Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

2022’de devlet-mafya-siyaset üçgeninde yaşananlar: Cinayetler, yakalanan mafya liderleri ve yeni ifşalar

Sedat Peker’in geçen yılın mayıs ayında yaptığı ifşalar ve ortaya koyduğu iddialar mafya, çete, devlet ve siyaset ilişkisinin sürekliliğini gözler önüne serdi. Peker’in anlattıklarıyla beraber kamuoyunun mafya hesaplaşmalarına ilgisi de arttı. 2022 de bir önceki yıl gibi çok sayıda yeni iddianın ortaya atıldığı ve ses getiren cinayetlerin işlendiği bir yıl oldu.

  • Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayeti 

2022 yılı ses getiren bir cinayetle başladı. Beşiktaş’ın eski yöneticilerinden avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu, 26 Ocak gecesi, Bakırköy’de sahibi olduğu Cundalı Lokantası’nda kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı. 42 yaşındaki Mahmutyazıcıoğlu saldırıda hayatını kaybetti. 

Aynı lokantada beş sene önce Naci Şerifi Zindaşti ile davalık olan Orhan Ünğan’ın avukatı Kudbedin Kaya da öldürülmüştü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından cinayetten bir gün sonra yapılan açıklamada, “Drej Ali” lakaplı Ali Yasak’ın da olay yerinde olduğu belirtilirken, cinayeti Ali Yasak’ın yeğeni Kadir Yasak’ın işlediği öne sürüldü. Ali Yasak ise restorandaki kişinin yıllardır görüşmediği yeğeni Kadir Yasak olduğunu, iki yeğenini de dört yıldır görmediğini, kendisinin olay yerinde bulunmadığını, aynı ismi taşıyan yeğeni nedeniyle yanlış anlaşılma yaşandığını söyledi.

https://twitter.com/yazicioglusafak/status/1273683669576712193?s=20&t=pzLPuv07JgQyxru4cpjtKQ

Cinayetin davası Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülüyor. İddianamede, 19 sanığın 10’u hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.

  • Halil Falyalı cinayeti

Türkiye sınırları içinde olmasa da Türkiye kamuoyunun oldukça yakından tanıdığı bir ismin silahlı saldırı sonucu öldürülmesi de uzun süre tartışıldı. Sedat Peker’in iddialarıyla gündeme gelen kumarhane işletmecisi Halil Falyalı, 8 Şubat’ta KKTC’de öldürüldü. 

Cinayetle ilgili 14 Şubat’ta yapılan aramalarda olay yerinin yaklaşık bir kilometre batısındaki dere yatağına atılmış iki adet kalaşnikof, bu silahlara ait dört şarjör ve 39 mermi ile 9 milimetre çapında tabanca, tabancaya ait şarjör ve 13 mermi bulundu. Balistik incelemelerde bu silahların olayda kullanıldığı saptandı.

Halil Falyalı’nın ismi, Sedat Peker’in iddialarıyla gündeme geldi ancak Falyalı, 2016 yılından beri ABD’de uluslararası para aklama ve uyuşturucu trafiği suçlamasıyla aranıyordu. Otel işletmeciliği ve kumarhane yöneticiliği yapan Falyalı, Kıbrıs’taki beş yıldızlı Les Ambassadeurs Hotel & Casino’nun sahibi ve iddialara göre Kuzey Kıbrıs’taki 40 milyon poundluk kumar pazarının hakimiydi. 

İZLEYİN: Ahmet Şık anlatıyor | Tüm yönleriyle Halil Falyalı cinayeti

Sedat Peker’in iddiaları 

Sedat Peker’in iddialarına göre Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım ve eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, uyuşturucu ticaretinin merkezinde yer alıyor ve bu uyuşturucu ağının para trafiğinin Kıbrıs’taki dolaşımı Halil Falyalı üzerinden dönüyordu:

“Kokain Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra, 30- 35 metrelik yatlarla uzun yolculuk yapabilen, 500 kilo, bir ton, iki ton kokainler o şekilde dağılır. Özellikle ama Suriye-Lazkiye üzerinden de yapılıyor. Para trafiği nasıl oluyor? Kıbrıs… Halil Falyalı… Tüm para trafiği buradan dönüyor. 20 sene önce hiçbir şeyi olmayan adam şu an Kıbrıs’ın sahibi.”

