Malcolm Gladwell’in 2013’te çıkan ve en çok satanlar listesinde haftalarca zirvede kalan kitabında, hepimizin aşina olduğu Davut ve Golyat hikayesinde ezberleri bozmuştur. Gladwell’e göre, güçsüzün güçlüyü yendiği bir metafor olması beklenen ve tarihi bir olaya da öykünen hikâyenin, ana kahramanı çoban Davut, aslında düşündüğümüz kadar güçsüz biri değil, kesesinde sapanı bulunan bir antik savaş dönemi atıcısıydı. Ela Vadisi’ndeki baryum sülfat içeren ve normalden iki kat fazla yoğun taşlar, doğru bir teknikle fırlatıldığında, günümüzdeki silahların tahribat gücüne sahipti. Kazanan taraf güçlü gözüken dev Golyat değil, taktiksel olarak üstün olan çoban Davut olmuştu.
UEFA Şampiyonlar Ligi finalindeki, Davut (Inter) ve Golyat (Manchester City) hikayesi, modern zamana yaraşır şekilde devin (Golyat) kazanması ile sonlandı. Artık sapan ile atılacak taşların devlere karşı bir etkisi kalmadı. Devleri dev yapan olgu, fiziksel kuvvet ile birlikte taktiksel meziyetlerin birleşimi ile ortaya çıkan dominasyona dönüştü.
Dev olarak gördüğümüz Manchester City, buraya İngiltere Premier Lig şampiyonluğu apoleti ile geldi. Fakat tarihsel tek eksikleri olan UEFA Şampiyonlar Ligi, hocaları deli/dahi Pep Guardiola’nın da en büyük takıntısı. Diğer yandan aslında gayet kuvvetli silahlara sahip olan Inter ise futbol romantikleri tarafından finalin zayıf halkası görülüyordu.
Normal şartlarda İngiltere temsilcisinin %60-65 bandındaki top sahip olmalarına alışığız fakat Inter’in hocası Inzaghi’nin Milan karşısında yarı finalde turu getiren Mkhitaryan yerine arkaya yaslanan oyun kurucu Brozovic tercihi, İtalya temsilcisinin topa sahip olma oranını arttırmadı. Lakin Inter’in geçiş hücumlarındaki keskinliğine katkı sağladı. İlk 25 dakikada Brozovic’in %94 pas isabeti ile oynaması da Inter’in hücum varyasyonlarını arttırdı.
Manchester City’nin sezon başındaki Haaland transferi aslında tam da bu maçlar düşünülerek yapıldı. Çünkü City tüm maç oyuna hükmetse de sanki ucu kör bir bıçak gibi, rakibini bitirecek darbeyi özellikle de Şampiyonlar Ligi seviyesinde indiremiyordu. Haaland’ın 27. dakikada ceza sahası solunda çektiği şut da bu transferdeki beklentinin karşılığıydı. Fakat bu sezon Devler Ligi’nin en çok top kurtaran kalecisi Onana yaptığı kurtarışla takımını hayatta tuttu.
Müsabakanın kırılma anı 36. dakikada takımın en yaratıcı ismi Kevin De Bruyne’nin çıkmasıydı. Phil Foden her ne kadar City’nin ileri hattına hareketlilik getirse de pas kanallarındaki kaliteyi düşürdü. İlk yarının 0-0 bitmesinden çok City’nin sadece %60 topa sahip olması aslında Guardiola sisteminin akmadığının göstergesiydi. Yine ilk yarıdaki City lehine 0.36’ya 0.21 gol beklentisi de Inter’in savunmadaki kompaklığının mükafatıydı.
Inter tarafında ilk yarıda en çok aksayan isim ise Hakan Çalhanoğlu’ydu. Brozovic’in arkalarını topladığı orta sahaya Barella ile yaratıcılık katamadılar ve topu Dzeko-Martinez ikilisine aktaramadılar. Fakat yine de Inter diyagonal paslar ile oyunu bekleri üzerinden genişlettiği durumlarda pozisyon yaratmayı başardı.
City gol bulamadıkça, savunma hattını orta saha çizgisine kadar yaklaştırdı. Bu noktada maç boyunca tempoya ayak uydurmakta zorlanan Dzeko yerine Lukaku’nun girmesi de Inter’in ilk defa sete yerleşmesine olanak sağladı. Fakat 68’de gelen Rodri’nin golü ile daha fazla risk alan bir Inter izlemeye başladık. Hemen yenilen golün ardından Di Marco ile İtalya temsilcisinin direkten dönen topu hikâyenin sonunu getirdi. Inter’de teknik direktör Simone Inzaghi’nin Bastoni’yi çıkarıp Gosens’i almasıyla 3’lü savunmadan 4’lü savunmaya dönüşü, sahayı genişletme konusunda yetersiz kaldı. Lukaku’nun son dakikalarda altı pasın içinden kaçırdığı gol ise oyuncunun Türkiye ligleri habercisi gibiydi.
2005’te Liverpool mucizesinin yazıldığı yer olan İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu, Davut ile Golyat’ın amansız mücadelesinin son perdesine de ev sahipliği yaptı. Fakat artık tüm modernleşen olgulardaki tokat gibi yüzümüze vuran gerçekler, devleri yıkmak için sadece sapan ve özel taşlar yetmediğini gösteriyor. Manchester City’nin sezon boyunca kurduğu dominasyonu, fiziksel üstünlüğün, deli/dahi hoca Guardiola’nın oluşturduğu taktiksel çözümler ile birleşmesi yarattı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.