1955 Şikago doğumlu Robert Prevost, tarihe ilk Amerikan papa olarak geçti. Yeni papa seçimi için toplanan konklav süresince Prevost’un ismi olası yeni papalar arasında geçse bile seçilme ihtimali yüksek görülmemişti.
Öte yandan bir önceki Papa’nın Arjantinli olduğu hatırlanırsa papaların Amerika kıtalarından seçilmesine devam edilmiş oluyor. Burada Katoliklerin çoğunun artık güney yarımkürede yaşadığını hatırlamak gerekiyor. Her ne kadar Şikago doğumlu olsa bile yeni papa 14. Leo, hayatının büyük bir kısmını Peru’da geçirdi.
Amerikan papa ne anlama geliyor?
Elimizde papa seçimlerine küresel güçlerin doğrudan müdahale ettiğine yönelik bir veri yok. Ancak siyaset ve papalık (geniş olarak din) iç içedir. Dolayısı ile dünyada olup bitenlerle papalık seçimi arasında hiç alaka olmadığını iddia etmek saflık olur.
Yaş ortalaması 70 civarında olan 135 kardinalin katılabileceği bir seçimden bahsediyoruz. Coğrafi dağılıma bakarsak bunların %29’u Avrupa’dan, %14’ü İtalya’dan, %18’ Latin Amerika’dan, %9’u Kuzey Amerika’dan, %16’sı Asya-Pasifik’ten ve %14’ü Afrika ve Ortadoğu’dan geliyor. Dolayısı ile yaşı ve geçmişleri itibari ile az çok dünya siyasetindeki dinamikleri bilen genelde çok dil konuşan bir gruptan bahsediyoruz.
Bu elit grubun papa seçerken dünya siyasetindeki sorunları, dinamikleri hesaba katmadan davranacağını beklemek doğru olmaz. Bu açıdan bakınca 14. Leo için oy verenlerin Amerikalı bir papa seçerek bir tür dengeleme yapmak istediklerini iddia etmek mümkün görünüyor. Keskin iç bölünmeler yaşayan, ahir zamancı Evanjelist grupların hak ettiklerinden fazla etki kazandıkları ABD’de Katolikler –yani geleneksel kitabi din– yeni papa ile etkisini arttıracaktır. Aynı şekilde 14. Leo’nun çeşitli siyasi konularda progressive (ilerlemeci) bir noktada durması dünya ve Amerikan siyasetinde güçlenen aşırı akımlara karşı bir rol oynayabilir. Bu açıdan – içerik olarak değil ama yapısal olarak – 14. Leo ile küresel siyaset arasındaki ilişkiyi, Papa 2. Jean Paul ile dünya siyaseti (özellikle Batı ve komünizm rekabeti bağlamında) arasındaki ilişkiye benzetebiliriz.
Batı bugün, NATO’nun geleceği, ABD-Avrupa ilişkileri, liberalizmin iç sorunları gibi büyük tartışmaların içinden geçiyor. Yeni Papa bu tartışmalarda – elbette temsil ettiği güç oranında – anlam ve rol kazanacak. 14. Leo’nun değişime karşı olmayacağı ama bu değişimin geleneksel Batı medeniyetinin değerlerine göre gerçekleşmesi için etkisini kullanacağını düşünmek yerinde olur.
Prevost’un profili
Nitekim yeni Papa’nın profili tam da yukarıda iddia edilen misyon için seçilmiş kaftan. 14. Leo’nun ana dili İngilizce. Yani yeni Papa Batı dünyası özellikle ABD toplumu ile çok iyi temas kuracak. Daha iyi polemik yapacak daha etkili örnekler kullanacak ve her şeyden önemlisi daha kolay görünür ve iz bırakıcı olabilecek. Yani Papa ve Amerikan toplumu arasındaki dil bariyeri ortadan kalkmıştır. O’Reilly’nin dediği gibi bu bariyer yüzünden Papa’nın bazı konularda ne dediğine dair kanaat her zaman Amerikan toplumuna bulutsu bir yorum içinden aktarılmıştı.