Sedat Peker’in iddialarının ardından Halil Falyalı’nın ünlü isimler, siyasetçiler ve 1978’de Bahçelievler katliamında Türkiye İşçi Partisi üyesi gençleri öldürenlerden Haluk Kırcı ile de fotoğrafları ortaya çıkmıştı.

  • Söylemez Kardeşler tutuklandı

Falyalı’nın öldürülmesine ilişkin 21 Şubat’ta İstanbul’da sekiz kişi gözaltına alındı. Susurluk skandalından beri isimleri pek çok olaya karışan Mustafa Söylemez ve ağabeyi Mehmet Faysal Söylemez, Halil Falyalı cinayetine ilişkin soruşturmada tutuklandı.

Susurluk skandalının ardından TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonun raporunda “Söylemez Kardeşler çetesi” olarak geçen Mustafa Söylemez ve Faysal Söylemez’in adı o yıllardan bu yana cinayet, rüşvet, haraç alma gibi pek çok olaya karıştı. Söylemez Kardeşler çetesinin 10 yıl boyunca firari olarak aranan lideri Mehmet Sena Söylemez, 2016’da Ankara-Sincan’daki bir otelde organize şube ekipleri tarafından yakalandı. Söylemez’in odasında sahte MİT kimliği de bulundu.

Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez

Falyalı cinayetinde, Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez’in de aralarında bulunduğu altı kişi hakkında iddianame hazırlandı. Söylemez Kardeşler hakkında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Falyalı cinayeti davası, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 

  • Erol Evcil tutuklandı

Suç örgütü lideri Erol Evcil (Eşrefoğlu), 4 Temmuz’da Ankara merkezli 29 ilde düzenlenen “Demir Yumruk” operasyonunda tutuklandı. Operasyonun, demir-çelik sektöründe sahte faturalarla kamuyu 25 milyar lira zarara uğratan firmalara yönelik olduğu belirtildi. 

Evcil, Ankara Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde, “Devleti dolandırma gibi bir niyetim yoktur. Benim sadece vergi borcum vardır” dedi. Alaattin Çakıcı’ya yakınlığıyla bilinen Evcil, iplik ticaretinde dönemin önde gelen ismi Nesim Malki’nin 1995’te öldürülmesiyle kamuoyunda tartışılmaya başladı. Cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Evcil, tutuklanarak cezaevine konulmuştu.

2012’de İstanbul’da yürütülen kara para aklama davasında da 740 milyon liralık varlığı akladığı tespit edilen Evcil, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tüm malvarlığına el konulan Evcil, 1 milyon 274 bin 990 TL para cezası ödemeye de mahkûm edildi. Hapis cezası kararı 2014’te Yargıtay tarafından onandı ancak malvarlığına el koyma kararı bozuldu. 

Evcil bu davadan 16 Nisan 2020’de tahliye oldu. Aynı günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen infaz düzenlemesi kapsamında uzun süredir hapiste bulunan Alaattin Çakıcı da tahliye edildi.

Erol Evcil

Erol Evcil hakkındaki iddianame ağustos sonunda tamamlandı. İddianamede, Evcil’in suç örgütünün kurucusu ve yöneticisi olduğu belirtildi. Anne ve babası ile kardeşinin de sanık olarak yer aldığı iddianamede, Evcil’in kamuyu 3 milyar 955 milyon lira zarara uğrattığı öne sürüldü. Evcil hakkında 26 yıl yedi aya kadar hapis cezası talep edildi. Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın ilk duruşması 23 Kasım’da yapıldı. 

