Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Haluk Levent yazdı: Metaverse’in altyapısı – 2

Geçen yazıda öteevreni tanımlamaya çalışanların epeyce bir zorlukla karşılaştığından bahsetmiştim. Alternatif gerçeklik olduğundan bahseden de var, sadece yeni bir internet protokolü olduğundan bahseden de. Bütün bu farklı tanımları yapanların üzerinde birleştiği bir şey var, o da öteevrenin teknolojiyi geliştirdiği hatta bizatihi kendisinin bir teknoloji olduğu iddiası. Biraz irdelemekte fayda var.

Bu konuda çok sayıda detaylı yazı olduğu için ben aynı detaylara girmeden iki yazıyı referans göstermek istiyorum. Biri Bilim ve Teknik dergisinin Mayıs 2022 sayısında yayınlanan “Metaverse” yazısı ve Hayri Cem’in t24’te yayınlanan “Metaverse’in Katmanları” yazısı. Öteevren’in altyapısı veya katmanları denildiğinde kabaca üç temel alandan bahsedilebilir: iİetişim, erişim ve sanallaştırma.

İletişim, bağlantı hızını etkileyen donanım ve protokolleri içeriyor. Durmadan gelişen çip teknolojileri, bulut yazılımları vb. gibi kollektif etkileşimin hız ve depolama alanı ihtiyacını karşılayan ürünler ve teknolojiler bu grupta değerlendirilebilir. Reel zamanlı oyunların büyük kullanıcı sayısına ulaşmaları bu teknolojilerin hızla gelişmesinin sonucunda mümkün olabilmiştir. Bu tür teknolojilerin gelişmesini tetikleyen unsurların başında ise bilimsel çalışmalardan kaynaklanan ihtiyaçlardır. Çok disiplinli ve olağanüstü büyük miktarlarda veri toplamayı ve işlemeyi gerektiren kara deliğin fotoğrafını çekmek, iklim modellemeleri yapmak vb. gibi bilimsel faaliyetler dünyanın dört bir tarafına yayılmış kurumlarda çalışan çok sayıda bilim insanının ortak çalışmasını gerektirmektedir.

Bir örnek vermek gerekirse, galaksimizin ortasındaki kara deliğin fotoğrafının çekilmesi dünyanın farklı yerlerinde konumlanmış çok sayıda rasathanenin uzun süre ve eşanlı olarak topladığı verilerin işlenmesini ve nihayetinde görselleştirilmesini ve yorumlanmasını gerektiren bir işlem (Black Holes: Seeing the Unseeable). Yıllar önce NASA tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada da bilgi işlem kapasitesinin artırılması için on binlerce gönüllü kişi ve kurumun bilgisayarlarından oluşturulan bir ağ kullanılmıştı. Dolaysıyla, bu türden teknolojilerdeki ilerlemeler öteevren geliştiricilerinin ihtiyaçlarından çok önce bilimsel ihtiyaçların karşılanması amacıyla gerçekleşiyor. Öteevren geliştiricileri ise buralarda gelişen teknolojileri ve fikirleri ticarileştirmek üzere yatırımlarını planlıyorlar. Temel teknolojik gelişmeleri bir platform gibi düşünürsek ticarileştirme bu platform üzerinde gerçekleştirilen yeni fikirleri ve elbette amaca dönük uyarlamaları ve teknolojik ürünleri içerir.

Erişim teknolojileri, öteevrende yaratılan gerçekliğe erişim için gerekli hologram, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik vb. gibi donanımları içeriyor. Bu tür teknolojilerin gelişmesinde oyunların önemli etkisi olmaktadır. Ancak, eğitimden, uzaktan tıbbi müdahalelere, tasarım ve prototip geliştirilmesine kadar bizim gerçekliğimize dair çok sayıda faaliyetin de bu tür teknolojilerin geliştirilmesine katkıları olmaktadır. Öteevren geliştiricileri ise bu teknolojileri amaca dönük modifikasyonlar gerçekleştirerek adapte etmekle uğraşıyorlar. Dicle Yurdakul’un Politik Yol’daki yazısı “Renksiz Dünyadan Kaçış” bu dönüştürmelerin pek de hayırlı olmadığına dair bir örnek içeriyor. VR gözlüklerine entegre edilen gözbebeği izleme cihazı kullanıcının duygusal tepkilerini gözlemlemek ve toplamak için kullanılmaktaymış.

Önceki yazılarımda üzerinde durmuştum, gözetim kapitalizmi açısından şu sıralarda en önemli ve eksik parça davranışlarımızla duygularımız arasındaki bağı kurmayı sağlayan veriler. Bunları toplamak oldukça güçtü, anlaşılan bu güçlüğü aşmak için büyük bir adım atılmak üzere. Sevgili Dicle, pazarlama departmanlarının ürün satışını artırmaya dönük bir kullanımını örneklemiş. Ben eski Facebook deneyimlerimizden hareketle biraz daha sorunlu bir alana doğru yöneleyim. Ya müşteri bir siyasi parti ise ne olacak? O zaman bu deneyimlere dayalı veriler Cambridge Analytica olayında gördüğümüz gibi seçim kampanyasına dönük etik ihlalleri içeren bir şekilde kullanılacak olursa toplumsal kutuplaştırmanın ulaşabileceği mükemmeliyeti hayal etmek bile zor. Bu türden araçların, siyasi faaliyetin kendisinin bir meta ilişkisine dönüştüğü günümüz dünyasında yaratacağı toplumsal tahribatın ve anti-siyasallaşmanın gözetim kapitalistlerinin ancak rüyalarında görebilecekleri bir kontrol düzenine dönüştürmesi de kaçınılmazdır.

