Türkiye’de Türk milliyetçilerinin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentlerinde aday çıkaramama garabeti son bulmuştur. 2017 yılında kurulan ve kuruluşunda karınca kararınca nasibimin olduğu İYİ Parti, 2023 yılında rüştünü ispat etmiş ve Türk milletine “Ben buradayım” demiştir. Parti, “Milletin rızasını arama ve alma” seferine çıkmıştır. Yolu açık olsun!
Bu kutlu yolda İYİ Parti’nin yanında olmak, İYİ Parti’ye sahip çıkmak millete sahip çıkmaktır. Zira İYİ Parti’nin bu hamlesi yerel seçimlerin ötesinde, onu çokça aşan bir anlam ve öneme sahiptir. İYİ Parti, siyaseti bloke eden, siyaseti öldüren AKP-MHP işbirliğine meydan okumuştur. Meral Akşener ve arkadaşları Türkiye’nin normalleşmesi için taşın altına ellerini değil gövdelerini koymuşlardır.
İYİ Parti milletin kutuplaştırılıp, ayrıştırılarak birbirine düşürülmesine ve birilerinin sefası uğruna milyonların sefalete sürüklenmesine başkaldırmıştır! İYİ Parti milli iradeyi, yurttaşların coşkun milli-dini duygularını suistimal veya geçmişte yaşadığı acıları istismar ederek gasp etmeye çalışanlara dur demiştir. İYİ Parti, milletin hakkını yedirmem demiştir!
İYİ Parti yetimi korumaya, yoksulla beraber olmaya azmettiğini beyan ederek dindar-seküler; Sünni-Alevi, Türk-Kürt-Çerkes fark etmeksizin topyekûn milletin rızasına talip olmuştur. Halksız siyasete dur demiş, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara rest çekmiştir.
İYİ Parti’nin bir asabiyet üzerine 2017 yılında başlayan doğumu, uzun ve sancılı süreçlerden sonra nihayet milli iradeden yana koyduğu tavırla 6 yıl sonra bugün itibarıyla gerçekleşmiştir. Millet artık sahipsiz değildir. Onların rızasını arayan bir parti zuhur etmiştir. Vatana ve millete hayırlı olsun!
İYİ Parti’nin muhatabı artık AKP, MHP, HEDEP veya CHP değildir. Sözünü doğrudan millete söyleyecek, ittifakı doğrudan milletle yapacaktır. Partinin artık tek rakibi kendisidir. Millet samimiyeti görür, millet halinden anlayanın yoldaşı olur, millet kendisine olan teveccühü karşılıksız bırakmaz. Bu millet cefakârdır, kendisine doğru bir adım atana kendisi bin adım atar.
Recep Tayyip Erdoğan’ın yegâne kutsalı “kazanmaktır”. Demokrasinin kendisine kazandıracağına inanıyorsa dünyanın en özgürlükçü demokratı; otoriterliğin kendisine kazandıracağına inanıyorsa dünyanın en zorba diktatörü olur. Onun için milletin hakkı ve devletin menfaati sadece kazanmasına hizmet ettiği ölçüde muteberdir. Erdoğan’ın aAyaklarının altına aldığı milliyetçilik ve milliyetçilerle” ittifakı da kendisine kazandırdığı sürece devam edecektir. İşte İYİ Parti buna dur diyecek çıkışı yapmıştır.
Birilerinin kazanıp milletin kaybedeceği işbirlikleri yapmak yerine varsın birileri kaybetsin yeter ki kazanan millet olsun şiarı ile hareket edilmiştir. Zora; bela ve musibetlerle dolu ama kutlu olan yola baş koyulmuştur.
Millet, şair Abdurrahim Karakoç’un dizelerinde dile geldiği gibi “isyanlı bir sükût” içerisinde. Millete siyaset lazım. Millete Yunus Emre’nin dediği gibi, “Ağyar dahi yar bize, kamu alem bir bize” diyecek ve her bir yurttaşın reyine, o reyin şahsı manevisine sahip çıkacak bir söz lazım.
Eğer İYİ Parti bu siyaseti yapabilir, bu sözü söyleyebilirse; Türkiye bu cendereden çıkar. Türk milliyetçiliği devletin kulu olmak veya halk dalkavukluğu yapmak değil milletin rızasını aramaktır. Bu yolculukta esasında İYİ Parti’ye değil de doğrudan millete hizmet edeceğinin idrakinde milyonlarca Türk milliyetçisi tarihin akışını değiştirmeye çalışacak ve milleti içine düştüğü açmazdan kurtarmaya azmedecektir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.