  • Sarallar operasyonu

Evcil’in tutuklanmasından kısa süre sonra bu kez Sarallar operasyonu düzenlendi. 122 kişinin gözaltına alındığı Sarallar operasyonunda 46 kişi 8 Temmuz’da tutuklandı. Tutuklanan isimler arasında MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Şahin Gürz, MHP Şişli İlçe Başkan Yardımcısı Aziz Zengin, Trabzon Platformu Başkanı Ahmet Köksal Öztürk ve Acar Şirketler Grubu’nun sahibi Erdal Acar da yer aldı.

  • Nejat Daş önce tutuklandı sonra tahliye edildi

Büyük çaplı bir başka operasyon ise eylül ayında düzenlendi. Kamuoyunda “Bataklık” adı verilen operasyonda Çetin Gören ile Nejat Daş’ın da aralarında bulunduğu 67 kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Ancak 8 Eylül’de Daş ve Gören dahil sekiz tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi ve davada tutuklu sanık kalmadı. 

“Suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama ve uyuşturucu ticareti” suçlamasıyla yargılanan sanıkların davası Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. İddianamede Daş ve Gören’in 60’ar kez “zincirleme olarak suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklamak” suçundan 450’şer yıldan bin 470’er yıla kadar, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmaktan” ise beşer yıldan 12’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. 

Daş ve “Kısmetim 1” gemisi

Nejat Daş’ın ismini Türkiye kamuoyu ilk kez 1992’de duymuştu. Pakistan’dan kalkan “Kısmetim 1” isimli gemi, Türkiye ve ABD’nin ortak operasyonunda çevrelenmiş ancak 3 tondan fazla baz morfin taşıdığı öne sürülen gemi, Güney Kıbrıs açıklarında batırılmıştı. Geminin, armatör Osman Ayanoğlu’nun kızı Derya Ayanaoğlu’na ait olduğu ortaya çıkarken uyuşturucu sevkiyatının arkasında Ayanoğlu’nun sevgilisi Nejat Daş ve babası Şeyhmuz Daş’ın olduğu iddia edilmişti. Olayın ardından Şeyhmus Daş, Drej Ali’nin kardeşinin düğününe giderken öldürülmüştü.

Bataklık Operasyonu’nun bir diğer ismi Çetin Gören ise Interpol tarafından kırmızı bültenle aranıyordu. 2016’da Hollanda’da Rotterdam mahkemesinin verdiği ev hapsi cezasını çekeken firar etmişti.  

  • Salifov’un adamları Ukrayna’da yakalandı

Sedat Peker’in iddialarında geçmesinin ardından Nadir Salifov’un ismi Türkiye’de geniş kitlelerce duyuldu. Lotu Quli lakabıyla bilinen Azerbaycan uyruklu Nadir Salifov için Süleyman Soylu, “dünyanın en büyük 12 mafyasından biri” demişti. Salifov, yakın koruması Khayn Zeyralov tarafından 19 Ağustos 2020’de Antalya’da öldürülmüştü.

Salifov’un, yakalanmadan önce Türkiye’ye neden ve nasıl geldiği hakkındaki en tartışmalı iddiayı Sedat Peker ortaya atmıştı. İşin içinde “derin devletin başı” dediği eski Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın olduğunu öne süren Peker, Ağar’ın Salifov’u Mübariz Mansimov’u öldürmesi için Türkiye’ye getirttiğini söylemişti. Ağar’ın amacının Bodrum’daki Yalıkavak Marina’ya “çökmek” olduğunu belirten Peker, bu yüzden Marina’nın sahibi Mübariz Mansimov’u öldürtmek istediğini iddia etmişti.  

Sedat Peker ve Nadir Salifov

Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU), 3 Ağustos’ta Lotu Quli’nin kardeşi Namık Salifov’un emri altında çalışan kişilerin Odessa’da yakalandıklarını açıkladı. 

