Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ozan Sağsöz yazdı: “Devrümde olanı defter itdüm”

Geçen yazıda Aşıkpaşazade Tarihi ile Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bulunan rüya motifi üzerinden benzerliklere değinmiştim. Bu hafta yine iki metin üzerinden tarih yazımı bağlamında başka bir noktayayı ele alacağım. 

Aşıkpaşazade, Tarih’inin ilk satırlarını, Osmanlılar’ın soyuna değil, kendi soyunu anlatmaya ayırarak başlar.

“Ey aziz insan! Ben fakir, Şeyh Yahya’nın oğlu Derviş Ahmed Âşıki’yim. Şeyh Yahya da, yüce Sultan Âşık Paşa’nın oğlu Şeyh Selman’ın oğludur. Âşık Paşa da, Seyid Ebulvefa’nın halifesi, devirlerin önde geleni Baba İlyas’ın oğlu ufukların aydınlatıcısı Muhlis Paşa’nın oğludur. Allah hepsinin kabrini nurlarla doldursun.” (1)

Kendi soyunun anlatımını ve sebebi telifini bitirdikten sonra birinci bölümde Osman Beğ’in Hz. Nuh’a kadar varan soy ağacını verir. Sonraki bölümde ise Osman Gazi’nin ilk muharebesini ve sonrasında rüya sahnesiyle Şeyh Edebalı’nın rüyayı yorumlaması gelir. Osman Beğ’in rüyasını yorumlayan Şeyh Edebalı, Aşıkpaşazade’nin de intisap ettiği Vefaiye tarikatının önde gelen şeyhlerindendir. (2)

Evliya Çelebi de Seyahatnamesi’nin birinci cildinde Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda kendi büyük atası Hoca Ahmet Yesevi’nin halifeleri ile manevi destek verdiğini yazar.

“Andan oğlu Orhân Gâzî müstakil beğ oldu. Bunların zamân-ı sa‘âdetlerinde yetmiş yedi kibâr-ı evliyâullâh alem-i Resûlullâh tahtında hâzır olup himmetleri ile niçe bin feth [u] fütûhâtlar etdiler. Yine bunların zamân-ı hilâfetinde cedd-i izâmımız Türk-i Türkân Hoca Ahmed Yesevî hazretleri Horasân’dan halîfesi olan Hacı Bektaş-ı Velî’yi üç yüz fukarâsıyla sâhib-i seccâde edüp def ü kudüm ve alem ü çırâğ verüp ‘Var Orhân Beğ ile Rûm fâtihi ol ya Bektaş’ deyü nefes edüp Hacı Bektaş-ı Velî üç yüz er ile Horasân’dan Orhân Gâzî’ye gelüp mülâkât olduğu gibi Bursa üstüne gelüp feth etdiler.” (3)

Evliya’nın anlatısının merkezinde İstanbul’un ağırlığı her zaman daha fazladır. Bu yüzden de Osmanlı’nın kuruluşu İstanbul’un fethi kadar hacimli bir yer kaplamaz. Osmanlı’nın kuruluşu verilidir. Evliya Çelebi İstanbul’un fethine bizzat katılmış dedesi Yavuz Er Beğ’in Fatih Sultan Mehmet’in mîrialemliği hizmetinde olduğunu yazar:

“Ol asırda büyük dedemiz Yavuz Er Beğ Ebü’l-feth’in mîrialemliği hizmetinde olup İslâmbol fethinde dedemiz ma‘an bulunup Unkapanı’nın iç yüzünde Sağrıcılar câmi‘i zemîninde olan binâları dedemiz mâl-ı ganâyim ile kabz edüp ba‘de’l-feth bir câmi‘ ve yüz dekâkîn inşâ etdirüp câmi‘ine vakf etmişdir.” (4)

Aşıkpaşazade gibi Evliya Çelebi de hem kendi soyunu hem de müntesibi olduğu tarikatı yazdıkları tarihin içine yerleştirmişlerdir. Bunu sinema diliyle söylersek yazarların ataları sadece figüran değillerdir. Bazı durumlarda da önemli fiillerde bulunan yan oyunculardır. Bu durum tarihçinin anlatısına meşruiyet zeminini sağlayan bir alan da açar. Bu alan, anlatının öznesi olan yazar ile nesnesi arasından karşılıklı bir meşruiyet ilişkisine temel olur. İktidara yakın olmanın verdiği meşruiyet ile tarihçinin ailesinden tevarüs edilen bilginin sahihliği karşılıklı olarak kendini teyit eder.

(1) Âşık Paşazade Osmanoğulları’nın Tarihi, s. 51, K Kitaplığı 2003.

(2) Halil İnalcık, Aşıkpaşazade Tarihi Nasıl Okunmalı?  s. 135, Söğüt’ten İstanbul’a, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu Üzerine Tartışmalar, İmge Kitabevi Yayınları. Halil İnalcık’ın makalesi, Aşıkpaşazade tarihinin siyasi ve iktisadi bağlamda arşiv belgelerini de kullanarak nasıl okunacağına dair kısa fakat çok güzel bir çalışmadır.

(3)  Evliya Çelebi, Seyahatname c.1., s 36 , YKY 2006

(4)  Evliya Çelebi, Seyahatname c.1., s 38 , YKY 2006

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.