Üçüncü alan ise sanal dünya deneyimini gerçekçi veya fantastik kılacak, yani içinde bulunduğumuz gerçekliğin yeniden yaratılmasından bireyin fiziksel gerçeklikte ulaşamayacağı deneyimleri yaşamasına olanak tanıyacak araçları içeriyor. Bu araçların bir bölümü avatar tasarımı gibi ayrıntılı olarak irdelenmesi gereken ürünler. Bu alanda da var olan teknolojilerin tasarlanan yapay gerçekliği daha kullanışlı hale getirmek ve dokunmaktan, kokuya kadar insanı fiziksel gerçekliğe bağlayan deneyimlerin taklidini yaratmayı mümkün kılacak şekilde genişletileceği de öngörülebilir. Neuroscience alanında gerçekleştirilen çalışmaların miktarı çeşitliliği ve şimdiye kadar başarılanlar dikkate alındığında yakın zamanda insan deneyiminin temelini oluşturan duyguların yapay olarak iletilmesi mümkün olacaktır. Bu yeni durumda gerçeklik algısının kendisi ve yeni durumun yaratabileceği sorunlar verimli bir tartışma konusu; şimdilik Açık Radyo’da yaptığımız “Kavanozdaki Yıldız” kayıtlarına referans vererek bir kenara bırakmakta fayda var.

Kısaca özetleyecek olursak, öteevren gelişmekte olan teknolojilerin özel bir şekilde bir araya getirilmesinden ibaret bir olgu. Dolayısıyla “Öteevren geleceğin dünyasıdır” “Kaçınılmaz olarak gidilecek yoldur” gibi önermeler en hafifinden oldukça abartılı yorumlardır. Soruyu tersten soralım, öteevren olmasa bizim hayatımız nasıl etkilenir? Teknolojiler aynı hızla gelişmeye devam eder ve biz de kullanmaya devam ederiz. Peki eski Facebook başta olmak üzere gözetim kapitalizminin büyük aktörleri etkilenir mi? Hiç kuşkusuz, davranışlarımız ile duygularımız arasındaki bağı tarif etmeye imkân veren önemli bir veri setini ve daha önemlisi amaca yönelik büyük bir sosyal deney laboratuvarını yitirmiş olurlar.

Öteevren şu sıralarda çokça pazarlama bakış açısı ile ele alınıyor. Öteevren platformlarında mağazalar açan şirketlerin ürünlerini pazarlamak için kullanabilecekleri etkin bir mecra olarak değerlendirilmesi mümkün. Bu açıdan bakılacak olursa öteevren, web 3.0 adıyla lanse edilen yeni bir internet protokolünün tanıdığı imkânlarla pazarlama faaliyetlerini teknolojik gelişmelerle güçlendirmek amacıyla tasarlanmış bir ortam gibi değerlendirilebilir. Hiç kuşkusuz bu tür bir boyut var. Ben bir de iktisatçı bakış açısı ile bu boyutu biraz genişleteyim.

İktisatta gerçeklikte en sık karşılaşılan piyasa türünün “Tekelci Rekabet Piyasaları” olduğu genel kabul görür. Tekelci Rekabet Piyasaları’nda işletmeler birbirleri ile rekabet ederken ürün farklılaştırması yoluyla esir müşteri kitlelerini de genişletmeye çalışırlar. Esir müşteri kitlesi ne kadar büyürse ve marka bağımlılığı ne kadar artırılırsa ürün fiyatları da o kadar tekel fiyatlamasına doğru yükselir. Marka bağımlılığının küçük bir bölümü ürün farklılaştırması yoluyla, büyükçe bir bölümü ise pazarlama ve iletişim faaliyetleri ile yaratılır. Şu an için çok sayıda öteevren yaratılması, bunların kendi aralarında rekabet etmeleri, sanal dünyaya dahil olan kullanıcıların ise teknolojik araçlar yardımı ile “kişiye özel ürün” vb. gibi yaklaşımlarla marka bağımlılıklarının artırılması hedefleniyor.

Marka bağımlılığı artırılırken izinli veya izinsiz kullanıcının yüzbinlerce değişkenle ifade edilebilecek kadar geniş bir set ile davranışlarının tahmin edilmesi hedefleniyor. Davranışsal artık bahsinden hatırlanabileceği gibi bu veri gözetim kapitalistleri için paha biçilmez. Bu kadar detaylı ve gerçekçiliği bakımından başka bir yerde, fiziksel gerçekliğimizde tekrar edilmesi mümkün olmayan bir imkândan bahsediyoruz. Dolayısıyla, her ne olursa olsun bu işin peşini bırakmayacaklardır. Davranışsal artık kavramı ile düşünecek olursak işin ucunda büyük bir artık değer üretim alanı var. Ayrıca, bugüne kadar düşünülmüş en güçlü toplumsal kontrol araçlarından biri olduğuna da hiç kuşku yok. Bu açıdan bakacak olursa öteevren olarak pazarlanan “düzen” fiziksel gerçekliğimizdeki sorunlardan kaçış/sorunları aşma imkânı vermek yerine bu sorunları yaratanlara teslim olmayı yaratacaktır. Son olarak, pek çok yazarın ifade ettiği gibi öteevren kaçınılmaz bir gidişat, bir kader değildir. Başka yollar, daha hayırlı yollar mümkün.

Önümüzdeki hafta sırada öteevrenin “ekonomisi” var.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.