  • Sezgin Baran Korkmaz ABD’ye iade edildi

Son yıllarda ismini en çok duyduğumuz iş insanlarından biri Sezgin Baran Korkmaz. 2020 sonunda yurtdışına çıkan Korkmaz hakkında çok sayıda iddia basına yansıdı. Hakkında en çok tartışılan iddiayı ortaya atan yine Sedat Peker’di. Peker’in iddialarına göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Korkmaz’ı 5 Aralık 2020’de makamına çağırarak bir iş insanından (İnan Kıraç olduğu düşünülüyor) alacağı 45 milyon dolardan vazgeçerek yurtdışına çıkmasını söyledi. 

Sezgin Baran Korkmaz, eski iş ortakları Kingston kardeşler ve Lev Dermen’in ABD Hazinesi’ni dolandırarak elde ettikleri yaklaşık 511 milyon doların 133 milyon dolarını aklamakla suçlanıyor. 2018’de tutuklanan Kingston kardeşler, 21 Temmuz 2019’da suçlarını itiraf edip ABD Hazinesi’ni dolandırarak elde ettikleri söz konusu paranın bir kısmını Korkmaz’ın şirketleri üzerinden Türkiye’de akladıklarını söyledi. Bunun üzerine Utah Eyaleti Federal Savcılığı, Korkmaz hakkında iddianame hazırladı.

2021’de Avusturya’da yakalanan Korkmaz, 15 Temmuz’da ABD’ye iade edildi. Toplam 225 yıl hapis cezası talebiyle yargılanan Korkmaz’ın jürili seri duruşmaları 30 Ekim 2023’te başlayacak ve üç hafta sürecek. 

  • Emre Olur yakalandı

Bu yıl içinde yaşanan bir başka önemli gelişme ise Sedat Peker’in “basın danışmanı” olarak bilinen Emre Olur’un yakalanarak Türkiye’ye getirilmesiydi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında. 23 Mayıs 2021’de Kuzey Makedonya’ya giden Emre Olur’un 12 Eylül 2022’de’de Arnavutluk’un başkenti Tiran’dan Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’ye gittiği belirtildi. Abu Dabi’de oturum işlemleri için başvuru yapan Olur, BAE makamları tarafından sınır dışı edildi.

17 Eylül sabahı Arnavutluk polisi tarafından gözaltına alınan Olur, 18 Eylül’de Türkiye’ye getirilerek İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ekiplerine teslim edildi. Medyascope’a konuşan Olur’un Arnavutluk’taki avukatı Arben Llangozi, 17 Eylül’de Arnavutluk’a sığınma talebini ilettiklerini ancak müvekkilinin bu talebe hiçbir yanıt gelmeden sınır dışı edildiğini söyledi. Medyascope’un ulaştığı başvuru belgesinde Olur’un “Sınır dışı edilmem hayatımı tehlikeye sokabilir” ifadesi yer aldı. 

  • Peker’in SPK ifşaları

Sedat Peker’in gündemi en çok sarsan ve en çok somut karşılık bulan ifşası da bu yıl içinde geldi. Peker, ağustos sonunda SPK yönetimine ilişkin oldukça önemli bir iddiada bulundu. “Deli Çavuş” adlı Twitter hesabında Sedat Peker, eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun, Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den sorunlarının çözümü için 12 milyon Türk Lirası rüşvet istediğini iddia etti.

Cumhurbaşkanı danışmanlarının da içinde bulunduğu bir çarktan bahseden Sedat Peker, danışmanlardan Serkan Taranoğlu’nun Mine Tozlu Sineren ve eşi İbrahim Sineren’le Ankara’daki Sheraton Otel’de ve Next Level’daki danışmanlık şirketinde görüştüğünü, Taranoğlu’nun Sineren’den 200 bin lira istediğini ve “Ben senin işini çözeceğim” dediğini iddia etti. Peker bu iddiasını, ikili arasında geçtiği ileri sürülen WhatsApp mesajlaşmalarına dayandırdı.

