CHP’li belediyelere soruşturma: Ekrem İmamoğlu neden “Ben idmanlıyım” dedi?

ABB ve İBB’ye etkinlik harcamalarıyla ilgili soruşturma başlatıldı. İmamoğlu soruşturmalara tepki göstererek, “Bana ve Mansur Bey’e itibar suikastı var. Ben yıllardır idmanlıyım, vız gelir tırıs gider” dedi. İmamoğlu neden “idmanlıyım” dedi? Medyascope, 2019’dan beri İBB’ye yapılan teftişler ve yüzde 54,21 oyla başkan seçilen İmamoğlu’nun “ahmak davası”na giden sürecini derledi.

CHP'li belediyelere soruşturma: Ekrem İmamoğlu neden "Ben idmanlıyım" dedi?

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne etkinlik, konser harcamalarıyla ilgili soruşturma başlatıldı. Beykoz Belediyesi de incelemeye alındı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediyeler hakkında başlatılan incelemelerle ilgili açıklamasında Cumhur İttifakı’nın içinde bir kriz olduğunu öne sürdü. Özel, “Cumhur İttifakı’nın kendi içindeki krizle meşgul olmak yerine bize bir kriz ihraç etmeye çalıştığını dikkatle takip ediyoruz” dedi.

Bu soruşturmalar hakkında konuşan bir isim de İBB Başkanı. İmamoğlu, “Günlerdir konuştukları konser ücreti, bir uçak ve onu takip eden uçakların maliyeti kadar değil. Bana ve Mansur Bey’e itibar suikastı var. Mansur Başkan ve bize yapılan itibar suikastlarını gülerek izliyoruz. Yıllardır idmanlıyım ben, vız gelir tırıs gider” dedi.

İBB Başkanı neden “idmanlıyım” dedi?

İmamoğlu, “idmanlıyım” ifadesiyle, İBB Başkanı olduğu günden beri belediyeye yapılan teftişlere karşı alışkın olduğunu dile getirerek bir nevi tepki gösterdi. İmamoğlu, 31 Mart 2019’da İBB Başkanı seçildi. Yapılan itirazlar nedeniyle mazbatasını 17 günde aldı ve 17 Nisan’da göreve başladı. İmamoğlu’nun görevinin 18. gününde Yüksek Seçim Kurulu, 6 Mayıs’ta seçimlerin tekrarlanmasına karar verdi. İstanbul’da 23 Haziran’da yapılan seçimde İmamoğlu, yüzde 54,21 oyla yeniden başkan seçildi.

İşte o günden beri İBB’ye yapılan teftişler ve “Ahmak Davası”

İBB’ye yönelik teftiş süreci: 2021-2024

İçişleri Bakanlığı, 26 Aralık 2021’de İBB’ye teftiş başlattığını açıkladı. Bakanlık, bu adımı, İBB bünyesinde bazı çalışanların terör örgütleriyle bağlantılı oldukları iddiaları ve bu kişilerin işe alımlarıyla ilgili gelen şikayetler üzerine attığını duyurdu. Teftişin gerekçesi, güvenlik kaygıları ve terörle mücadeleye yönelik kamu güvenliği önlemleri olarak belirtilirken, İçişleri Bakanlığı, İBB’deki bazı personelin terör örgütleriyle ilişki içerisinde olabileceğini öne sürdü.

Teftiş kararının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu sert bir şekilde eleştirerek, teftişin siyasi bir hamle olduğunu savundu. İmamoğlu, 86 bin İBB çalışanına yönelik yapılan bu işlemi “baskı” olarak tanımladı ve çalışanlarının yanında olduğunu belirterek, “İstanbul’a hizmet eden 86 bin yol arkadaşımın yanındayım, onları ezdirmem” dedi. İmamoğlu, dönemin İçişleri Bakanı Soylu’yu istifaya davet ederek, bu tür baskıların halkın iradesine yönelik olduğunu belirtti. Ayrıca İBB’nin her zaman yasalara uygun hareket ettiğini ve terörle hiçbir bağlantısı olmadığını savundu.

Mahkemer, DİAYDER iddianamesini kabul etti

İçişleri Bakanlığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlattığı terör soruşturması, 30 Aralık 2021’de önemli bir gelişme kaydetti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır İslami Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyeleriyle ilgili iddianameyi kabul etti. İddianamede, DİAYDER’in PKK/KCK terör örgütüyle bağlantılı olduğu ve bu dernek üyelerinin İBB tarafından işe alındığı iddiaları yer aldı. Mahkeme, söz konusu üyelerin İBB’de çeşitli görevlerde bulunmalarını terörle ilişkili bir durum olarak değerlendirerek soruşturmayı genişletti. Bu süreçte, özellikle DİAYDER üzerinden yapılan işe alımların terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin İBB’ye yerleştirilmesine yol açtığı öne sürüldü.

