Doğa Üründül yazdı: KKTC’li sporcular yalnız mıdır? 

Herkesin, her koşulda kabul gördüğü modern dünyada Kıbrıslı sporcular neden yasaklıdır? Neden ülkelerinin bayraklarını açamazlar? 2024’te sorulması abes olan bu soruların kökeninde, bilerek çözümsüz bırakılan bir düğüm var.

15 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak isteyen Yunan askeri cuntası EOKA, Nikos Sampson önderliğinde adada darbe yaptı. 5 gün sonra Türkiye, adadaki Türklerin can güvenliğini sağlamak için askerî harekât başlattı ve harekatın sonunda adanın %37’lik kısmı Türk kontrolüne geçti. Lefkoşa’daki “Barbarlık Müzesi”ni gördüğünüzde, neden Türkiye’nin Bülent Ecevit yönetiminde “Ayşe’yi tatile” yolladığını gözleriniz dolarak hatırlarsınız.

1983’te bağımsızlığını ilan eden Yavru Vatan, o tarihten beri adayı paylaştığı Kıbrıs Rum Kesimi’nin de teşvik etmesiyle tüm dünyada ambargolu. Türkiye hariç Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan yok. 6 yıl KKTC’de öğrenci olmuş biri olarak ilk başta baya bir garipsemiştim. Düşünsenize KKTC’den Türkiye dışında hiçbir yere uçamazsınız, adanın meşhur hellim peynirini başka ülkelere satamazsınız, sanatçılar başka ülkelerde konser veremez… En tuhafı da sporcular Yavru Vatan’ın bayrağı altında hiçbir uluslararası organizasyonda yer alamıyor.

2024 Paris Olimpiyat Oyunları ile bir kez daha anımsadığımız “Olimpizm ilkeleri”ni hatırlayalım… 

“Olimpizm; dostluk, kardeşlik, mükemmellik, daha iyiye ve güzele ulaşmak için her türlü dil, din, ırk, politik görüş ve benzeri farklılıkları spor yoluyla ortadan kaldırmaktır. Olimpizm sayesinde bu değerler dünya çapında benimsenir ve yaygınlaşır. Olimpizm, ilkelerini spordan alan bir dünya görüşü ve yaşam biçimidir.” der IOC’nin Olimpiyat rehberinde.

Şöyle bir problem var sevgili Olimpiyat Komitesi (IOC)… Siz; hiçbir suçu olmayan, kendisini asimilasyona karşı savunmuş bir halkı oyunlarınıza almayarak cezalandırıyorsunuz. 

IOC, KKTC’li atletlerin “Bağımsız Sporcular” bayrağı altında da yarışmalarını yasaklamıştır. Kıbrıslı sporcunun ülke değiştirmesini zorunlu hale getirmiştir. Ambargo öyle saçmadır ki, yaptırım tehditleri ile devam eder. Mesela 1984 yılında Türkiye A Milli Futbol Takımı ile KKTC Milli Futbol Takımı arasında dostluk maçı planlanır fakat UEFA ve FIFA, Türkiye Futbol Federasyonu’nu turnuvalardan men edileceği konusunda uyarır. 1987’de alınan karar ile FIFA’ya bağlı federasyonların KKTC takımları ile teması yasaklanmıştır. 

1990’da Fenerbahçe sezon öncesi kampının bir kısmını Kuzey Kıbrıs’ta yapar ve yerel bir takımla da hazırlık maçı oynamak ister. FIFA ve UEFA yine benzer şekilde TFF’yi tehdit ederek bu maça iptal ettirir.

Bu ambargonun çevresinden dolaşan en son atlet Buse Savaşkan oldu. 25 yaşındaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olan sporcu, Türkiye adına 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda yer aldı. 2021’de İstanbul’da düzenlenen Balkan Salon Şampiyonası’nda kadınlar yüksek atlamada bronz madalya kazanan Buse, Paris 2024’te de imkânsız bir göreve de soyundu ve elemeleri 8. sırada bitirdi. Kendi anlatımı ile rakipleri bile hangi ülkeden geldiğini bilmiyordu. Hatta elemelerde Fransız bir atlet Buse’yi küçümsemişti. Neyse ki Kıbrıslı sporcu kendisini küçümseyen, ülkesini görmezden gelen herkese cevabını sahada verdi. Madalya belki gelmedi, ama Türkiye’nin şu anki madalya tablosundaki 60. olduğunu düşünürsek finallere kalmak büyük başarı. Final atlayışları sonunda Paris 2024’ü 10. sırada noktaladı Buse Savaşkan. 

6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremde, voleybol turnuvası için Adıyaman’da bulunan Gazimağusa Türk Maarif Koleji kız ve erkek voleybol takımından büyük çoğunluğu öğrenciler olmak üzere 35 kişi hayatını kaybetmişti. Bildiğiniz üzere İsias Otel davası halen sürüyor ve alınacak hiçbir karar da “Şampiyon Melekleri” geri getirmeyecek. Buse Savaşkan, Olimpiyatlardaki başarısını Yavru Vatan’ın vefat eden yavrularına adadı.

Türkiye Cumhuriyeti bu düğümü çözmeye nasıl başlar biliyor musunuz? Önce topraklarımızda vefat eden çocukların sorumluları kimse onları yargılar. Sonra KKTC’nin bu saçma ambargosunu kaldırmak için, en azından sporda kaldırılması için ciddi adımlar atar. 2011’de nasıl ki Dünya Güreş Federasyonu Yavru Vatan’ı tanıdıysa diğer spor organizasyonlarında da benzer ilerlemenin kaydedilme vakti geldi. 

1960 tarihli Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Türk ve Rum cemaatlerinin spor, kültür ve eğitim alanlarında birbirinden ayrı olarak faaliyetlerde bulunabilmelerini öngörüyordu. Fakat 1980 yılındaki Moskova Olimpiyatları’nı boykot etmemiz, Rum ve Yunan tarafının diğer sporların federasyonlarını ikna etmesine zemin hazırlayarak KKTC’nin sporda da ambargo yemesine yol açtı.

Kimsenin tanımadığı bir ülkeden gelen bir sporcu, Türkiye bayrağı altında dünyaya meydan okudu. Yetmedi İsias Otel davasını bir kez daha hatırlattı… Teşekkürler Buse Savaşkan Paris 2024’ün en özel yıldızlarından oldun.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.