Bir defne yaprağı hikâyesi ile başlayacağım. Fuat Hoca ofise Büyükhusun köyünden poşetle lavanta ve defne getirirdi. Pazar günü evde yemek yaparken o torbadan iki defne yaprağı aldım ve birden Hoca’nın defnelerle ofise gelişi aklıma geldi. Gidenin hatırası küçük şeylerle daha çok vurur ya, dalıp gitmişim.
Ocak 2012’den bu yana İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) Fuat Hoca ile yakın çalışıyoruz. Zamanımızın çoğu işte geçiyor biliyorsunuz. Ailemin İstanbul’da yaşamadığını da düşününce, Hoca, bu zaman diliminde en çok görüştüğüm insanlardan birisi oldu. Araştırma asistanı olarak başladığım işimde Fuat Hoca’nın eş yazarı olarak kitap bölümleri çıkardığımız doktoralı hocalığa yükseldim. Tüm bunlar Hoca’nın desteğiyle oldu.
Tüm bu zamana dönüp baktığımda Fuat Hocayı iki kelimeyle anlatmak isterdim: güven ve kıymet. Fuat Hoca’nın da köşe yazılarında yaptığı gibi, bu iki kelimeyi seçmemin sebeplerini tek tek sıralayayım.
GÜVEN
- Gençler: Fuat Hoca gençlere güvenirdi. Onlara çok zaman ayırırdı. Vefat ettiği gün beni onlarca eski öğrencisi ve çalışma arkadaşı aradı. Her biri Fuat Hoca’nın onların hayatına nasıl dokunduğunu, kariyer gelişimleri için öneriler vererek onlara referans olduğunu anlattı. Sosyal medyada yazılanları görmüşsünüzdür. Bu kadar bencil ve insafsız yürüyen bir sistemde bu desteğin değerini ve o genç insanların hayatlarında Hocanın ne denli yer tuttuğuna hepimiz tekrar şahit olduk.
- Ekip: Fuat Hoca ekibine güvenirdi. İPM’nin gücünü tanımladığı beş ayaktan ikisi takım çalışması ve güler yüzlü ofis ortamıydı. Bir görev verdiğinde geri dönüp yapıldığını sorgulamazdı. Karar alırken fikir sorar, siz karşı çıkıyorsanız mutlaka dinlerdi. Ekibine inisiyatif verirdi ki hocanın iki haftalık yokluğunda günde iki etkinlik yaptığımız oldu. Her bir çalışma alanı kendi içinde sorunsuz ilerledi çünkü İPM’de böyle bir yapı kurmuştu. Ekibini, yazdığı epostanın tonundan insanların düşüncesini anlayacak kadar iyi tanırdı.
KIYMET
- Öğrencileri: Fuat Hoca her zaman önce hocaydı. Öğrencileri onun kıymetlisiydi ve iş ne kadar yoğun olursa olsun önceliği öğrencileri olurdu. Derslerine göre seyahatlerini ve programını yapar, bir gün bile dersini kaçırmaz ya da iptal etmezdi. Üç hafta önceki son dersine hasta olmasına rağmen geldi ve akşam saat yediye kadar kampüste kaldı.
- İnsan: Fuat Hoca insanların içindeki doğruya inanır ve onlara kıymet verirdi. Karşısındaki insan kim olursa olsun, arkadaşımın deyişiyle, onunla aynı göz hizasında dururdu. Hastalığını öğrendiğinde ağladığı için en çok üzüldüğü insanlardan birisi Karaköy’de Minerva Han’ın güvenliğiyli. Pandemi sürecinde alt kadronun işten çıkarılma sürecinde en çok Fuat Hoca insanları korudu.
- Arkadaşlık: Fuat Hoca arkadaşlığa çok inanırdı. Kurduğu ekibin üyeleri, işten ayrılsalar bile birbirleriyle dost kalırdı. Bu, hocanın insanları seçme konusundaki ustalığının bir göstergesiydi.
- Aile: Aileye çok kıymet verirdi. Eşi, kızı ve oğlu dilinden düşmezdi. Köpeği Lola da. İPM ekibini de aile olarak görürdü. Eşi Cara Hanım cenazeden ayrılırken bana “İPM de bizim ailemiz” dedi. Haklıydı. Nikah şahidim Fuat Hocaydı, bebeklerimiz İPM bebeğiydi. Ailelerimizin tüm bireylerini tanır, karşılaştığında mutlaka sohbet ederdi.
- Kurumlar: Fuat Hoca kurumlara inanırdı. 2011’de devraldığı İPM’yi senelik hedeflerle bugünkü güçlü kurum haline getirdi. Bir sene evi düzenleme yılı, bir sene yayın yılı, bir sene promosyon yılı, bir sene dışa açılma ve ortaklıklar yılıydı. Onun vizyonuyla İPM bugünkü haline geldi. Kendi seçtiği kelimelerle; akademisyenler, uzmanlar, STK’lar ve öğrencilere yönelik bir tartışma platformu sunmak amacıyla yürüdü. Üniversitenin yerelden küresele her ölçekte tanınırlığı ve saygınlığına katkı vermek üzere çalıştı.
- Bilim: Fuat Hoca bilime inanır, bilim penceresinden dünyayı görürdü. Hayatı yine kendi tabiriyle kaliteli, kanıta dayalı ve bağımsız araştırmalar yapmakla geçti. Benim dosyamda 269 sunumu, 19 sayfalık özgeçmişi var ve bu sadece benim verisini tutabildiğim bilgileri. O lensle dizileri yorumladı, futbolu izledi, güncel tartışmalar yaptı. Olaylara geniş bir perspektifle bakar, göremediğimiz birçok yönü keskin bir şekilde görür ve çözerdi. Bir bilim insanının nasıl olması gerektiğinin ayaklı kanıtıydı. Onun akademideki duruşu bize yol gösterdi. Disiplin için erken bir kayıp olduğu yazıldı ama ben elinden gelenden çok daha fazlasını, en güzel şekilde yaptığına inanıyorum.
Pandemi döneminde herkes evine kapandığında online olarak yaptığımız yayınlarla birçok insana erişmeyi başarmıştık. Vefatı sonrası o programları sürekli takip eden bir izleyicimiz sosyal medyada yaptığı yorumda hatırlatmış. Fuat Hoca, Salgın ve Toplum serisinin bir yayınında “takip ediyorum, burada da kemik bir kitle var, adeta bir aile olduk” demişti. Hoca’nın o tanımadığımız sessiz insanlara güzellikle dokunduğunu görmek ne mutlu.
Defne hikayesiyle başladım, yine onunla bitireyim. Defne ağacı yaz-kış yeşil kalan ağaçlardan. Fuat Hoca Büyükhusun köyünde defneler arasında rahat uyusun, bıraktığı mirası yeşil tutmak için biz elimizden geleni yapacağız…