Milletvekilliği düşürülen Can Atalay için adliyede eylem: “Hatay halkının bir milletvekili tutsaksa, bu hepimizin sorumluluğudur”

İstanbul Adliyesi’nde milletvekilliği düşürülen Can Atalay için eylem düzenlendi. Can Atalay’ın meslektaşları ve arkadaşlarının çağrısıyla düzenlenen açıklamaya pek çok avukat, hak savunucusu ve Atalay’ın ailesi katıldı. Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, Özlem Zengin’e, “O koltuğu korumak için bunları söylemeye utanmadı mı?” diye sordu.

Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde avukatlar eylem yaptı.

Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “Yargıtay’ın Atalay kararının okunması Anayasa’ya uygun bir eylemdir” sözlerini eleştirerek, “O koltuğu korumak için bunları söylemeye utanmadı mı? Korkmuyoruz, itaat etmiyoruz! Can’ın en ufak bir suçu yok!” dedi.

Can Atalay’ın arkadaşı gazeteci Timur Soykan, “Beton altında göz göre göre o insanların ölmesine neden olmuş, o insanları ölüme mahkum etmiş, imar aflarını çıkaranlar mı suçlu, o halkın seçilmiş milletvekili, onların haklarını savunacak adaleti savunacak Can Atalay mı suçlu?” diye sordu.

Can Atalay’ın suçlu olmadığını vurgulayan Timur Soykan, şöyle devam etti:

“En son söylememiz gereken bir şey var: Bu halkın iradesini temsil eden, Meclis’te olması gereken, Meclis’te halkın halkları için, onların adaleti için mücadele etmesi gereken Can Atalay mı suçlu, o Meclis’in iradesini, halkın iradesini, milletin egemenliğini yok sayıp darbe yapanlar mı suçlu?”

Avukat Alp Selek de eylemde söz aldı. Can Atalay’ı küçüklüğünden beri tanıyan Selek, Gezi Parkı protestolarının, Türkiye’nin en şerefli olayı olduğunu vurguladı, “Gezi’den dolayı tutuklandı Can. Gezi, bu halkın yaptığı en şerefli bir olaydı. Halk kendiliğinden Gezi’de doldu. Orası çok sevgi doluydu ki orası, sevgisiz insanlar orayı suç yaptılar. Bu yüzden Can suçlu değil. Can aslında en şerefli, halkın yaptığı Gezi Parkı’na katılan, yardım eden bir insandı. Bu yüzden, Gezi Parkı’na dahil olan herkes bu memleketin en şerefli insanlarıdır” dedi.

Avukat Akçay Taşçı, Can Atalay’ın hâlâ hapiste olmasını eleştirdi, “Eğer Can Atalay seçilmiş bir milletvekili olarak, eğer Hatay halkının bir milletvekili tutsaksa, esirse bu doğrudan ve doğrudan hepimizin sorumluluğudur, yüküdür” diye konuştu.

Ne oldu?

Can Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay Milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Can Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

Atalay’ın “yasama dokunulmazlığı” gerekçesiyle yaptığı başvuru 5 Ekim 2022’de AYM 2. Bölüm’de görüşüldü. Beş kişiden oluşan heyet, başvuruyu AYM Genel Kurul’a sevk etme kararı aldı. Kararda, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, AYM İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca Genel Kurul’a sevkine karar verildi” denildi.

AYM Genel Kurulu 12 Ekim 2022’de dosyayı görüşerek 25 Ekim 2022’ye erteledi. AYM 25 Ekim 2022’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. “Seçme ve seçilme hakkı”, “kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiği hükmedildi. Can Atalay’a 50 bin TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı 30 Ekim 2023‘te Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da 7 Kasım 2023’te AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği hak ihlali kararına ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” denildi.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini TBMM’ye gönderdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Yargıtay’ın kararını Meclis’te okumadı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Kasım 2023’te Yargıtay’dan yana tavır aldı. Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Yargıtay Başkanlığı konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, AYM’nin “hukuk sistemini kaosa sürükleyen kararlar aldığı” söylendi.

Atalay’ın avukatları, AYM kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kararın itiraza açık olmadığı gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına” hükmetti.

Türkiye’de Can Atalay kararı üzerinden Yargıtay-AYM krizi yaşandı.

Atalay’ın avukatları ikinci kez AYM’ye başvurdu. AYM ise 13 Aralık 2023’te Atalay’ın başvurusunu Genel Kurul’a sevk etti.

AYM Genel Kurulu kararı 21 Aralık 2023’te görüştü. Can Atalay’ın başvurusunu değerlendiren mahkeme, ikinci kez “hak ihlali” kararı verdi. Kısa karar yine 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İlk derece mahkeme ise gerekçeli kararı bekleyeceğini söyledi. AYM’nin gerekçeli kararı ise 27 Aralık 2023 Çarşamba gecesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

AYM, Atalay’ın, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi:

“Seçme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve bireysel başvuru hakkının ihlali edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna oybirliğiyle, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verildi.”

AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ve 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oyçokluğuyla karar verdi. Üye hakimler İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal bu karara karşı oy kullandı.

Kararda, AYM kararına uyulmaması eleştirildi:

“Somut olayda Anayasa Mahkemesi, başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlalini sonlandırması ve sonuçlarını ortadan kaldırması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden başvurucunun yeniden yargılamasına başlanmasını, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulmasını, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanmasını ve başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını kullanabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca yargılamanın durmasına karar verilmesini istemiştir. Buna rağmen mahkeme, usul hukukunda kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak ihlal kararının gereğini yerine getirmekten kaçınmış ve dosyayı Yargıtay 3.Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Daire de ‘Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına’ şeklinde Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir.”

13. Ağır Ceza Mahkemesi ise 27 Aralık 2023’te AYM kararını yine uygulamayıp dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında konunun, “Yargıtay ilgili ceza dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu” söylendi:

“Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili ceza dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili ceza dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiği, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanmak suretiyle başvuru yapıldığı, Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın mahkememize yeniden gönderildiği, belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 3 Ocak 2024’te bir kez daha AYM’nin Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararının hukuki değeri olmadığına ve karara uyulmamasına hükmetti. Daire, Anayasa’nın 153/6. maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın olmadığını belirtti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Can Atalay’ın milletvekilliği 30 Ocak 2024’te düşürüldü. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.