Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol

Doğan Gökçmen Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol başlıklı yazısında Ruşen Çakır’ın Nursi hakkındaki videosunu değerlendirdi. Göçmen Nursi’ye eleştirel bir gözle bakılması gerektiğini belirtiyor.

Dün akşam Ruşen Çakır’ın “Said Nursi’yi Sevmek Suç mu?” başlıklı son videosunu dinledim. Çakır’ın diyaloğa çağırmasını önemsiyorum. Aynı ülkenin farklı kesimlerinden insanları olarak birbirlerimizi pek tanımadığımıza sonuna kadar katılıyorum. Fakat bu sadece sol için değil, sağ için de geçerli. Hatta birçok akademik meslek alanında da durum farklı değildir.
Fakat saymak ve sevmek gibi kavramların içeriğinin doldurulması gerektiği kanaatindeyim. Said Nursi’nin mücadeleci ruhu onu tek başına saygın ve “değerli” yapmıyor. İnandığı için düşünceleri uğruna tüm eziyet ve acılara katlanarak, bedel ödeyerek mücadele etmiş olması, evet, onun samimi ve hakiki bir şahsiyet olduğunu gösterebilir.

Ülkemizin ayıbı

Düşüncelerini özgürce ifade edememiş olması, gerçekten ülkemizin ayıbıdır. Cumhuriyet her bakımdan özgürlüğün garantisi olmalıdır. Düşünce özgürlüğü, düşüncelerin kamuoyunda özgürce tartışılmasını ve eleştirilmesini şart koşar. Düşünceleri engellemek veya yasaklamak onların tartışılmasını hiçbir zaman engelleyemez. Bunu ülkemizin yüz yıllık kısa tarihi gösteriyor. Fakat diğer taraftan çağımız düşüncelerin özgürce tartışılabildiği bir çağ olmadığını da hatırlamak gerekiyor. Sayısız çıkar grupları düşünceleri kendileri için araçsallaştırıp kötüye kullanabiliyor. Düşünceler bugün çıkar kavgalarından, güç ve iktidar savaşlarından azade bir mekân ve zamanda vuku bulmuyor. Bunu da hatırlamak gerekir.

Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol
Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol

Fakat diğer taraftan Said Nursi’nin nasıl bir düşünme tarzıyla iş gördüğünü de açıkça belirtmek gerekir. Said Nursi’nin düşünme tarzı son derece sorunludur, temellendirilmiş sistematik bir düşünme tarzı değildir. Nursi görüşlerini açıklarken hâlâ farklı durumlarda birbirine taban tabana zıt yaklaşımları gerekçelendirmeye hizmet edebilecek örneklerle çalışmaktadır. Kant, ahlakımızı örnekler üzerine kuramayız, ilkelerle sistematik düşünmek zorunda olduğumuzu belirtir. Mesela Nursi hâlâ Ortaçağa has gelecek zaman odaklı, tek yanlı ereksel düşünür.

Bu, Avrupa Ortaçağı’nda görülen “Aristotelesçi” düşünme tarzı insanlık tarafından aşılmıştır. Çağımıza has düşünme tarzı “praksis” odaklı düşünme tarzıdır. Fakat Nursi’nin düşüncesinde geçmiş ve gelecek şimdi zamanı belirler; öyle ki, şimdi zaman şimdiki zamanda yaşamaktan çıkar, bu dünyada olmayan gelecek için yaşamaya dönüşür. Şimdiki zaman geçmiş ve bu dünyada olmayan gelecek arasında belirsiz bir kategoriye indirgenir. Fakat Rönesans ile başlayan “düşüncede büyük devrim” ile insanlık şimdiki zaman odaklı düşünmeye geçmiştir. Böylelikle geçmiş zaman şimdiki zamanda düğümlenirken gelecek zaman şimdiki zamanda eylemde yaratılır.

Gelecek zaman ve Nursi

Nursi gibi bu dünyada olmayan gelecek zaman odaklı düşünmek, insanı kendi dünyasına ve çağına yabancılaştırmaktadır. Elbette eylemlerimizin sonuçlarını göz önünde bulundurarak eylemeliyiz. Bu bizi ahlaki varlık yapan özelliklerimizden birisidir. Fakat Nursi, gelecek zaman deyince bununla “ahiret”i (“cennet”) kastetmektedir. Bu yaklaşım, yaşamı ölümden sonra gelecek olan dünyaya ve yaşama ertelemeye götürür, bu dünyaya yabancılaştırır.
Nursi, akıl ile inanç ilişkisini de Ortaçağa has düşünme tarzına göre kurar. Çağdaş düşüncede bilimsel-felsefi bilginin ışığında akılla kurulmuş şimdi zamandan hareketle gelecek zaman kurgulanır ve bunun mümkün olduğuna inanılır. Fakat Nursi, akıl-iman konusunda imanı akılla düzenlemek yerine ‘aklı iman ile başa almayı’ öneriyor. Böylelikle yaşam, bilimsel-mantıksal bilgi ile düzenlenmiş durum olmaktan çıkar, ahirette olacak olana inanç ile düzenlenmiş bir yaşama dönüşür. Bu yaklaşım da Ortaçağa has bir düşünme tarzına dayanır ve insanı kendi zamanına ve çağına yabancılaştırır.

Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol
Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol

Nursi’nin düşünce külliyatı

İman akla temel olarak alınırsa gerçeğe dair nesnel herhangi bir kıstas kalmaz. Bu kıstas kutsal metinlerden alınan bir kıstas bile olsa, nesnel kıstasın koşullarını yerine getirmekten çok uzaktır. Öyle ki bu nedenle inanca dayalı olarak Nursi’nin yaptığı gibi “kesilmek için yatırılan hayvan, bir şey hissetmez” diye iddia edebiliriz. Bilimsel bilgi baştan kabul edilmediği için bu iddianın bilimsel açıklanması ve reddedilmesi de olanaksızlaşır.

Said Nursi’nin düşünce külliyatında akla, mantığa ve bilime aykırı, gerçekliği, yani geçersizliği kanıtlanmış o kadar çok düşünce ve iddia var ki buraya yüzlercesini örnek olarak alabiliriz. Yazıları ve kitapları elbette okunmalıdır, anlaşılmaya çalışılmalıdır, tartışılmalı, hatta eleştirilmelidir. Nursi’nin düşünme tarzının çağımızın çok çok gerisinde kalan Ortaçağa has bir düşünme tarzı olduğunu da açıkça belirtmek gerekir.

Gerekçesiz “sevmek”, temellendirilmemiş saygı, muhtemelen Nursi’nin de arzu edeceği bir şey olmazdı. Nursi’nin düşünce mirası ülkemiz için elbette bir zenginliktir, çünkü Ortaçağ düşüncesinin ne olduğunu, bugün bilimsel düşüncenin ne olmadığını görmemize pratik bir örnek oluşturmaktadır. Ülkemizin düşünce kültürünü besleyen tüm düşünce insanları gibi Nursi’nin düşüncelerini de tartışmaktan çekinmemeliyiz, geri durmamalıyız. Ama “sevgimizin” koşulsuz olmadığını da açıkça belirtmekle yükümlü olduğumuzu da hatırlamalıyız.

Doğan Göçmen yazdı: Said Nursi, düşünce özgürlüğü ve sol yazısına ilham kaynağı olan videoyu izlemek için bu linke tıklayın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.