14. Leo’nun babası bir 2. Dünya Savaşı gazisi. Üniversiteyi matematik bölümünde okumuş. Oxford Üniversitesi yayınlarından çıkmış Olasılık ve Teistik Açıklama adlı önemli bir kitabı var. Kitapta Papa, diğer bir filozofun yöntemlerinin yanında filozof Richard Swinburne’u takip ederek Bayes Teoremini kullanarak Tanrı’nın varlığını göstermeye çalışıyor. Kısaca Bayes Teoremi olasılık hesapları kullanarak bazı bilgilerin gerçekleşme olasılıklarını hesaplamada kullanılıyor. 14. Leo, matematik eğitiminin yanında üniversitede felsefe eğitime de aldı.
On iki yıl kadar Peru’da ‘hizmet veren’ 14. Leo anadili İngilizcenin yanında İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve Portekizce gibi dilleri konuşuyor. Burada kritik bir nokta da 2023 ve 2025 yılları arası 14. Leo’nun Vatikan’da görev almış olduğu. Bu dönemde eski Papa Francis’in favorileri arasında da girdi. Avrupa siyaseti hakkında yakından tecrübeler edindi. Nitekim, 14. Leo bir açıdan Francis’in siyasetinin –elbette yeniden tonlanarak– devam etmesi olarak yorumlanıyor.
Dolayısı ile 14. Leo bir yandan mutedil bir gelenekçi diğer yandan fakirlik, eşitsizlik gibi konularda çalışmış birisi. Nihayet, 14. Leo’nun – eğer yaptığımız tartışmalar doğru ise– Batı’da yükselen aşırı (bu aşırılıklar hem siyasette hem dini alanda) gruplara karşı bir etki üretmesi bekleniyor. Bir açıdan Batı’da –özellikle Amerika’da– ‘kontrolden çıkmış’ yeni dini akımlar, ahir zamancı gruplara karşı Kilise’nin ağırlığını koyacağını beklemek mümkün. Bunu İslam tarihinde zaman zaman aşırı noktalar savurulan Sufi gruplara karşı kitabi İslam’ın – yani Sünniliğin– tepkisine benzetmek bir ölçüde mümkün.
Bu noktada karşımıza 14. Leo olarak çıkan Robert Prevost göreceli olarak genç, matematik ve felsefe dilini anlıyor, kilise geçmişi onu sosyal sorunları hesaba katan biri olarak tanımlıyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Neden Leo?
Bu bağlamda kritik soru şu: Robert Prevost neden 14. Leo ismini aldı? Sorunun cevabı 13. Leo ile ilgili.
Leo, 1878-1903 tarihleri arasında Papalık yaptı. 13. Leo’nun büyük bir tarihsel etkisi oldu çünkü kendisi, Kilise’nin Sanayii Devrimi sonrası toplumda rolünü yeniden tanımladı. Sanayii Devrimi sonrası baştan sona değişmiş Batı dünyasında ortaya çıkan yeni topluma Katolik Kilisesi, 13. Leo’nun reformları ile karşılık verdi.
Örneğin 1891 yılında 13. Leo döneminde kilise Rerum Novarum yani ‘yeni şeyler hakkında’ bir içtihat ile modern döneme ve modern sorunlara itikadı uydurdu. Burada işçi hakları, eşit ücret, sendika hakları gibi konulara değinildi. (Böyle bir sosyal içtihadın en azından Sünni İslam’da hala gerçekleşmediğini not etmek gerekiyor.) Nitekim, bu tür adımlardan dolayı 13. Leo, son papa Francis gibilerin entelektüel öncüsü olarak görülüyor.
Leo aynı zamanda bilimsel gelişmelerle ilgili yumuşak bir ton benimsedi. Skolastik tartışmalar yerine bilimsel yöntemlerle – yani rasyonel ve somut olgular ışığında– dini konuların ele alınmasını destekledi. Bunlar kadar önemli bir nokta olarak ise 13. Leo diplomasiye ilgi gösterdi doğrudan ve dolaylı kritik Batı sorunlarında etkili olmaya çalıştı.
13. Leo’nun mirasının anlamını elbette bizden daha iyi bilen Robert Prevost, Papa seçilince 14. Leo ismini aldı. Bu ‘bir önceki Leo’nun yolunda gideceğim’ demek. Yani dünya yeniden karmaşık bir dönemden geçiyor. 19. Yüzyıldaki Endüstri Devrimi gibi şimdi de robotik devrim, yapay zekâ devrimi yaşanıyor ve toplum değişiyor. Muhtemelen bu değişimlere ve onların getireceği yeni sorulara kilise 14. Leo ile cevap verecek. Sosyal konulara önem verilecek, rasyonel argümanlara dayalı bir teoloji önerilecek.