Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gültan Kışanak: “Erbakan, Öcalan’a çözüm için mektup gönderdi, sonra da 28 Şubat darbesi yapıldı”

Kobani davasında esasa ilişkin savunma yapan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak, “Necmettin Erbakan, PKK lideri Öcalan’a mektup göndermiş biridir, bunu herkes biliyor fakat o çözüm için mektup gönderdiğinde bombalar patladı. Sonra da Şubat Darbesi yapıldı” diye konuştu.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem eş genel başkanlarıyla Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının duruşması, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

“Rahmetli Özal bu işi çözmeye kalktığında bedeli ölüm”

HDP Basın Bürosu’nun davayla ilgili basınla paylaştığı metne göre 17 Ocak’ta beyanlarını sürdüren Kışanak, şöyle konuştu:

“90’lardan bu yana olanlara tanığız, yaşadık, biliyoruz. Rahmetli Özal bu işi çözmeye kalktığında bedeli ölüm. Buna Eşref Bitlis de dahil ve o dönem neler yaşandığını bu devletin arşivleri şeffaf bir şekilde açıldığında ortaya çıkacaktır. 93’te gördüğümüz en ciddi süreçler yaşandı ve sonuçlanmaya en yakın süreçti fakat heba edildi. Bir taraftan silahsız 33 asker vuruldu bir taraftan Eşref Bitlis’in uçağı şüpheli bir şekilde düştü öldü, Özal’ın sis perdesi hala kalkmadı.”

“Oslo’da görüşmeler yapılırken burada partinin bütün yöneticileri, üyeleri, kadınları, yerel yönetimlerdekiler absürt suçlamalarla tutuklandı”

“Rahmetli Erbakan, PKK Lideri Öcalan’a mektup göndermiş biridir, bunu herkes biliyor fakat o çözüm için mektup gönderdiğinde bombalar patladı. Sonra da Şubat Darbesi yapıldı. İşte bu devletin derin yapısındaki kavgadır. Onun için 28 Şubat Darbesi’ni manşete atıp gazete çıkardılar. Bunların farkındayız. Son çözüm süreci başladığında, ben niyet okumuyorum birileri gibi en nihayetinde bir diyalog süreci vardı. Oslo’da görüşmeler yapılırken burada çeşitli operasyonlar adı altında partinin bütün yöneticileri, üyeleri, kadınları, yerel yönetimlerdekiler absürt suçlamalarla tutuklandı. Buna rağmen diyalog kesilmedi. Şu an internette Hakan Fidan ve Oslo görüşmelerinin nereden, nasıl sızdırıldığına, sürecin nasıl provoke edildiğine dair çok ayrıntılı bilgiler var.

Yeniden bir çözüm ve diyalog ortaya çıktı, bizler çalışmalara başladık. Paris’te üç Kürt kadın katledildi. ‘Silahları arkada bırakabiliriz’ mesajı vermek için Habur’dan gelenler 24 saat kasıtlı olarak bekletilip insanların ‘Acaba bunlar tutuklanacak mı?’ diye kaygıya kapılmasına ve gösterilerin gelişmesine neden oldular. Yoksa o insanlar sessiz sakin bir şekilde gelecekti, yok ne gösteri olacaktı ne de Türkiye’nin batısı tahrik olur diye bir gündem olmayacaktı çünkü gelecek kişilerin daha önce hakkında bir soruşturma yok bir tutuklama kararı olmadığına dair çalışma yapılmıştı. Her şey bu kadar konuşulmuş kararlaştırılmıştı. Bu işi çözebiliriz, silahlara veda edebiliriz mesajı vermek, bu mesajı güçlendirmek ve çözüm sürecini ilerletmek için yapılmıştı ama ona da tahammül etmediler. 200 yıllık sorun, bir yanıyla devletin Kürtlerle çatışması bir yanıyla kendi içindeki çatışmasıdır.”

“Kobani olaylarındaki provokasyonu tertipleyenler 2014 yılında hükümetin ‘çöktürme eylem planı’nı da uyguladılar”

“İşte Kobani olaylarındaki provokasyonu tertipleyenler 2014 yılında hükümetin ‘çöktürme eylem planı’nı da uyguladılar. Bunu yapmazsak aman aman isyan çıkacak, bunu yerine koydular. Artık iktidar çözüm sürecine sahip çıkamaz hale geldi. 7 Haziran seçimlerinde de istediği sonucu da alamayan iktidar her şeyi dağıtarak başladılar kumpaslara. Arkasından bütün samimiyetimizle anlattık, hendek ve barikat dediğimiz meseleler bu kadar büyük ağır tahribatlar yaşanmadan çözülebilecekken bilerek ve isteyerek kasıtlı olarak darbeciler tarafından uzatıldı, büyütüldü, kentlerimiz yıkılıp yakıldı, insanlarımız yaşamlarını yitirdi. Bu ülkede çözüm karşıtı güçlerin bu kadar etkin olması gözümüzü korkutuyor ama dün de söyledim korku insanın en büyük zaafıdır, bununla baş etmeyi başaramazsak hiçbir şeyi çözemeyiz. Onun için bu korkuyu yenmek ve devlet içindeki asıl bu farklı yaklaşımlarla yüzleşmek zorundayız çünkü bu meseleleri başka bir noktaya getiriyor. Bu açıdan çözümden yana bir devlet aklının ortaya çıkması lazım.” 

“Bu salonda olmamızın tek nedeni Kürt sorunu”

“Bir kez sorunun varlığını kabul edeceğiz. Bir sorunumuz var, yokmuş gibi davranmaktan vazgeçeceğiz artık. Hani Erdoğan çözüm sürecini buzdolabına kaldırdıktan sonra Rusya dönüşü ‘düşünmezseniz yoktur’ demişti ya böyle olmuyor. Var. Bizim bugün bu mahkemede olmamızın bir tek nedeni var, Kürt sorunu.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.