İspanya ve Portekiz’de yaşanan 20 saatlik büyük elektrik kesintisi, bir zamanlar ekranlarda izlediğimiz kurgusal bir senaryonun gerçek hayata nasıl yansıyabileceğinin çarpıcı bir örneği oldu. 2012-2014 yıllarında NBC’de yayınlanan “Revolution” dizisini hatırlayanlar için bu olay adeta bir déjà vu yaşattı.

İspanya ve Portekiz’in büyük bölümünde yaşanan elektrik kesintisi, İberya Yarımadası’nda hayatı felç etti. Trafik ışıkları söndü, trenler durdu, havaalanları kaosa sürüklendi, iletişim ağları çöktü. Dizi de tam da benzer şekilde elektriğin aniden kesilmesiyle başlayan yeni bir dünya düzenini anlatıyordu. İberya’daki kesinti ise bu senaryonun 20 saati aşan bir provası gibi oldu.
Elektriğin aniden dünyadan silinmesiyle başlayan distopik hikâye, bugün yaşadığımız teknoloji bağımlılığının potansiyel sonuçlarını gösteriyordu. İspanya ve Portekiz’deki kesinti, bu kurmacadan çok daha kısa süreli olsa da, modern toplumların ne kadar kırılgan olabileceğini bizlere gösterdi.
Gizemli neden: “Nadir görülen atmosfer olayı”
Kesintinin nedeni hakkında yapılan açıklamalar da adeta diziden fırlamış gibi. Portekiz’deki elektrik şebekesini yöneten REN, sorunun “nadir görülen bir atmosfer olayı” nedeniyle gerçekleştiğini açıkladı. İspanya’nın iç kesimlerinde aşırı sıcaklık değişimleri nedeniyle çok yüksek gerilim hatlarında (400 KV) anormal salınımlar meydana geldiği söylendi.
“Revolution” dizisinde elektriğin kesilmesinin ardında, nanoteknoloji temelli gizemli bir neden vardı. Gerçek hayatta yaşanan olayda da nedenin tam olarak açıklanamaması, komplo teorilerinin ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Son açıklamalarda dahi, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez elektrik kesintisinin nedeninin hâlâ bilinmediğini belirtti, bu da belirsizliği daha da artırdı.
Teknolojiye bağımlılığımızın sınavı
“Revolution”, elektriksiz bir dünyada insanların nasıl hayatta kalabileceğini ve medeniyetin durumunu sorguluyordu.
İspanya ve Portekiz’deki kesinti ise bizlere, 20 saatliğine de olsa, modern altyapımızın ne kadar hassas olduğunu gösterdi:
- İnsanlar asansörlerde mahsur kaldı, işyerleri kapandı
- Bankacılık sistemleri çöktü, ATM’ler çalışmadı
- Nükleer reaktörler otomatik olarak durdu ve acil durum jeneratörleri devreye girdi
- Hastaneler acil durum jeneratörleriyle hizmet vermek zorunda kaldı
- Telekomünikasyon şirketleri, baz istasyonlarının sınırlı kapasiteli yedek güç sistemleriyle hizmet vermeye çalıştı
- Elektrik kesintisi, 126 trenin yolda kalmasına neden oldu ve 123’ü boşaltıldı
İspanya İçişleri Bakanlığı’nın olağanüstü hal (OHAL) ilan etmesi, durumun ciddiyetini bizlere daha sert şekilde gösterdi, bir gün bile olmadan bir Avrupa ülkesi OHAL’e başvurmak zorunda kaldı. Bakanlık, acil durum statüsünün talep eden bölgelere uygulanacağını bildirdi.
Medeniyetin kırılgan doğası
Yaşanan elektrik kesintisi, modern medeniyetin ne kadar kırılgan bir yapı üzerine inşa edildiğinin çarpıcı bir hatırlatıcısı oldu. Yalnızca 20 saatlik bir elektrik kesintisiyle havaalanları, bankacılık sistemleri, haberleşme ağları, ulaşım sistemleri ve günlük yaşamın neredeyse tüm unsurları felç oldu. Bu durum, tarihin en gelişmiş medeniyeti olarak kabul edilebilecek modern toplumun aslında ne kadar hassas bir denge üzerinde durduğunu gözler önüne serdi.
Tarihçi ve düşünür Arnold Toynbee, medeniyetlerin çöküşünü incelerken, dış şoklara karşı dayanıklılığın bir medeniyetin gücünün asıl göstergesi olduğunu savunmuştu. İspanya ve Portekiz’deki kesinti, modern medeniyetin her ne kadar teknolojik olarak ileri olsa da, tek bir temel altyapı sisteminin (elektrik) çökmesine karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösterdi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Revolution”, bu kırılganlığı daha da uç bir noktaya taşıyarak, elektriğin tamamen kesildiği bir dünyada medeniyetin nasıl parçalanabileceğini gösteriyordu. Dizide, elektrik kesintisinin ardından toplumsal düzen hızla çözüldü, şehirler boşaldı, tarıma dayalı küçük topluluklar ve yeni güç odakları ortaya çıktı. Modern teknolojinin olmadığı bir dünyada, insanlık birkaç asır geriye gitmek zorunda kaldı. Bugün modern ve kalabalık şehirlerimiz varlığını büyük ölçüde elektriğe borçlu.
Bu durum bize, ilerlemenin her zaman doğrusal olmadığını ve medeniyetlerin çöküşünün de mümkün olduğunu hatırlatıyor. Tarih boyunca Roma İmparatorluğu, Maya Uygarlığı, Angkor İmparatorluğu gibi gelişmiş medeniyetler çeşitli nedenlerle çöktü. Modern medeniyet, teknolojik altyapısının karmaşıklığı nedeniyle belki de önceki medeniyetlerden daha kırılgan olabilir.
Tek bir sisteme bağlı medeniyet
İberya’daki kesinti, dizideki kadar dramatik sonuçlar doğurmasa da, bir uyarı işareti olarak değerlendirilmeli. Sadece 20 saatte bile, modern toplumun ne kadar hızlı bir şekilde kaosa sürüklenebileceğini gördük. Bu da bize, medeniyetimizin dayanıklılığını artırmak için alternatif sistemler ve hazırlıklar geliştirmenin önemini gösteriyor.
Modern toplumlar, elektrik şebekeleri, internet altyapısı, tedarik zincirleri, finansal sistemler gibi birbiriyle bağlantılı karmaşık sistemlere dayanıyor. Bu sistemlerden birindeki arıza, domino etkisiyle diğer sistemleri de etkileyebilir. İspanya ve Portekiz’de gördüğümüz tam da buydu: Elektrik kesilince, iletişim, ulaşım ve bankacılık sistemleri de zincirleme olarak çöktü.
Belki de bu olay, teknolojiye bağımlılığımızı yeniden düşünmemiz ve alternatif sistemler geliştirmemiz için bir fırsat sunuyor. Tıpkı dizide, karakterlerin elektriksiz bir dünyada yeni yaşam biçimleri geliştirmesi gibi, belki bizler de daha dayanıklı ve sürdürülebilir sistemler üzerine düşünmeye başlamalıyız.
Aslında bence hiç iyi bir dizi olmayan “Revolution”, bu tarz olaylarda aklıma gelen ilk yapımlardan. Çünkü kurmaca ve gerçek arasındaki çizgi, sandığımızdan çok daha ince olabilir. İberya’da yaşananlar, modern uygarlığın ne kadar kırılgan olabileceğini bir kez daha hatırlattı.