Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cezaevinde büyüyen çocuk olmak – Mahkûm anneler anlatıyor (4): “Dört yaşındaki kızımla iki gün boyunca hücrede kaldık”

Cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan ve özgürlükleri ellerinden alınan çocuklar, elverişsiz bir ortama yaşamlarını sığdırmaya zorlanıyor. Dört yılda en az 2 bin 466 çocuk özgürlüklerini kaybederken bebeklerine ve çocuklarına elverişli ortam sağlamaya çalışan annelerin de imkânları ellerinden alınıyor. “Cezaevinde büyüyen çocuk olmak – Mahkûm anneler anlatıyor” serimizin dördüncü bölümünde, dört yaşındaki kızıyla cezaevinde bir yıl geçiren bir annenin yaşadıklarına yer veriyoruz. Bu anne, kızıyla cezaevindeyken dışarıda kendisini bekleyen dokuz yaşında bir oğlu da vardı.

“Tek korkum yanımdaki çocuğumu da kaybetmekti”

36 yaşındaki Zeynep*, cezaevine girdiği zaman 29 yaşındaydı. İçeride bir sene boyunca kızı Melis* ile kaldı. Cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocuklar altı yaşına geldiğinde, annesinin cezası bitmese bile cezaevinden çıkmak zorunda. Çocuklar, dışarıda kendilerine bakabilecek bir yakınları yoksa sosyal hizmet merkezlerine veriliyor. Zeynep, cezaevinde kaldığı süre boyunca kızı Melis’in elinden alınmasından korkuyor. Dört yaşındaki kızının doğum günü yaklaştıkça gerginliği artan Zeynep, kızının kendisinden koparılacağı endişesiyle psikolojik bir çıkmaza giriyor:

“Altı yaşına gelecek ve benden ayıracaklar korkusuyla yaşadım. Geceleri sımsıkı sarılıyordum kızıma. Cezaevinde bir doğum günü geçirdik kızımla, diğer doğum gününün gelmemesi için dua ediyordum. Dışarıda da dokuz yaşında bir  oğlum vardı. Ona babası bakıyordu, altı yaşına geldiğinde kızımı da babasının yanına vereceklerdi. Ben de iki çocuğuma annelik yapamayacaktım. Zaten çocuklarıma annelik yapamadığım düşüncesiyle, psikolojik olarak çok kötü hissediyordum. Güçlü kalmam gerekiyordu fakat bu psikoloji beni çıkmaza soktu. Ben ‘iyi bir anne’ değildim.”

Zeynep, sadece yanındaki çocuğu için değil dışarıdaki çocuğu için de sorumluluk hissediyor. “Çocuklarına yetmediği” duygusu ve kaybetme korkusu, anneyi psikolojik olarak yoruyor. 

“Dört yaşındaki kızımla iki gün hücrede kaldım”

Cezaevine annesiyle birlikte girdiğinde yaşadığı bir olay, şu anda 10 yaşında olan Melis’in üzerindeki etkisini hâlâ koruyor. Melis, annesiyle birlikte cezaevine girdikten iki ay sonra, annesinin yaşadığı bir olay yüzünden iki gün hücrede kalıyor:

“Çok zordu. Hücreyi görene kadar cezaevini pis zannediyordum ama hücreyi görseniz inanmazsınız. Çok pis bir koku vardı ve karanlıktı. Ben bile korkuyordum, çocuk nasıl korkmasın? Bebek de değil ki emziresiniz uyusun. Saatlerce ağladı kızım, gardiyanlar kızıma da mahkûm gibi davrandılar. Kızım hâlâ karanlıkta uyuyamıyor ve kapalı alanda kalamıyor.”

“Her üst aramasında bana sarılıp ağlıyordu”

Melis bu süreçte, koğuştaki diğer kadınlarla iletişim kurmayı reddediyor, sadece annesiyle iletişimde kalıyor. Bu ikili iletişim Melis’i annesine daha bağımlı hale geliyor. Dört yaşındaki kız, anneyle iletişime geçen herkesin ona zarar vermesinden korkuyor:

“Sadece benimle iletişim kurmayı tercih etti, kendini herkesten soyutladı. Gardiyanlardan çok korkuyordu. Bir kere bana ‘Anne bunlar kötü insanlar, değil mi?’ diye sordu. Görüş günlerinde üst aramaları bizim için bir kâbustu. Üstümü arayan memurları itiyor, bana sarılıp ‘Bırakın annemi’ diye ağlıyordu. Ya bana bir şey olmasından ya da onu bırakıp gideceğimden korkuyordu. Cezaevinden çıktıktan sonra da bu birkaç yıl sürdü, benden ayrı yatamadı.”