Yayımlanan mesajlarda Serkan Taranoğlu’nun kamuoyuyla paylaşılan mesajlarından birinde Erdoğan’ın bir başka danışmanı Korkmaz Karaca’nın da ismi geçiyordu. Serkan Taranoğlu’nun yatırımcı Mine Tozlu Sineren’e “Korkmaz Karaca isimli Cumhurbaşkanı Danışmanı da sorununuzu halletmek için sizinle temas kurmak istiyor, sakın onunla temasa geçmeyin sizden çok para ister” dediği öne sürüldü.

İddialar bir “istifa” bir de “görevden alma” getirdi

İddiaların ardından Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi Ünsal Ban yakalandı. Bazı muhalefet partileri Peker’in iddiaların araştırılması için savcılığa başvurarak kamu davası açılmasını talep etti. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelikleri bulunan ve AKP Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı yapan Korkmaz Karaca, sosyal medya hesabından yaptığı iki ayrı istifa açıklamasında üç görevinden de istifa ettiğini duyurdu. 

Erdoğan’ın, danışmanı Serkan Taranoğlu’nu görevden aldığını 1 Eylül’deki MYK toplantısında partililere duyurduğu belirtildi. Sonraki süreçte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarında adı geçen ve Marka Yatırım Holding şirketinin sahibi Mine Tozlu Sineren’in açıklamaları ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) iddialarının araştırılması talimatını verdi.

Peker’e “dijital tecrit”

Peker’in bu iddialarının ardından başka bir paylaşım gelmedi. BAE yetkililerinin Peker’e resmi olmayan yollardan bir daha paylaşımda bulunması halinde sınır dışı edileceğini aktardıkları basına yansıdı. Peker’e “dijital tecrit” uygulanırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 29 Kasım’da BAE’ye giderek Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Al Nahyan ile görüşmesi, Peker’in iadesinin iki ülke arasında konuşulduğu ihtimalini akıllara getirdi. Sedat Peker, 3 Eylül’den beri Twitter üzerinden herhangi bir paylaşım yapmadı.

  • Skaljari’nin lideri öldürüldü

9 Eylül’de Türkiye’de öldürülen yabancı uyruklu mafya liderleri listesine bir isim daha eklendi. Süleyman Soylu’nun “Balkanlar’ın en büyük mafyası” diye nitelediği “Skaljari” ismiyle bilinen çetenin lideri Jovica Vukotic, 9 Eylül’de İstanbul-Şişli’de bir otomobilde sevgilisi ve çocuklarıyla beraber seyir halindeyken uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti.

Vukotic’in, 2003’te suikast sonucu öldürülen Sırbistan Başbakanı Zoran Cincic’in katil zanlısı Luka Bojovic ile yakın ilişkisi olduğu iddia ediliyordu. Bakan Soylu, geçen sene katıldığı bir televizyon programında isim vermeden Vukotic’in Antalya’da yakalandığını ve sınır dışı edildiğini açıklamıştı: “Bütün Balkanlar’ın en büyük mafyasının Türkiye’de olduğu söylendi. Skaljari suç örgütü Balkanlar’da bir numaradır. Devletler korkar. Liderini Antalya’da yakaladık. Kafasına çuval geçirdik ve teslim ettik.” Vukotic hakkında yaklaşık bir sene önce Interpol tarafından kırmızı bülten çıkarılmıştı.

  • Sarıyer’de yakalanan çete lideri

Bir başka Sırp çete lideri Zeljko Bojanic ise 6 Kasım’da İstanbul-Sarıyer’deki bir villada gözaltına alındı. Bojanic’in evinin bahçesinin kazıldığı görüntüler de gündemde kendisine yer buldu. Interpol’ün kırmızı bültenle aradığı Bojanic’in 2014’ten beri Türkiye’de yaşadığı ortaya çıktı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada “Organize suç örgütü üyesi yabancı uyruklu Z. B. isimli şahsın, J. A. B. adına düzenlenmiş sahte Kuzey Makedonya pasaportu ile ülkemize geldiği ve ilimizde bulunduğu tespit edilmiştir. Başlatılan çalışmalar neticesinde adı geçen şahıs 04.11.2022 tarihinde Sarıyer ilçesinde yapılan operasyonda yakalanmıştır. İkamette yapılan aramada; sahte kimlik, pasaport ve dijital materyal ele geçirilmiştir” denildi. 

