaya çalışılan demiryoluna bağlayın demek. Türkiye’nin anlamadığı şey şu. Coğrafi olarak Körfez’e gelmiş bir projenin İsrail’e bağlanması, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalizasyonu da etkileyecek. Bir de bunu Türkiye’ye bağlamak ekonomik olarak da rasyonel değil.”

Türkiye’nin bilinçli olarak by-pass edildiğini belirten uzmanlar da var. Murat Yetkin, IMEC’in İsrail üzerinden Mersin Limanı’na gelebileceğini ve Türkiye’deki gelişmiş karayolları ve tren yolları ile çok rahat bir şekilde Avrupa’ya ulaşabileceğini söylüyor ve soruyor: Türkiye bilerek mi dışlandı?

Eğer projenin temelleri 2016 ya da 2017’de atıldıysa o dönemki koşulları hatırlamak gerek: 

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’nin başta ABD olmak üzere Batı ile ilişkileri sekteye uğradı. Daha sonra Türkiye, Rusya’dan aldığı S-400’ler nedeniyle CAATSA yaptırımlarına maruz kaldı. Hatta ortak üreticisi olduğu F-35 programından resmi olarak çıkarıldı. Türkiye giderek daha otoriter bir ülke haline geldi ve rotasını Batı’dan Rusya’ya doğru çevirdi. 

Türkiye’nin projenin dışında bırakılmasını bu gelişmelerden bağımsız okumamak gerektiğini söyleyen Atabay, Ankara’nın projeye dahli için bazı adımlar atması gerektiğini fakat bu adımların çok da mümkün olmadığını düşünüyor: 

“Erdoğan’ın insan hakları, hukukun üstünlüğü ve dış politika gibi konularda ciddi adımlar atması, aks değiştirmesi gerekiyor. Ama bugünün Türkiyesi’nde Erdoğan yönetiminden bu hareketler beklenmiyor.”

Atabay, Türkiye ekonomisinin çok büyük ekonomi olduğunu ve böyle bir ülkenin IMEC’ten dışlanmasını pasif agresif bir yaptırım olarak da okumanın mümkün olacağını ifade ediyor. Atabay’a göre, böyle bir adım “Türkiye’yi Batı’ya doğru çekelim” düşüncesiyle atılmış olabilir.  

Gönül Tol da Türkiye’nin bilinçli olarak IMEC’ten dışlandığını söylüyor, “Özellikle ABD, Türkiye’yi bu projeye dahil ederek ödüllendirmek istemiyor” diyor. 

Atabay, Türkiyesiz bir koridor fikrinin olmaması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırıyor: 

“Türkiye ekonomik refahı için bu döngünün içinde olmalı.”

Yepyeni bir dünya modelinden ve düzeninden bahsediyoruz. IMEC, Kuşak ve Yol’a alternatif olacak mı? Türkiye bu projeye dahil olacak mı? Bunu zaman gösterecek. 

Okuma önerisi: Asya ve Avrupa’yı Türkiye’siz Bağlamak: Hint-Arap-Akdeniz Koridoru

Katkıda bulunanlar: Aliye Altınışık, Gökçe Çiçek Kösedağı ve Sahra Atila.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.