Cezaevindeki kreşlere üç yaş ve üstü çocuklar alınıyor. Zeynep’in anlattıklarına göre Melis de kreşe gidebilecek yaştaydı ancak annesinden ayrılmak istemediği için cezaevindeki kreşe gidemedi.

“Yemeği vücudu kabul etmiyordu”

Cezaevinde çocuklar için ayrı bir yemek menüsü verilmemesi, Zeynep ve Melis’i zorlayan durumlardan biri. Cezaevi yemeklerinin yağlı olmasından dolayı Melis ilk başta yemek yemeyi reddediyor. Anne kantinden aldığı yiyecekleri yedirmeye çalıştığında ise Melis istifra ediyor ve bu durum anneyi korkutuyor:

“İlk başta yemekleri beğenmediği için bunu yaptığını sandım. Yemekler çok yağlıydı, midesini rahatsız ettiğini düşündüm. Fakat kantinden de yemek hazırladığım zaman Melis sürekli kustu, beslenmesi kötüye gitti. Ne yapsam olmadı. Revire götürdüm, bir şeyinin olmadığını söylediler. Cezaevi psikoloğundan Allah razı olsun, onun sayesinde kızım düzeldi. Normalde çok zordur görüşmek ama Melis için bir ayrıcalık yaptılar, düzenli görüştürdük. Uzun zaman aldı ama kızım düzeldi. O dönemde elbette benim de psikoloğa ihtiyacım vardı ama kızım daha önemliydi.”

“Baba, bizi oraya sen mi koydun?”

Melis için cezaevindeki görüşler de zorlu geçiyor. Babası ve kardeşi görüşe geldiği zamanlarda hırçınlaşan çocuk, zamanla babasından ve abisinden uzaklaşıyor. Melis, babasını suçlu görüyor, onu ve annesini cezaevine götürenin babası olduğunu düşüyor:

“Melis’in babasına karşı öfkesi oluştu zamanla. Görüşlerde ilk başta kucağına gitmek istemedi, daha sonra görüşe çıkmak istemedi. Babası ve kardeşi dışarıda olduğu için onları suçladı. Sanki bizi içeriye koyanlar onlar gibi davrandı. Cezaevinden çıktığımız zaman eve ilk gittiğimizde babasına dönüp, ‘Baba bizi oraya sen mi koydun? Neden siz evdeydiniz, biz değildik?’ dedi. Babasına olan öfkesi zamanla geçti ama hâlâ etkileri sürüyor.”

“Ruhunda kalan karanlık hep onunla var olacak”

Annesiyle birlikte cezaevine girdiği zaman dört yaşında olan Melis, şimdi 10 yaşında. Kendisine olan bağımlılığının ve babasına olan öfkesinin zamanla geçtiğini söyleyen anne, kızında açılan yaraları şöyle tarif ediyor: “Ruhunda kalan o karanlık hep onunla var olacak.”

*Anne ve çocuğun isimleri değiştirilmiştir. Olayların yaşandığı cezaevinin ismi, anne ve çocuğu korumak için verilmemiştir. Haber görseli, Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nın hazırladığı “Umutları Ertelenen Çocuklar” kitabından alınmıştır.

Cezaevinde büyüyen çocuk olmak – Mahkum anneler anlatıyor (1): “Bebeğimin bezine kadar açıp arıyorlardı”

Cezaevinde büyüyen çocuk olmak – Mahkûm anneler anlatıyor (2): “Hayal ettiklerinizle hayatınız aynı olmuyormuş, oğlumun ilk doğum gününü cezaevinde kutladık

Cezaevinde büyüyen çocuk olmak – Mahkûm anneler anlatıyor (3): “Dört yaşındaki kızım cezaevine girdiği zaman gökyüzüne bakıp ağladı, geceleri altına kaçırmaya başladı, büyümesi gerekirken küçülüyor gibiydi”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.