https://twitter.com/istanbul_EGM/status/1589514049473372166?s=20&t=avPKDNY5rK7u_PWzdHcMNw
  • Levent Göktaş yakalandı

Necip Hablemitoğlu suikastı zanlılarından emekli Albay Levent Göktaş, 16 Aralık’ta Bulgaristan’dan Türkiye’ye getirildi. 8 Haziran’da gözaltı kararı çıkarıldıktan sonra yurtdışına kaçan Göktaş için kırmızı bülten çıkarılmış, Göktaş 2 Eylül’de Bulgaristan’da yakalanmıştı. Türkiye’nin iade talebini Bulgaristan’daki Hasköy Bölge Mahkemesi 29 Kasım’da reddetse de Filibe İstinaf Mahkemesi Göktaş’ın Türkiye’ye iade edilmesine karar verdi.

24 Temmuz’da Levent Göktaş adına açılan Twitter hesabından bazı paylaşımlar yapılmasının ardından avukat Hüseyin Ersöz, hesabı kullanan kişinin Levent Göktaş olmadığını açıklamıştı. Göktaş’ın avukatı Ersöz, Göktaş’ın ailesiyle birlikte hesabın kapatılması için başvuruda bulunduklarını duyurmuştu. Bunun üzerine söz konusu Twitter hesabı kapatılmıştı.

Twitter hesabı karmaşası ve Peker’in iddiaları

Twitter üzerinden paylaşımlarda bulunan Sedat Peker ise hesabın Göktaş’a ait olduğunu ve bir telefon trafiği sonrasında hesabı kendisinin kapattırdığını belirtmişti. O tarihten sonra da Levent Göktaş hakkındaki iddialarına devam eden Peker, Göktaş’ın kaçış görüntülerinin kendisinde bulunduğunu iddia etmişti. Hakkında gözaltı kararı verilen Göktaş’ın evine polislerin 8 Haziran günü saat 07:30’da gittiklarini ve Göktaş’a “adeta kaçması için zaman tanıdıklarını” belirten Peker, “Bu görüntülerin kopyasına sitedeki arkadaşlardan ulaştım, bir kopyası bende var. Şu an yayınlamamamın sebebi devam eden tahkikata zarar vermemek. Eğer ki polis arkadaşlar bu görüntüleri dosyaya eklemezlerse vakti geldiğinde ben yayınlayıp herkese göstereceğim” demişti.

Levent Göktaş’ın da sanıklar arasında yer aldığı Hablemitoğlu iddianamesi 22 Kasım’da kabul edildi. Akademisyen ve yazar Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık 2002’de öldürüldüğü suikastın iddianamesinde, Levent Göktaş hakkında “Maktul Necip Hablemitoğlu’nu Nuri Gökhan Bozkır’a takip ettirmek, cinayet öncesinde olay yerine ilişkin keşif yaptırmak, şüpheli Fikret Emek ve Tarkan Mumcuoğlu’na maktul Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi talimatını vermek ve öldürtmek” suçlamalarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Savcı, Göktaş’ın ayrıca suç örgütü kurmak suçundan da ceza almasını istedi.

Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi, Necip Hablemitoğlu suikastı için “görevsizlik kararı” vererek cinayetin FETÖ’nün hedefleri ve talimatı doğrultusunda işlendiğini, bu yüzden yargılamanın terör mahkemesi tarafından yapılmasını istemişti. Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesi, başsavcılığın itirazını reddetti. Göktaş’ın da aralarında bulunduğu 10 sanık, terör mahkemesi tarafından yargılanacak. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.