27 Aralık 2021’de, İmamoğlu teftişe karşı tepkilerini bir kez daha dile getirdi. İmamoğlu, Soylu’yu siyasi bir iftira atmakla suçlayarak, “Ben MİT miyim? Yargı kurumu muyum? Bunları tespit etmiş bakan. Yerinde oturuyor. Bunu basına söylüyor” diyerek Soylu’yu istifaya davet etti. İmamoğlu, yapılan teftişin sadece yasal bir işlem olmadığını, “demokrasiye vurulmuş bir darbe” olduğunu ifade etti ve “Bu teftiş tamamen İstanbul halkına hizmet eden insanlara baskı kurmak amacı taşımaktadır” dedi. Ayrıca İBB’nin her zaman yasalara uygun hareket ettiğini ve terörle bağlantısının olmadığını vurguladı.

2022’deki gelişmeler

30 Ağustos’ta İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye yönelik başlattığı terör soruşturması kapsamında, Muhtarlık Daire Başkanı Yavuz Saltık hakkında dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Saltık’ın DİAYDER üyelerine belediyenin sosyal yardım kartlarını dağıttığı iddiası üzerine 10 yıl hapis cezası talep etti. İddianameyi kabul eden mahkeme, Saltık hakkında yurtdışına çıkış yasağı koydu. Bu dava, dönemin İçişleri Bakanı Soylu’nun, İBB’de “terör örgütlerine mensup 557 kişi” çalıştığı açıklamasından sonra bakanlığın İBB’deki terör bağlantılarını soruşturma çabalarının bir parçası olarak gündeme geldi.

22 Eylül’de davanın karar duruşması yapıldı. Yavuz Saltık hakkında beraat kararı verildi. Mahkeme, Saltık’ın suçsuz olduğuna karar vererek, dava sürecinde kendisini savunma hakkı verdi. Davanın olumsuz sonuçlanması, İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı soruşturmalara karşı hukuki bir zafer olarak kaydedildi.

Teftişi siyasi bir manipülasyon olarak gören İmamoğlu, daha fazla teftiş ve soruşturmanın siyasi baskılar ve belediyeyi yıpratma amacı taşıdığını savundu. İmamoğlu, İBB’ye yönelik yapılan denetimlerin bir tür sistematik baskı olarak kullanıldığını belirterek, bu tür operasyonların belediyenin işleyişini engellemeye yönelik olduğunu düşündüğünü söyledi.

2024:”Hiçbir soruşturmadan bir şey çıkmadı”

İmamoğlu, Mart 2024’te yaptığı açıklamada, İBB’ye yönelik soruşturma ve denetimlerin sayısının çarpıcı şekilde arttığını belirtti. İmamoğlu, 2014-2019 yılları arasında İBB yalnızca 147 kez denetlenmişken, kendi başkanlığı döneminde bu sayının 1019’a yükseldiğini söyledi. Bu artışı, İBB’ye yönelik sistematik bir baskı ve manipülasyon çabası olarak nitelendiren İmamoğlu, yapılan tüm soruşturmalardan olumlu bir sonuç çıkmadığını ve İBB’nin her zaman yasalara uygun hareket ettiğini belirtti. Soruşturma ve denetimlerin belediyeyi yıpratma amacıyla yapıldığını vurgulayan İmamoğlu, sürecin şeffaf ve adil bir şekilde ilerlemesi için kararlı bir duruş sergileyeceğini söyledi.

Teftişlerin ardından: “ahmak davası”

İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla yargılandığı dava kamuoyunda “ahmak davası” olarak biliniyor. İstinaf, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezasını bozabilir veya onayabilir.

Karar onanırsa, sonraki itiraz mercii Yargıtay olacak. Yargıtay da cezayı onarsa karar kesinleşecek.

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İmamoğlu arasındaki “ahmak” polemiği Kasım 2019’da başladı. Soylu, Strasbourg’da temaslarda bulunan İmamoğlu için isim vermeden, “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’ye gidip şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” dedi. İmamoğlu’nun yanıtı ise gecikmedi, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” diye konuştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.